Gülseli KENARLI - Özden ATİK - Güven USTA / İSTANBUL, (DHA) 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Bakırköy Halk Pazarı Meydanı'nda düzenlenen mitingle kutlandı. Bu yılki resmi etkinlik alanı olan Bakırköy Halk Pazarı alanında, meslek örgütleri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları sabah saatlerinde toplanmaya başladı. Pazar alanında kurulan sahnede program saat 13.00'te başladı ve yaklaşık 2,5 saat sürdü. Program öncesinde gruplar iki ayrı noktada aramalardan geçerek alana giriş yaptı. Aralarında DİSK, KESK, TMMOB, TTB, Birleşik Haziran Hareketi, Çarşı Grubu, Fenerbahçe Sol Açık Grubu, CHP ve HDP üyelerinin bulunduğu gruplar kortejler halinde sahne önüne geldi. Gruplar sahne önünde yerlerini alırken, platformdan sık sık grupların sıralanmaları ile ilgili uyarılar yapıldı. DİSK VE KESK ÖNCÜLÜK ETTİ CHP heyeti, aralarında CHP Milletvekilleri Umut Oran, Ali Şeker ve Eren Erdem, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, ilçe belediye başkanlarının da bulunduğu grupla alana giriş yaptı. DİSK ve KESK alana gelen gruplara öncülük etti ve diğer gruplar bu iki grubun arkasından yürüyerek platform önündeki yerini aldı. Alanda toplananların ellerinde bayraklar, flamalar ve pankartlar taşıdıkları görüldü. HDP'li grubun bulunduğu yerde Öcalan posterleri açıldığı görüldü. Gruplar sık sık slogan attı. “LAİKLİĞİ ADIM ADIM ORTADAN KALDIRIYORLAR" DİSK Genel Başkanı Kani Beko, kutlama programında bir konuşma yaptı. 1 Mayıs meydanının gasp edildiğini savunan Beko, “Taksim 1 Mayıs alanı olana kadar, ayaklar baş olana kadar, birlik olmaya, mücadele etmeye, dayanışmaya söz veriyor muyuz?" şeklinde konuştu. Beko, “Bizi mezhebimize göre, inancımıza göre ayıranlar, bölenler, ötekileştirenler, şimdi de laikliğe gözünü dikmiş... Laiklik demek, inancı ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit olması demektir. Kardeş olması, bir olması demektir. Ama onlar bunu istemiyor. İstiyorlar ki, biz inançlarımız farklı diye birbirimize düşman olalım. Onlar istiyorlar ki, iş cinayetlerine kader, fıtrat diyelim ve susalım. Onlar istiyorlar ki, grev yapmak günah diyen patrona biat edelim. İşçileri daha kolay köle haline getirmek için laikliğe düşmanlar. Bizi birbirimize düşürmek için laikliği adım adım ortadan kaldırıyorlar" dedi. “AND OLSUN Kİ…" KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen de, mitingde yaptığı konuşmada, “Taksim'i yasaklayarak, hafızamızı, bilincimizi sileceklerini sananlara bir kez daha sesleniyorum; and olsun ki yeniden milyonlarla Taksim'e çıkacağız ve yasaklayarak suç işleyen sizlerden hesap soracağız" şeklinde konuştu. ORTAK BİLDİRİ OKUNDU Konuşmaların ardından, siyasi parti, dernek ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan 55 imzacının yer aldığı ortak bildiri Türkçe ve Kürtçe okundu. Ortak bildirinin okunması sırasında alanda bulunanların bir kısmının ayrıldığı görüldü. HALAY ÇEKTİLER Programın sonunda, Mezopotamya Kültür Derneği mini bir konser verdi. Alanda bulunanlar konser sırasında halay çekti. Ardından sahneye Yasemin Göksu çıkarak şarkılarını seslendirdi. POLİS ALAN ÇEVRESİNİ BOŞALTTI Programın ardından halk pazarı etrafında dağılmayan küçük gruplar ile polis arasında gerginlik yaşandı. Çevik Kuvvet ekipleri halk pazarının çevresini boşalarak yollara sıralandı. Bir grup polis ise grupların arkasından yürüyerek demir bariyerlerin dışına kadar çıkardı. ORTAK BİLDİRİ... Ortak bildiride şu görüşlere yer verildi: "Meclis Başkanı, anayasadan laiklik ilkesinin çıkarılmasından söz ediyor. Biz ise toplumsal yaşamın dini esaslarla belirlenmediği, tüm kimliklerin kendilerini özgürce ifade ettiği, eşitlik ve özgürlükten, kapsamlı bir laiklikten yanayız. Emek, barış ve demokrasi güçleri büyük bir kuşatma altında. Savaşa ve sömürüye karşı çıkan işçiler, emekçiler gözaltılar, tutuklamalar ve şiddetle sindirilmeye çalışılıyor. Sendikal hak ve özgürlükler gasp ediliyor. Grevler yasaklanıyor, kamu emekçileri keyfi soruşturmalara, sürgünler ve tutuklamalara uğruyor. Emek karşıtı politikalar hız kesmiyor. Bir bütün olarak işçi sınıfına ve emekçilere yönelik saldırı ve hak gaspları da bitmek bilmiyor. İşçi sınıfının yaşama ve çalışma koşulları daha da ağırlaştırılmak, örgütlenme zeminleri tümüyle ortadan kaldırılmak, kapitalist sömürü derinleştirilmek isteniyor. Çalışırken ne güvencemiz var ne de güvenliğimiz. Yılın ilk üç ayında ise en az 415 canımızı iş cinayetlerinde kaybettik. Kadın işçiler torba yasalarla eve gönderiliyor. Her yeni güne 'Müjde!' diye yutturulmaya çalışılan bir saldırı politikasıyla uyanıyoruz. Taşeron işçileri kadroya geçirme vaatlerine rağmen, mevcut haklarını bile geriye götüren, 'özel sözleşmeli personel' adı altında güvencesizleştirme girişimleri gündemde. Özel istihdam büroları adıyla, kölece çalışmanın dayatılacağı kiralık işçi büroları, Fon adı altında kıdem tazminatı hakkının gaspı, kamu emekçilerine yönelik tehdit ve saldırılar hükümetin ve sermayenin ajandasında. Bizler biliyoruz ki, kapitalist sömürü sistemine ve diktatörlük kurma heveslilerine karşı insanca çalışma koşullarını, insanca yaşamı ve barışı ancak birlikte direnerek kazanabiliriz. Bugün, emek, barış ve demokrasi mücadelesi her zamankinden daha çok birbirine bağlı… Bugün, faşizme karşı mücadele ile kölelik yasalarına karşı çıkmak aynı anlama geliyor… Bugün barış demek ile ekmek demek aynı şey…İstanbul'da 1 Mayıs alanının Taksim olduğunu ve bu konudaki ısrarımızın devam edeceğini bir kez daha belirtmek istiyoruz. Bizler bugün burada ve yurdun dört bir yanında birlikteyiz, bir aradayız. Bütün bu saldırılara karşı bugün de, yarın da birlikte mücadele etmekten geri durmayacağız. Cerattepe'den Sur'a, Nusaybin'e; Reno'dan, Yeni Çeltek'ten, kadınların, akademisyenlerin, öğrencilerin mücadelesine direnişleri büyüteceğiz. Ve biliyoruz ki: Mutlaka kazanacağız"