Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK, (DHA)- ŞIRNAK'ta bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Nurettin Nebati, "Kürt kanı dökmekten vazgeçin. Kim size lojistik destek veriyorsa, kim size uluslararası arenada destek veriyorsa, bombalarınızı gelip Kürtlerin başında patlatmayın, bombalarınızı size emir verenlerin evinde patlatın" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla inceleme ve temaslarda bulunmak üzere Şırnak'a gelen milletvekilleri Nurettin Nebati, Abdullah Ağralı ve Ravza Kavakçı, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle basına kapalı toplantıda bir araya geldi. Toplantının ardından partilerinin il başkanlığına geçen milletvekilleri burada partilileriyle bir süre görüştü. İstanbul Milletvekili Nurettin Nebati, Başbakan Davutoğlu'nun, 1 Kasım seçiminde partisinin milletvekili çıkaramadığı Şırnak'ta, daha iyi hizmetler sunmak için kendilerini görevlendirdiğini söyledi. Zor günlerin gelip geçeceğini belirten Nebati, "Şırnak bizim, Cizre, Silopi, Uludere bizim, Hakkari de bizim, Van da, Urfa da Ankara da bizim. Bursa bizim, Edirne bizim, Saraybosna'da bize dua eden Bosna Hersek de bizim. Filistin'de bizim sesimizi duyan ve ey Müslümanlar, Türkiye'ye iyi bakın diyen Gazze de bizim. Kudüs de bizim. Biz her yerdeyiz, her yerde olmaya devam edeceğiz. Zor günler gelir, geçer. Ama tarih içerisinde cesur olanlar, iyi olanlar, ailesini düşünenler, memleketini düşünenler, ülkesini düşünenler, hayır ile yad edilecekler. Bu yüz yılın sonunda sizler de hayırla yad edileceklerdensiniz. Çünkü bu ülke, memleket bizim. 1990'lı yıllarda buralarda beyaz toroslar dolaşıp faili meçhulleri gerçekleştirirken, oralarda da, 'siz mademki dindarsınız, mademki Müslümansınız' deyip partilerimizi kapattılar. Bize de eziyet ettiler, size de eziyet ettiler. Ama bin yıl sürecek dedikleri azapları, 3 kasım 2002 tarihinde milletin iradesi ile bir anda tepe taklak oldu" dedi. Çözüm sürecinin bir ülke için devletin yapabileceği en zor işlerden biri olduğunu belirten Nebati, şöyle konuştu: "Önce demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik süreci, ardından da yıllarca insanların öldüğü, şehitlerin geldiği coğrafyada çözüm süreci. Çözüm süreci bu ülke için bir devletin yapabileceği en zor şeylerden bir tanesiydi. Yaptık. Çözüm sürecinde 25 milletvekili arkadaşımla buraya geldiğimizde, barışın sembolü beyaz güvercinlerle karşılandık, halay çektik. Kürtçe dışında dil bilmeyen kadınlarımız zılgıt çekti. 2.5 yıl Kobani olaylarında tüm ülkeyi ayağa kaldırıp, 52 insanın ölmesine sebep olanlara rağmen, çözüm süreci, çözüm süreci dedik. Bu ülke ölümü hak etmiyor, bombayı hak etmiyor diyerek, adeta dişlerini sıkan bir devlet. Ama ne oldu ? Birilerinin maşası olanlar, kendi halklarının adına değil, kendi milletinin kıblesine doğru yapacakları işleri değil, kendisine farklı kıble edinenlerin, kendisinin sırtını farklı yerlere dayayanların adeta oyun alanlarına dönüştürüldü. Cizre'de insanlar öldü. Cizre'de bombalar patladı. Cizre'de şehitler verdik. Cizre'de insanlar evlerini terk etmek zorunda kaldı. Evlerini terk etmek zorunda kalanlar kimler? Bu coğrafyada yaşayan Kürtler. Bu coğrafyadaki Kürtler adına iddia edip hendekleri kazanlar, çukurları kazanlar kimler ? Kim Kürt'ün hakkını koruyor? Kim Kürtler'in sorumluluğunu yerine getiriyor ? O çukuru kazanlar, o çukura bombaları koyanlar, o bebek beşiklerine bombalı tuzakları koyanlar hiç mi bakıp, havaalanının üstünde yazan Şerafettin Elçi Havaalanı'ndan utanç duymadılar? Hiç mi Kürtler'in geçmişte yaşadıkları 'acıları anlıyorum, biliyorum' diyenlerden utanç duymadılar. Hiç mi Şehr-i Nuh'ta rahatsızlık duymadılar? Ölen ve Kürtçe ağıt yakan 'lori lori' diyerek göz yaşı döken Kürt annelerinden hiç mi utanmadılar? Evladını yitirmiş Kürt babalarından hiç mi gocunmadılar? Yanlarındaki Suriye'de kimliklerini pasaportlarını alamayan, kendilerini ifade edemeyen Kürtler'den hiç mi utanmadılar? Irak'taki, İran'daki Kürtler'den hiç mi bir şey algılamadılar? Yeter artık düşün yakalarından, 10 yıllardır çektikleri acılar yeter. Biz mutluyuz Arabıyla, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, onlarla kardeş olmaktan, damat ve evli olmaktan mutluyuz kardeşim. Bu Kürtleri rahat bırakın. Biz memleketimizde mutluyuz. Biz umutla geleceğe bakıyoruz. Biz bu ülkenin bir ferdiyiz. Biz utanmıyoruz Şırnaklı olmaktan, Yozgatlı olmaktan biz biriz ve hep beraber Türkiye'yiz ve Türkiye'yi inşa etmeye devam edeceğiz." DHKP-C, PKK, IŞİD BİRLİKTE EYLEM YAPTI DHKP-C, PKK ve IŞİD'in Türkiye'de çeşitli kentlerde birlikte eylem yaptığını ve onlarca insanın ölümüne sebep olduklarını anlatan Nebati, "Bizim dünyamızda ayrılık yok. Bizim dünyamızda ötekileştirme yok. Bizim dünyamızda Allah'a kul olmak var. Ne istiyorsunuz bizden? Gidin kim size talimat veriyorsa, talimat verdikleri yerlerde bombalarınızı patlatın. Kürt kanı dökmekten vazgeçin. Kim size lojistik destek veriyorsa, kim size uluslararası arenada destek veriyorsa, bombalarınızı gelip Kürtler'in başında patlatmayın, bombalarınızı size emir verenlerin evinde patlatın. Onlar rahat yuvalarında güzel mekanlarda yaşamını devam edecekler, benim buradaki Kürt kardeşim onun bombalarıyla ölecek. Yok öyle yağma. Biz eski Türkiye değiliz, biz yeni Tükiye'yiz. Biz dostumuzu, düşmanlarımızı iyi tanıyoruz. DHKP-C, PKK, DEAŞ bu üçü birlikte 23 Temmuz'da operasyonlar yaptılar bu ülkede. Suruç'ta insanları katlettiler, Ankara'da bombaları patlattılar, Sultanahmet'te bomba patlattılar. Üçü birlikte hareket ediyor. Suriye karışık, Yemen karışık, Türkiye'yi de karıştırmak istiyorlar. Biz güçlü bir ülkeyiz ve bizim arkamızda masum insanların duası var. Bizim için gece teheccüd namazına kalkıp, bizim için dua edip, gözyaşı döken mağdurlar var. Biz iyi işler yapmaya devam edeceğiz ve onları alt edeceğiz. İri olalım, diri olalım ve hep birlikte Türkiye olalım. Yakılan okullardan, kaçan öğretmenlerden dersini öğrenemeyen öğrencilerden hiç mi hicap duymuyorlar?" şeklinde konuştu. Ak Parti il binasında yapılan konuşmalardan sonra milletvekilleri, daha sonra Vali Ali İhsan Su'yu, ardından Emniyet Müdürlüğü ve Devlet Hastanesi'ndeki hastaları da ziyaret ettikten sonra karayolu ile Şırnak'tan ayrıldı.