CUMHURBAŞKANI, PARTİLİLERLE YEMEKTE BULUŞTU Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Konya'daki ziyareti programında Ak Parti İl Başkanlığı'nın Selçuklu Kongre Merkezi bahçesinde düzenlediği yemeğe katıldı. Yemeğe, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, partinin daha önce çeşitli kademelerinde görev yapan yöneticileri, eski milletvekili ve belediye başkanları katılırken, bir dönem partide genel başkanlık ve Konya milletvekilliği yapan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılmadığı görüldü. 'ARAMIZA KİMSEYİ SOKMAYAN TÜM KONYALILARA TEŞEKKÜR EDİYORUM' Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında partinin kuruluşundan itibaren hizmet edenlere teşekkür edip, vefa edenlerin ruhları için de Fatiha suresinin okunmasını istedi. Erdoğan, 31 Mart'ta yapılan seçimlerde Konya'nın yüzde 70,5 oy oranıyle destek verdiğini belirterek, ''Konya son 17 yıldır olduğu gibi 31 Mart seçimlerinde de aramıza kimseyi sokmayan tüm Konyalılara, bize gönül veren, bizden hayır dualarını eksik etmeyen tüm Konyalılara, şahsım ve tüm parti teşkilatım adına teşekkür ediyorum.''dedi. Erdoğan, Cumhur İttifakı'nda yer alan MHP'lilere ve MHP lideri Devlet Bahçeli'ye teşekker ederek, ''İnşallah önümüzdeki dönemdede ülkemizin ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda yine bareber hareket etmeyi sürdüreceğiz.''dedi. 'TÜRKİYE'NİN İÇİNDE BULUNDUĞU COĞRAFYA SANCILI GÜNLER YAŞIYOR' Erdoğan, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada sancılı günler yaşadığını belirterek, şunları söyledi: ''Türkiye içinde bulunduğu coğrafya gerçekten sancılı günler yaşıyor. Terörden ekonomiye, dış politikadan iç siyasete, savunmadan enerjiye kadar tarihimizin en kritik meleleriyle yüzleşiyoruz. Gündemimizde olan konular, milletimizin sadece bugünene değil gelecek her bir asrına damga vuracak mahiyettedir. Suriye ve Doğu Akdeniz'de yaşanan hadiseler bile ülkemizin için adete beka meselesidir. Türkiye'nin bu meselelerinin hiçbirini tribünden seyretme lüksu yoktur. Sahada varlık göstermeden, masada olunmayacağını bilhassa Suriye konusunda yaşayarak gördük.'' 'TÜRKİYE KAPIYARINI AÇMASAYDI, KATLEDİLEN MAZLUM SAYISI ÜÇ KAT ARTIRDI' Suriye'de 1 milyon dolayında masun insanın hayatını kaybettiğini kaydeden Erdoğan, yarısından fazlası bizde olmak üzere 7 milyondan fazla insanın da Suriye'den göç etmek zorunda kaldığını söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin, Suriyeli mazlumlara kapısını açmasaydı, katledilen masumların sayısının iki üç katına çıkabileceğine dikkat çekerek, ''Provakosyanların arttığı bugünlerde milletimizin çok daha dikkatli olması şarttır. Aynı şekilde 'Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarını' yapmasaydık, güney sınırımız boyunca bir terör koridorunu engelemekte zorlanırdık. Biraz geçikmeyle bu iki harekatle karanlık emellere ağır darbeler indirdik.'' dedi. FIRAT'IN DOĞUSUNDAKİ TERÖR YUVARALARINI TEMİZLEMEKTE KARARLIYIZ' 'Fırat'ın doğusundaki terör yuvaralarını temizlemekte kararlı olduklarını belirter Erdogan, şöyle konuştu: ''Şimdi gündemimizde Fırat'ın doğusu var. Fırat'ın doğusundaki terör yuvalarını temizlemekte kararlıyız. Suriye'de bu adımları atarken diğer komşumuz Irak'ta da 'Pençe Harekatıyla' teröristlerin inlerini başlarına geçiriyoruz.Hem Suriye, hem Irak sahasındaki askeri varlığımız arttıkça, PKK'nın ülkemizdeki eylem kapasetise azalıyor. Örgütten kaçanların ve teslim olanların sayısında da çok büyük artış var. Sınırlarımız içinde güvenlik birimlerimiz 365 gün, 12 ay 24 saat kesintisiz operasyon halindeler. Silahlı ve silahsız, insansız hava araçlarımız, teröristlere nefes aldırmıyor. '' 'DEMOKRASİ, HUKUK ÇEŞMESİNDEN BESLENİR' Erdoğan, terörle mücadelede kalıcı başarının ancak terörü besleyen kaynaklarını kesilmesiyle mümkün olabileceğine dikkati çekerek, "Terörün kökünü kurutacaksak, bölücü örgüte mali, ekonomik ve lojistik destek sağlayan siyasi uzantılarıylada mücadele etmemiz şarttır. Belediyenin imkanları vatandaşa hizmet için vardır. Belediye başkanlığı, terör örgütüne piyonluk değil, şehre ve milletine hizmet makamıdır. Hiç kimse sandıktan çıkan iradeyi, terör bağımlılarına peşkeş çekemez. Demokrasi, hukuk çeşmesinden beslenir. Hukukun olmadığı, kanunların alenen çiğnendiği bir yerde demokrasinden de millet iradesinden de bahsedilemez. Hiçbir medeni devlet, kamu kaynaklarının teröristlere kullanılmasına müsama göstermez. Hiçbir devlet, belediye kadrolarının militanlarla doldurulmasına sessiz kalmaz. Hiçbir devlet. beledeyinin, teröristlerin arka bahçesine dönüşmesini, eli kolu bağlı bir şekilde izlemez. Van, Mardin ve Diyarbakır Belediye başkanlıklarına yapılan vekil görevlendirmelerinin sebebi işte budur. Devlet, kanunlar çerçevesinde milletin hakkını, hukukunu korumak, demokrasiye yönelik tehditleri bertaraf etmek için son derece meşru adım atmıştır.'' ifadelerini kullandı. CHP'YE ELEŞTİRİ Erdoğan, Van, Mardin ve Diyarbakır'da atılan adımlara yönelik CHP'nin tutumunu da eleştirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Hal böyle iken, atılan adım karşısında bölücü örgütün uzanltılarından daha fazla CHP'nin rahatsız olduğunu görüyoruz. CHP teşkilatları kora halinde bize ve görevlendirilen başkan vekillerine saldırıyor. Lafa gelince mangalda kül bırakmaz, 'Biz Atatürk'ün kurduğu partiyiz derler', hem 'cumhuriyetle yaşıtız' diyeceksiniz, hem şehit yakınlarımızı kapı dışarı edenlerin avukatlığını yapacaksınız. Hem 'demokrasi diyeceksiniz', hem demokrasiye suikast düzenleyenlere destek çıkacaksınız. Hem vatanperverlik iddiasında bulunacaksınız, hem de çukur eylemlerinde askere, polise, kurşun sıkanların, Kürt kardeşlerimin hayatını zindana çevirenlerin yanında saf tutacaksınız. Bunun adı merhum Ahmet Kaya'nın ifadesiyle 'Nerden baksan, tutarsızlık' elbette bu süreçte kimin nerde durduğunu biliyoruz. Milletimiz, CHP'nin, CHP'li yetkililerin, CHP'li belediye başkanlarının tutarsızlıklarını derin hafızasına not ediyor. Vatandaşlarımız CHP'nin terörle mücadele diye, hukuk diye bir dertlerinin olmadığını yakından biliyor. Biz CHP gibi esen rüzgara göre şekil alan ilkesiz, ruhsuz bir parti olamayız. Biz başka partiler gibi bana değmeyen yılan bin yaşasın diye de diyemeyiz. Biz milletin emanetini, sırtında taşıyan partiyiz. Biz, Diyarbakırlı Hatice ananın, Aylan bebek gibi Suriyeli mazlumların acısını yüreğinde hisseden kadroyuz. Bunun için PKK tarafından evlatları dağa kaçırılan Diyarbakırlı anaların feryadını duymazdan gelemeyiz. Suriye mazlumlara sırtımız dönemeyiz."