Melis KARAKUZULU/İZMİR, (DHA)- İZMİR’in Torbalı ilçesinde, geçen 27 Temmuz’da, tarlada mısır silajı yapıldığı sırada bacaklarını biçerdövere kaptırıp, iki bacağını da kaybeden Erdoğan Köklü (66), yaşama sevincini hiçbir zaman yitirmedi. Köklü, "Bundan sonra bu şekilde yaşamaya mecbur olduğumu düşündüm. Moralimi yüksek tutuyorum, bu moralle yaralarım daha çabuk iyileşti" dedi.
İzmir’in Tire ilçesinin Yeniçiftlik Mahallesi’nde yaşayan 7 yıldır mısır tarlalarında operatör yardımcısı olarak çalışan, 2 kız çocuğu ve 5 torun sahibi Erdoğan Köklü, 27 Temmuz’da Torbalı Atalan Mahallesi’nde bulunan tarlada mısır silajı yapılması sırasında biçerdöver operatörünün kendisini görmemesi nedeniyle bacaklarını makineye kaptırdı. Bir bacağı kopan, diğer bacağı ise biçerdövere sıkışan Köklü, 2,5 saat boyunca bilinci açık bir halde yetkili bir doktorun gelip bacağını makineden kurtarmasını bekledi. Hayatının en zor saatlerini geçiren operatör yardımcısı Köklü, 2,5 saatin sonunda gelen doktorun müdahalesi ile makineden kurtarıldı. Daha sonra helikopterle tarlaya gelen sağlık ekipleri Köklü’yü alarak Ege Üniversitesi Hastanesi Ortopedi Bölümü’ne götürdü. Hastanede ameliyatı gerçekleşen Köklü’nün önce bir bacağı dikildi, fakat kopan kısmın mikroplu olması nedeniyle iki bacak da eşit şekilde kesilerek dikişleri atıldı. 13 Ağustos’ta hastaneden çıkan Köklü, bir hayırseverin verdiği akülü tekerlekli sandalyede hayatına devam ediyor.
Artık çalışamaz hale gelen Erdoğan Köklü’ye eşi Hatice Köklü yardımcı olarak hayatını kolaylaştırmaya çalışıyor. Bir avukat tutarak çalıştığı firma ve biçerdöver operatörü hakkında hukuki süreci başlattıklarını ifade eden Köklü, bundan sonra sadece emekli maaşı ile geçineceğini ve yardım beklediğini söyledi.
KOPAN BACAĞININ YANINDA 2,5 SAAT YARDIM BEKLEDİ
Talihsiz kazanın gerçekleştiği günü anlatan Köklü, bir bacağının koptuğunu diğerinin de biçerdöverin ağzında ikiye bölündüğünü belirterek, kan kaybettiği için bacağını kamyon kayışları ile bağlattığını anlattı. Köklü, şöyle dedi:
"Benim görevim biçerdöver operatörüne tarlayı göstermek, mısıra bakmak, işleri organize etmek. O gün tarlayı biçerken boşlukta, mısırların olmadığı yerde duruyordum. Operatörün beni görmesi gerekiyordu, fakat operatör ehliyetsiz ve acemiydi. Beni görmedi. Bir baktım ki, kendi ayağım yanıma ‘Pat’ diye düştü. Arkama dönüp baktığımda öteki ayağım biçerdöverin ağzında ikiye bölünmüş fakat onu oradan çıkaramıyordum. Sıcağının altında, o ayağımla beraber biçerdöverin ağzında 2,5 saat bekledim. Telefon edildi, yarım saat içinde oraya 4-5 tane 122 Acil Servis aracı geldi. Fakat ayağımı oradan çıkaramadılar. Kamyonculara kan kaybettiğimi söyleyip, bacağımı kamyon kayışları ile bağlattım. O gün öleceğimi düşündüm. Ölümden de korkmadım ve cebimdeki telefonu çıkarıp eşimi aradım, ona ‘Hakkını helal et, ben iki ayağımı kaybettim. Belki 15 dakika, belki bir saat sonra ben ölüyorum’ dedim. O 2,5 saatte Allah bana güç verdi, yaşamam gerekiyormuş demek ki, buralara gelebildim. Bacağımı yanımda gördüğümde bu benim kaderim diye düşündüm. Yaşayabileceğime inanmıyordum. Çok ızdırap çektim. Fakat hastaneden geldikten sonra ben inandım. ‘O günden sonra eski Erdoğan değilim’ dedim. Eğer ben buna inanmamış olsam, beynimde sürekli ‘Neden oldu?’ diye dolaştırsam olmazdı. Bundan sonra bu şekilde yaşamaya mecbur olduğumu düşündüm. Moralimi yüksek tutuyorum, bu moralle yaralarım daha çabuk iyileşti. Günden güne iyiye gidiyorum. O günkü biçerdöverin ağzındaki durumdan sonra bugün yeni doğmuş gibi hissediyorum."
Kazadan sonra çalışamadığı için maddi sıkıntı çektiğini de belirten Köklü, "Ev benim değil. Altımdaki akülü tekerlekli sandalyeyi başka biri verdi. Arabayla çıkabilmem için yol yaptırdım, kendime göre banyo ve tuvalet yaptırdım. Bunların hepsini eş dostun borcuyla yaptırdım. Kaymakamlığa müracaat ettik fakat cevap alamadık. Hala evin önünde çalışma yapılıyor. Maddi durumum kötü, borçlarımı ödemek için yardıma ihtiyacım var" diye konuştu.