NATO Zirvesi sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan yalnız Biden, Macron ve Miçotakis’le değil, Angela Merkel’in yanında İspanya ve İtalya liderleriyle de görüşmeli.
Türk-Amerikan ilişkileri yol ayrımında
Türkiye’de herkes NATO Zirvesi’nde Erdoğan-Biden görüşmesine kenetlendi. Bu zirve ne getirecek? F-35’lerde Türkiye’ye atılan kazık devam edecek mi? Hem bizden 750 parça mal alıp, hem de bizi program dışına çıkaran ve parasını verdiğimiz altı F-35’i de Türkiye’ye vermeyen Biden, bakalım nerede Türkiye’ye bir taviz verecek? Şu anda verilere göre Biden hiçbir konuda Türkiye ile müşterek hareket etmiyor. Bugüne kadar FETÖ konusunda en ufak bir adım atmayan ABD, Halk Bankası davasını demokrasinin kılıcı gibi başımızda tutuyor. Zaten Türkiye’nin 3 devlet bankası zarar üzerine zarar yaparken Halk Bankası’na bakalım ne yapılacak? Türkiye’nin garantilediği yalnızca komiserlik görevi ve Kabil Hava Alanı’nın ABD ve NATO ülkeleri çekildikten sonra güvenliğini üstlenmesi oldu. Evet böyle angarya işleri, böyle belalı işleri ABD, Türkiye’ye severek veriyor. Buna karşılık aynı ABD, Türkiye’ye silah yardımı yapmıyor ve Kuzey Suriye’de PKK-PYD’yi silahlandırmayı sürdürüyor. ABD hala 3 ay geçmesine rağmen yeni Türk Büyükelçisi’nin güven mektubunu almadı. Türkiye’de ABD’ye hakikaten çok kaliteli (!) bir büyükelçi yolladı. Bu büyükelçinin Türk-Amerikan ilişkilerine katkısı ne olacak onu da kimse bilmiyor.
Erdoğan – Merkel görüşmesi olmalı
Türkiye NATO Zirvesi’nde muhakkak gündem dışı olarak Merkel’le de görüşmesi lazım. Merkel’le birlikte son bir zirveye katılıyoruz. Merkel 26 Eylül’e kadar seçim atmosferine giren Almanya’dan Türkiye’ye gelmeyi düşünmüyor. Alman kamuoyunda Tayyip Erdoğan karşıtlığı çok büyük olduğu için herhangi bir şekilde Erdoğan’ı davet etme planı yok. Tayyip Erdoğan bu arada 26 Eylül’de büyük bir olasılıkla Merkel’in yerine gelecek olan Hristiyan Demokrat lider Armin Laschet’i de Ankara’ya davet etmeli. Bu davet Tayyip Erdoğan’dan gelmezse, dış politikada atılım yapmak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelebilir.