Lozan Anlaşması’nın dışına çıkan, Ege’deki irili ufaklı bütün kayalıkları, oturulmayan adaları işgal eden Yunanistan, Ege’yi bir “Yunan Denizi” haline getirmekte kararlı. Bu konuda bizim çok çekingen olmamız, herhangi bir atılımda bulunmamamız Yunanlıları bu konuda cesaretlendiriyor ve her geçen gün daha tecavüzkar bir tutum içine giriyorlar.
Yunanistan’ı ABD ve AB ciddi bir şekilde destekliyor
Yunanistan son zamanlarda AB’nin dışında ABD’yi de arkasına alarak saldırgan bir politika uyguluyor. Gümülcine’de Amerikalılara verilen helikopter üssü, Güney Kıbrıs’a ABD’nin silah ambargosunu kaldırması ve ABD’nin Türkiye’ye her geçen gün daha sert bir politika uygulaması, Yunanistan’ın çok hoşuna gidiyor. Türkiye’nin artık yavaş yavaş Ege Adaları konusunda diş göstermesi lazım. “Ege’ye asker gönderelim” derken savaş için değil, fakat bir zamanlar Kardak Adası için gösterdiğimiz kararlılığı Ege’de Yunan işgali altındaki adalar içinde göstermemiz lazım.
AB, Türkiye ve Yunanistan arasında dengeleyici bir rol üstlenmeli
Meis ve Girit adalarını öne çıkararak Doğu Akdeniz’de de söz sahibi olmak isteyen Yunanistan, 3 tarafı denizlerle çevrili olan ve 7.205 KM deniz sınırı olan Türkiye’yi dışlama politikasında hızlı adımlar atıyorlar. Bunlara Türkiye’nin göz yummaması lazım. Mevlüt Çavuşoğlu toplantılarda Yunanlı yetkililere el ense çekerek dostluk gösteriyor, fakat Yunanlılar maalesef bu politikayı anlamıyorlar. Her geçen gün Türkiye karşıtlığını özellikle AB’de ortaya çıkarıyorlar. Ursula Von Der Leyen’in Türkiye’ye karşı yepyeni bir politika oluşturması çok yeni bir olay ve Angela Merkel’in tasvip ettiği bir gelişme değil. Yunanistan önümüzdeki süreçte AB’den çok büyük bir destek alma hazırlığında. Bu ülke ülkeye 4 yıl için 35 milyar euroluk bir katkıda bulunulacak. Hiçbir şey üretmeyen, artık denizcilikte de pek ismi geçmeyen Yunanistan, AB fonlarıyla Türkiye’nin başına bela olmaya devam ediyor. Ege’de Suriyelilerin botlarını Türkiye’ye doğru iten ve hatta batıran Yunanistan’a Türkiye’nin de bir ordusu olduğunu hatırlatmamız artık bir şart olmuştur.
Prof. Dr. Faruk Şen- 09.07.2021