Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Olaf Scholz ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında, Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz’un Türkiye’ye ilk resmî ziyaretini gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendisine ve heyetine bir kez de sizlerin huzurunda hoş geldiniz diyorum. Son derece dinamik ve güçlü olan Türk-Alman ilişkilerinin boyutları ve yoğunluğu emsalsizdir. Sayın Şansölye ile yakın diyalog ve iş birliğimizi sürdürmekte kararlıyız” diye ekledi.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra ağırlıklı olarak Ukrayna ve Rusya bağlamındaki gelişmeleri ele aldıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO müttefiki iki ülke olarak müşterek görüş ve endişelere sahip olduğumuzu teyit ettik. Bir yandan Avrupa güvenliğine yönelik zaruri önlemleri alırken, diğer yandan çözüme yönelik diplomatik çabaların hızlandırılması gerektiği hususunda mutabık kaldık” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin tarafları bir araya getirme ve diyaloğun tesisi noktasında önemli ilerlemeler kaydedilmesine yardımcı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gayretlerimiz sonucu Rus ve Ukrayna Dışişleri Bakanları Dışişleri Bakanımın da katılımıyla Antalya’da bir araya geldi. Savaşın devam ettiği bir ortamda bu toplantının düzenlenmesi bile diplomasinin hanesine kaydedilmiş önemli bir başarıdır. Kalıcı ateşkesin tesisi konusundaki çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

“İKİLİ TİCARET HACMİMİZİ 50 MİLYAR DOLARA TAŞIMAKTA KARARLIYIZ”

“Bugün yaptığımız görüşmelerde, gündemimizdeki ikili ve diğer birçok meseleyi de değerlendirdik” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İçinden geçtiğimiz bu çalkantılı dönemde Almanya’yla mevcut yüksek düzeyli istişare mekanizmalarımızın canlandırılması gerektiğine inanıyorum. Ve Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantımızda da şimdi sıra Almanya’da, inşallah dışişleri bakanlarımız birbirleriyle görüşmek suretiyle en yakın zamanda Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantımızı Türkiye’de gerçekleştireceğiz. G-20 üyesi ülkeler olarak ekonomik ortaklığımızı yeni küresel düzende daha da ileri taşımamız ortak menfaatimizedir. Almanya, Türkiye’nin ihracatta ilk ve ithalatta ikinci sıradaki ortağıdır. 2020 yılında 38 milyar dolar civarında gerçekleşen ikili ticaret hacmimiz, 2021 yılında 41 milyar doları aşmış vaziyette. Bu rakamı en kısa sürede 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İş birliğimizin yenilenebilir enerji, iklim değişikliğiyle mücadele, yeşil dönüşüm, yapay zekâ ve dijitalleşme gibi yeni alanlarda da yoğunlaşmasının bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olacağına inanıyorum. İlişkilerimizin önemli bir veçhesini de insani boyut teşkil ediyor. Turizmde bu sene salgın öncesi dönemin rakamlarının yakalanmasına çalışıyoruz. Malum bizim turizmdeki etkin iki ülkemiz; bir Rusya, iki Almanya idi. Ve Almanya ile olan bu turizmdeki münasebetlerimizi yine aynı kararlılıkla devam ettireceğimize inanıyorum. Almanya’daki 3 milyonluk Türk toplumunu, ülkelerimizi birbirine daha da yakınlaştıran ortak bir zenginlik olarak görüyoruz. Geçen sene Ekim ayında Türkiye-Almanya İşgücü Anlaşması’nın 60. yıl dönümünü idrak ettik. Bu yıl dönümü Almanya’nın kalkınmasına, çok kültürlü ve müreffeh bir ülke hâline gelmesine önemli katkı sunan Türklerin emeklerinin bir kez daha takdir edilmesi bakımından güzel bir fırsat teşkil etti. Kovid-19 salgınıyla mücadelede Özlem Türeci ve Uğur Şahin hem Almanya’nın hem Türkiye’nin gururu oldular.14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle kendilerini bir kez daha tebrik ediyorum. Bundan sonra da Avrupalı Türkleri her alanda teşvik etmeyi sürdüreceğiz.”

“Almanya ile bölgesel konularda yakın iş birliği içerisinde çalışmayı önemsiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bölgemizdeki son gelişmeler, Türkiye’nin başta güvenlik ve enerji olmak üzere birçok alanda anahtar role sahip olduğunu ispatlamıştır. Almanya’nın, Avrupa Birliği içinde lider konumdaki ülkelerden biri olduğu tartışmasızdır, şüphesizdir. Türkiye-AB ilişkilerinin ilerletilmesinde Alman dostlarımızın yapıcı tutum ve desteğinin devam edeceğine inanıyorum.”

Özellikle eğitim-öğretim alanında İstanbul'daki Türk Alman Üniversitesinin çok önemli, ciddi bir sıçrama tahtası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu da Sayın Şansölye ile özellikle görüştük. O da Türk-Alman Üniversitesinde bir ilahiyat fakültesi kurulması ama aynı şekilde Türk-Alman Üniversitesinin Almanya ayağının da tensip edecekleri eyalet veya şehir orada hemen süratle onun adımının da atılmasını ben kendilerine de teklif ettim. Zaten sözleşmenin altyapısında, içeriğinde de bu var. Mevcut ve bu adımı da atmak suretiyle bir an önce Almanya ayağında da bir Türk Alman Üniversitesini kurmamız, oradaki özellikle ilahiyat konusunda da bir açığın giderilmesinde çok fayda sağlayacaktır. Ve bu konuyla ilgili olarak da Sayın Şansölye bunu da inceleyecekler ve adımı buna göre atacağız. Ve ben, özel temsilciler noktasında da iki arkadaşımızı görevlendirdim. Daha önce yine görevli olan İbrahim Kalın Bey görevine devam edecek ama İbrahim Kalın Bey ile bir de Çağatay Bey de milletvekilimiz yine bu çalışmayı yürütecekler. Aynı şekilde Sayın Şansölye de görevlendireceği iki kişiyle bu adımları atmış olacağız."

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz’un açıklamalarının ardından da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Şansölye'nin samimi, gönlünü açmak suretiyle yaptığı değerlendirmeleri her iki ülke açısından da önemli buluyorum. Bu bakımdan yaptığımız görüşme hakikaten çok samimi bir hava içerisinde geçti. Bundan sonraki süreçte de özellikle Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı öncesinde tabii ilgili bakan arkadaşlarımızın yapacakları çalışmalar, bizim özel temsilcilerimizin muhataplarıyla yapacağı görüşmelerle bir ön hazırlık yapılacak ve Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’na da inanıyorum ki çok daha farklı bir şekilde gitme imkânını bulacağız" ifadelerini kullandı.

“İKİ NATO ÜLKESİ OLARAK BİRLİKTE NELER YAPABİLİRİZ ”

Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz, askerî iş birliğinden bahsettiniz, Şansölye, NATO partnerlerinin birlik olması gerektiğini söyledi. Siz Rusya'dan hâlâ silah alacak mısınız? Bunun dışında Batı'nın yaptırımlarına katılacak mısınız?" şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi: "Askerî derken NATO'daki iş birliği ne demektir? NATO'daki iş birliği aynı zamanda askerî dayanışmanın teşekkül ettiği bir kurumdur NATO. Burada ağır silahlardan tutunuz da uçaklara varıncaya kadar her şeyi NATO'da ne yaparsınız? Kullanırsınız. Biz şu anda NATO'da Almanya'yla iki ortağız, iki önemli NATO ülkesiyiz. Dolayısıyla herhalde bunu aramızda değerlendirmek hele hele bu süreçte büyük önem arz etmektedir. İki NATO ülkesi olarak birlikte neler yapabiliriz, ne gibi eksiklerimizi yine aynı şekilde gideririz, bunun değerlendirmesini yaptık."

Türkiye'nin Rusya'dan aldığı silahlara ilişkin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar tabii aldığımız silah veya silahlar var, şu andaki şartlar içerisinde gelecek ne gösterir onu şu anda konuşmak herhalde erken olur ama şartlar ne getirir, ne götürür bunu görmemiz lazım" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz Sayın Zelenskiy ile de Sayın Putin ile de dostluğumuzu aynen korumak durumundayız. Ancak şunu da söyleyeyim; yaptırımlara gelince, Birleşmiş Milletler kuralları içerisinde ne gerekiyorsa biz şu ana kadar onu yaptık ve NATO üyesi ülkelerin yapmadıklarını biz Rusya'ya rağmen Ukrayna'ya yaptık, o desteğimizi sürdürdük. İnsani yardımlarımızı da yine aynı şekilde şu anda 50'yi aşkın tırı biz Ukrayna'ya gönderdik, göndermeye de devam ediyoruz." diye konuştu.

SCHOLZ: “TÜRKİYE İLE BÜYÜK POTANSİYELİ DAHA İYİ DEĞERLENDİRMEK İSTİYORUZ”

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz da konuşmasında, Türkiye-AB ilişkilerine dair, "Türkiye ve AB iş birliği içindeler. Gelecek için bazı planlarımız var. Örneğin üst düzey diyalog formatlarını yürürlüğe sokacağız. Gümrük Birliği konusunda da müzakerelerimiz sürecek" dedi.

Türkiye ve AB'nin, göç ve mülteciler konusundaki iş birliğinin de çok önemli olduğunu kaydeden Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, "Şu anda Ukrayna konusunda görüyoruz ki bu konular bitmiyor ve şiddet yaşandığı sürece maalesef hâlâ insanlar göç edecek, güvenli yerler arayacak" diye konuştu.

Görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Türkiye ile Almanya arasında ekonomik iş birliğini de ele aldıklarını belirten Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, şöyle devam etti: "Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine Sayın Cumhurbaşkanı da değindi. Somut olarak görüşme formatları üzerinde karara vardık. İki tarafın da yararına olacaktır bu. Sadece Almanya ile Türkiye arasında değil, aynı zamanda AB ile Türkiye arasında elbette enerji alanında iş birliği çok önemli."

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, ikili ilişkilerin iyi olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde ilişkilerinin geliştirilmesi konusunu ele aldıklarını ifade ederek, "İlişkilerimizdeki büyük potansiyeli daha iyi değerlendirmek istiyoruz. Benim hükûmetim bunun sorumluluğunu üstlenmiş durumdadır" dedi.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin önce ateşkes, daha sonra barışa ulaşmak için adım attıklarını belirterek süreçte varılacak anlaşmanın Ukrayna'nın kabul edebileceği bir anlaşma olması gerektiğinin altını çizdi.

İmamoğlu Almanya'da konuştu: Otoriter rejimler barış ve istikrarı tehdit ediyor İmamoğlu Almanya'da konuştu: Otoriter rejimler barış ve istikrarı tehdit ediyor

"Müzakereyi biz yapmayacağız" diyen Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, "Biz konuşurken Ukrayna'ya yardım etmek için konuşuyoruz. Fakat Ukrayna kendisi için neyin doğru olduğuna karar vermeli" dedi.

Ukrayna'ya atılan her füzeyle Rusya'nın, uluslararası toplumun birliğinden ayrıldığının göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, "Rus Devlet Başkanı'na çağrıda bulunuyoruz. Artık durun diyoruz. Ve sadece diplomatik bir çözüm olabilir diyoruz" diye konuştu.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, Almanya ve Türkiye'nin, kendisini savunmasını için Ukrayna'ya destek verdiğini hatırlatarak, "Özellikle Montrö Anlaşması uyarınca Boğazlar'ın savaş gemilerine kapatılmasının önemli bir katkı olduğunu düşünüyoruz. Bunun için teşekkür borçluyuz" ifadelerini kullandı.

Ukrayna'da yaşanan gelişmeleri üzüntüyle karşıladıklarını belirten Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, "Sayın Cumhurbaşkanı ve ben, bu saldırı konusundaki endişelerimiz konusunda hemfikiriz. Ve en kısa zamanda bir ateşkese ulaşılması konusunda da bunun gerekliliği konusunda da güvenli siviller için güvenli koridorların sağlanması gerekir ki, tehlikeli bölgelerden çıkabilsinler" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptıkları görüşmenin iki taraf arasında gerçekten iyi bir iş birliği ve ilişki olduğunun göstergesi olduğuna işaret eden Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, mevcut durumda savaş yaşanan bir dönemde bir araya geleceklerini kimsenin düşünemeyeceğini söyledi.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile taraflarla yaptıkları görüşmeler hakkında bilgi alışverişinde bulunduklarını aktararak, "Fransız Cumhurbaşkanı'yla olsun Sayın Zelenskiy ile olsun görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmelerin sürdürülmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Fakat artık sonuçların elde edilmesi ve silahların susması da en önemlisi" diye konuştu.

Ukrayna'yla Rusya arasındaki görüşmelerin son derece önemli olduğuna dikkati çeken Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, "Türk müttefiklerimizin de diplomatik bir çözüme katkıda bulunmak istemelerini çok olumlu karşılıyoruz. Türkiye'de de iki ülkenin (Rusya ve Ukrayna) dışişleri bakanları arasında görüşmelerin yapılması çok yararlı olmuştur" dedi.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, Ukrayna'dan kaçan milyonlarca insana destek olmak istediklerini belirterek, "Aynı zamanda biz destek olmaya çalışıyoruz. Şu anda 1,7 milyon mülteci, Polonya'ya geldi, Almanya'ya 100 binden fazla geldi. Ukrayna'dan çok sayıda üçüncü ülke vatandaşı da kaçıyor. Bu sorumluluk hepimiz de hepimiz bu konuda destek olmalıyız" ifadesini kullandı.

Ukrayna'da yaşananların uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğine işaret eden Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, şöyle devam etti: "En kısa zamanda silahların susması gerekiyor. Bizim için önemli olan husus; Ukrayna'nın egemenliğinde toprak bütünlüğünün sağlanması, korunmasıdır. NATO nezdinde iş birliği içinde olmamız son derece önemli. Şu anda değişmiş bir güvenlik durumuyla karşı karşıyayız. Biz, NATO'nun doğu sınırındaki ülkelerde güçlerinin yoğunlaştırılacağı yönünde bilgi verdik. Burada hava polisi uygulaması da Almanya tarafından yürürlüğe konulacak."

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, hukukun şiddetle ihlal edilmesinin kendilerinin de güçlü olması gerektiğini gözler önüne serdiğini vurgulayarak, "Bu nedenle federal ordumuz için 100 milyar avroluk bir ilave fon konusunda karar verdik ve böylece güvenliğimizi birlikte sağlamamız gerekiyor" dedi.

Almanya olarak bundan sonra elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak istediklerini belirten Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, rüzgâr enerjisinin de içinde olduğu farklı kaynakları devreye sokmak istediklerini belirtti.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, "Bu konuda başka ülkelerle de uzun vadeli iş birliği istiyoruz. Özellikle hidrojen konusunda ithalat yapmak durumundayız. Rusya'ya bağımlı olmamak için kaynakları farklı ülkelerden de sağlamalıyız. Böylece kendi kararlarımızı bağımsız verebiliriz" diye konuştu. Bölgesel iş birliklerinin artık çok daha fazla önem kazandığını belirten Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, Türkiye'nin İsrail ve Yunanistan ile geliştirdiği ilişkileri memnuniyetle karşıladığını kaydetti.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, Almanya'da çok fazla Türk kökenli insanın yaşadığına dikkat çekerek, "Onlar artık bizim toplumumuzun önemli bir unsurudur. Federal hükûmette ve mecliste çok fazla Türk kökenli temsilcilerimiz, vekillerimiz var. Onların Alman politikalarına yaptıkları katkılardan çok mutluyum" dedi.

Almanya’nın, Türkiye’nin Rusya’ya yönelik tarafsız kalıp kalmaması konusundaki tutumuna ilişkin Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, "Türkiye, bu saldırıya, savaşa karşı olduğunu açıkça ifade etti. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savundu, sadece insani yardım değil silah da gönderdi. Bu konuları tartıştığımızda bunları göz önünde bulundurmalıyız” ifadesini kullandı.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, AB ve ABD’nin Rusya’ya karşı aldığı yaptırım kararlarının beklediğinden çok daha dramatik sonuçlar getirdiğini belirterek, "Yaptırımların sonuçları, Rusya’da her yerde hissediliyor artık. Bunu tabii ki ilk önce ateşkese ulaşmak için, daha sonra barışa ulaşmak için yapıyoruz. Ulaşılacak bir anlaşma, Ukrayna’nın kabul edebileceği bir anlaşma olmalı” değerlendirmesinde bulundu. Ukrayna’nın bir millet olduğu gerçeğinin açıkça kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, “Hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar vatanlarını savunuyorlar" dedi.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, Almanya’nın eski Şansölyesi Angela Merkel’in insan hakları konusunu görmezden geldiği eleştirilerine ilişkin "Sayın Merkel’e bence haksızlık ediyorsunuz. İnsan hakları söz konusu olduğunda hiçbir zaman gözünü kapatmamıştır, onu savunmalıyım” görüşünü dile getirdi.

Merkel döneminde, AB’nin Türkiye ile mülteciler konusunda anlaşmasının hiçbir zaman unutulmaması gerektiğinin altını çizen Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, şunları kaydetti: "Milyonlarca mülteci, Türkiye’ye sığındı. İmzaladığımız mülteci anlaşması, Türkiye’ye bu görevleri yerine getirmesinde destek olmayı söz konusu ediyor. Bu anlaşma, mültecilerin yararına imzalanmıştır. Sayın Merkel de bunu hep bu şekilde gördü. Bizim gerçek görevimiz, sadece ülkelerimize mülteciler geldiğinde değil onlara dünyanın her yerinde mülteci sorunu olduğunda sorumluluğu üstlenmek, sadece komşularımız da değil Afrika’da da bu tür olaylar yaşanıyor. 'Bize gelmedikleri sürece bu sorun bizi ilgilendirmiyor' diyemeyiz. Bu nedenle Türkiye ile olan sözleşme gibi bu tür sözleşmelere ihtiyacımız var."

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Deutsche Welle (DW) kanalına lisans verilmesi konusunu da görüştüğünü aktaran Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, “(Deutsche Welle) Onların bağımsız bir şekilde yayın yapmamalarını istiyoruz. Bizim amacımız bunu sağlamak” dedi.

Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, Almanya'nın NATO müttefiki Türkiye'ye bazı askerî malzemelerin satışına getirdiği kısıtlamalara ilişkin soruya, "NATO'da çok yakın bir iş birliği hâlindeyiz" cevabını verdi. Bu iş birliğinin gittikçe önem kazandığını vurgulayan Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, şöyle devam etti: “Örneğin ileri güç konusunda NATO'nun batı cephesindeki güçlerimizi geliştirmek istiyoruz ve bunları daha da geliştireceğiz. Federal Ordu içinde NATO bütçesine 50 milyar avroluk bir katkı sağlıyoruz ve bütçemizde ek bir fon da ayırdık. Almanya'da keskin bir savunma ihracatı politikamız var. Bu kurallarımız son derece keskindir. Yasayla tespit edilen bir çerçeve içinde hareket etmek durumundayız."

Almanya'nın NATO eliyle Ukrayna'ya silah yardımını engellediği yönündeki eleştiriler hakkındaki soru üzerine Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz, "Müttefiklerimiz ve Almanya olarak Ukrayna'nın kendini savunması için maddi açıdan da destek olduk. 2014'ten bu yana Ukrayna'ya mali yardım yaptık savunma konusunda. Bunu gelecekte de sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Savunma silahları gibi silahlarla destekte bulunduk" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak basın toplantısının ardından Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Scholz onuruna akşam yemeği verdi.

Editör: TE Bilişim