Tufan HAMARAT / İZMİR, (DHA)- İZMİR Baro Başkanı Aydın Özcan ve Aydın Baro Başkanı Gökhan Bozkurt'un da katılımıyla düzenlenen basın açıklamasında, İç Güvenlik Yasa Tasarısı'na tepki gösterildi. Özcan, "Türkiye Cumhuriyeti devleti, 92 yıllık tarihinde, hiç bu kadar özgürlük karşıtı bir yasal düzenlemeye mevzuatında yer vermemiştir" dedi. Bozkurt da "Düzenlemelerin her biri başlı başına temel hak ve özgürlükler anlamında faciadır" diye konuştu. İzmir Barosu toplantı salonunda düzenlenen basın açıklamasına, İzmir Baro Başkanı avukat Aydın Özcan, Aydın Baro Başkanı Gökhan Bozkurt ve avukatlar katıldı. Tasarının kanunlaşmaması gerektiğini savunan İzmir Baro Başkanı Özcan, "Kanun tasarısının temeli tek bir kelimeye dayanmaktadır. Kanunun tasarısının çıkış noktası 'Makul' kavramıdır. Tasarı ile polise verilen yetkiler sadece 'Makul' şüphesiyle çizilmiştir. Oysa ki bir hukuk devletinde hangi davranışın nasıl bir neticesi olduğunun, önceden birey tarafından bilinebilmesi gerekmektedir. Adli soruşturmada yetki Cumhuriyet Savcısı'ndayken, gözaltına alma kararında yetkinin Cumhuriyet Savcısı'ndan alınarak kolluğa verilmesi, bireysel suçlarda 24 saat, toplu suçlarda kolluğun 48 saat gözaltı uygulaması yapması kişi hürriyeti ve güvenliği, adil yargılanma hakkı bakımından önemli sorunların yaşanmasına neden olacaktır. Bütün barolar ve birlik başkanı, TBMM Çankaya kapısında yarın saat 14.30'da basın açıklaması yaparak tepkilerini ortaya koyacak" dedi. "HER BİRİ FACİA" Toplantıda bulunan Aydın Baro Başkanı Bozkurt, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun özgürlüklerle ilgili yaptığı açıklamaya atıfta bulundu. Bozkurt, "Yine torba halinde gelen paket içinde yer alan değişiklik içeren düzenlemelerin her biri başlı başına temel hak ve özgürlükler anlamında faciadır. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldınız, binlerce insanın içinden sadece birisinin, bunun provokatör olma ihtimalini sanırım hepimiz biliyoruz, cebinde bir bilye bile olsa o yürüyüş kanunsuz hale gelir cezası da pakete göre korkunç hale geliyor, bu bile tek başına yeterlidir. Sayın Başbakan eleştiriler nedeniyle bir açıklama yaptı, 'Özgürlüklerinizin güvencesi biziz' diye. Biz hukukçular açısından bu cümlenin bir anlamı yoktur. Temel hak ve özgürlüklerin güvencesi anayasa ve anayasaya uygun olarak yapılmış yasalardır. Dolayısıyla ne bu hükümetin ne de bundan sonra kurulacak hiçbir hükümetin buna güvence olabileceğine dair açıklaması kabul edilemez. Tarafsız ve bağımsız yargının denetiminden geçmemiş, temel hak ve özgürlüklere kısıtlama getirecek her yasal düzenleme anayasaya aykırıdır. Ama bunun ileri sürülüp Anayasa Mahkemesi'nde sonuçlandırılana kadar emin olun sayısız hak ihlaline sayamayacağımız kadar daha ilave edilecektir. Almanya'da taşınmazını zorla almaya çalışan krala karşı, alamazsınız çünkü Berlin'de mahkemeler var diyen Alman vatandaşının yargıya güvenini her bir yurttaşımıza kazandırana kadar uğraşmamız gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.