Canan ALTINTAŞ- Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, (DHA) - Diyarbakır'da düzenlenen Ak Parti Seçim İşleri Başkanlığı Bölge Toplantısı'nda konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, Türkiye'nin sadece Diyarbakır ve Güneydoğu'dan ibaret olmadığını söyledi. Şentop, "Kürt kökenli kardeşlerimiz de sadece Diyarbakır'da yaşamıyor. Türkiye'nin her yerinde yaşıyor. Soruna öyle bir çözüm getirmeliyiz ki, kardeşliğimizi, beraberliğimizi bir daha geri dönülmeyecek şekilde perçinleyecek bir çözüm olmalı" dedi. Diyarbakır, Bingöl, Mardin, Siirt ve Şırnak Ak Parti İl Başkanlarının katılımıyla Ak Parti Seçim İşleri Başkanlığı Bölge Toplantısı Diyarbakır'da Hilton Garden Toplantı Salonu'nda yapıldı.Toplantıda konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, bölgedeki kültürel farklıların Ak Parti tarafından zenginlik olarak kabul edildiğini belirterek, şöyle dedi: "Resmi dil ve eğitim dili Türkçe olmak şartıyla Türkçe dışındaki dillerde yayın dahil kültürel faaliyetlerin yapılabilmesini partimiz ülkemizdeki birlik ve bütünlüğü zedeleyen değil, güçlendiren ve pekiştiren bir zenginlik olarak görmektedir. Bölgede ki ekonomik geri kalmışlıktan kaynaklanan kimi olumsuzlukların giderilmesini bölgeye dönük özel düzenlemeler yoluyla değil genel demokratikleşme projesi bağlamında düşünmektedir." Uzun süreden bu yana yoğun dış destekle varlığını koruyan 30 Bin insanın hayatına mal olan teröre rağmen bölge halkının üniter devlet yapısına bağlı olmasının, halkın sağduyusuyla meselesinin etnik bir çatışmaya dönüşmemesinin, konunun iç mesele olarak çözülebilir olmasının delili olduğunu da kaydeden Mustafa Şentop şunları söyledi: "Halkımızın sağduyusuyla meselenin etnik bir çatışmaya dönüşmemesi konunun iç meselemiz olarak çözülebilir olmasının delilidir. Bugün bu barış ve çözüm süreci bağlamında bu sürecin kendi gayretleriyle, kendilerinin ortaya koymuş oldukları performansla bu noktaya geldiğini iddia eden bir siyasi hareket var. HDP ve daha önceki siyasi geçmişindeki partiler. Ak Parti bugün söylemiyor bunları 2001'de kurulduğu günde, partinin temel perspektifi olarak ortaya koyuyor." Bölgede 1990'lı yıllarda terör olaylarının yoğun olduğu yıllarda HDP'nin öncesindeki partilerin de olduğunu belirten Şentop, şunları dedi: "Diğer partiler de vardı. Niye böyle çözüm süreci, barış süreci dediğimiz bir sürecin benzeri o dönemlerde neden yaşanmadı. Ak Parti iktidarı döneminde yaşandı? Bu siyasette yer alan kadrolara, tabloya görüşlere baktığımız da değişen tek bir unsur var. O da, Ak Parti'nin Türkiye siyasetinde var olması ve Ak Parti'nin iktidar olmasıdır. 2002 öncesinde HDP dahil olmak üzere siyasi partilerin hepsi vardı 1990'larda. Terör de, silahlar da vardı. Fakat böyle bir süreç yaşanmamıştı. Tek bir faktör bu süreci yaşanabilir hale getirdi. O da Ak Partinin 2002'de, iktidara gelmesi. Bu mesele hepinizin bildiği gibi sadece 10-20-30 yılın meselsi değil. Yüzyıldan fazla zamana sahip bir problem yaşanıyor. Türkiye'de bunun tahlil ve analizi buradaki konuşmanın konusu olamaz. Bu 19'ncu yüzyılla beraber Türkiye'de Osmanlı ülkesinde başlayan modernleşmenin batıdan gelen fikirlerin, kültürel değişmenin meydana getirmiş olduğu bazı ulusçu yaklaşımların etnik kökenli yaklaşımların neticesinde ortaya çıkan bir durum. Yoksa biz bu topraklarda 19'ncu yüzyılda ortaya çıkan o çağdaş kavramlar falan yokken de demokratikleşme, insan hakları dediğimiz şeyler dahi telaffuz edilmezken, biz bin yıldan fazla bir zamandır. Bu topraklarda farklı etnik kökenlerden insanlar olarak aynı inancın, aynı dünya görüşünün mensupları olarak bir arada yaşıyoruz." Ak Parti'nin 100 yıldan uzun zaman dilimine sirayet eden sorunları kalıcı olarak çözümlemeyi hedeflediğini bildiren Prof. Dr. Mustafa Şentop, şöyle devam ettiB "Bir takım hukuki düzenlemelerle parlamento çoğunluğuna dayanarak değil, bu ülkede yaşayan bütün insanların hazmedeceği ve benimseyeceği gönüllü olarak hazmedeceği, benimseyeceği tarzda çözmek istiyor. Bugün üniversitelerde, Kamu'da olsun başörtüsüyle ilgili bir daha dönüş söz konusu olabilir mi? Hukuki düzenlemelerle mesela parlamentoda millet vekillerimiz başörtülü olarak girebiliyor. Bir hukuki düzenleme yapıldı mı, yapılmadı. Nasıl çözüldü? İşte bu bir süreçtir, bir altyapı gerektiriyor. Aynı şey bugün barış, çözüm süreciyle ilgili de geçerli. Türkiye Diyarbakır'dan ibaret değil, Güneydoğu Anadolu bölgesinden de ibaret değil. Türkiye'yi 78 Milyona varan nüfusumuzla beraber, bütün bölgelerimizle beraber düşünmemiz lazım. Kürt kökenli, kardeşlerimiz sadece Diyarbakır'da yaşamıyor. Türkiye'nin her yerinde hatta Güneydoğu Anadolu bölgesi dışında yaşayan Kürt nüfusumuz bu bölgede yaşayanlardan daha fazla ve iç içe yaşıyoruz. İstanbul'da, Ankara'da başka yerlerde. Onun için bu soruna öyle bir çözüm getirmeliyiz ki bizim birliğimiz, beraberliğimizi, kardeşliğimizi bir daha geri dönülmeyecek şekilde perçinleyecek bir çözüm olmalı bu . Bu da bir süreci gerektiriyor, yavaş yavaş herkesin benimseyeceği, hiç kimsenin garip karşılamayacağı itiraz etmeyeceği adımlar atarak bunu yapmamız gerekiyor. Ve bugüne kadarda yaptığımız budur. İnşallah en kısa zamanda bu sorun çözecek kalıcı bir noktaya ülkemiz ulaşacak."