OSMANİYE'DE BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR ETTİ Başbakan Binali Yıldırım, Gaziantep ve Kilis mitinginin ardından Osmaniye'ye geçti. Devlet Bahçeli Bulvarı'nda yaklaşık 20 bin kişiye hitap eden Yıldırım, "15 Temmuz kara gecesinden bugüne kadar duruşunu değiştirmeyen Sayın Devlet Bahçeli'ye baba yurdundan selam gönderiyorum. MHP ve Ülkücü hareketin mensubu yıllarca 'Devletin başına Devlet gelecek' dedi ve Devlet Bahçeli kendi nefsini değil milletini düşündü. Milleti devletin başına getirecek Cumhurbaşkanlığı sistemini getirmek için bizimle beraber oldu. Kendisine teşekkür ediyorum" dedi. Yola birlikte çıktıklarını anlatan Yıldırım, "Sayın Bahçeli ile beraber çıktık yola Ülkücü milletçi kardeşlerimle. Hiç bir odak hiç bir mihrak hükümet formüllü hazırlığına giremeyecek. Biz tarihimizde ne zaman millet devleti olduksa o zaman medeniyetler kurduk. Bu sistem değişikliği 20 yıl önce vefat eden merhum Başbuğ Alpaslan Türkeş'in de hayaliydi. Onun hayalini de gerçeği dönüştürdük" diye konuştu.. Devlet Bahçeli'nin 15 Temmuz gecesinden itibaren yanlarında olduğunu hatırlatan Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü: "15 Temmuz akşamında teröristler FETÖ'cüler ülkemizi işgal etmek için saldırdıklarında, Cumhurbaşkanımız ölümün ölümüne diyerek milletin içine geldi ve sizlerle beraber oldu. Biz aynı zamanda o gece İstanbul'dan Ankara'ya giderken bu darbeyi bastırmak için çalışmalar yaptık. Ankara'da halkımızla kucaklaştık o gece dik duran bir kişi daha vardı o da Devlet Bahçeli'dir. İlk günden itibaren bizi arayarak desteğini iletti. O gece hakkını yemeyelim Kılıçdaroğlu da bizi aradı bunun bir darbe olduğunu ve yanımızda olduğunu söyledi ama sonra ne olduysa çark etti. Şimdi kalkmış diyor ki, '15 Temmuz kontrollü bir darbedir' ne demek istiyorsun Kılıçdaroğlu 249 şehidimiz var, 2 bin gazimiz var. Sen nasıl onlara saygısızlık yaparsın, FETÖ'cü alçakları korumak kollamak sana mı düştü. 14 yıldır bu ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı olarak bir sistem değişikliğinde ihtiyaç olduğunu her fırsatta söylüyoruz. 15 Temmuz sonrasında biz MHP ile beraber olduk. Bir araya geldik istişarelerimizi yaptık Türkiye için böyle bir değişikliğin memleket meselesi, beka meselesi olduğuna karar verdik. Her konuyu her maddeyi ince ince görüştük, ayrıntılarıyla konuştuk. Türkiye için en uygun yönetim sitemini planladık. Ülkemiz milletimiz gençlerimiz için güzel bir iş yaptık. Ve bunun onayını kararını simdi size getiriyoruz. Devlet ile millet arasına hiç kimse giremeyecek. Vesayetçilere, darbecilere, kumpasçılara artık ekmek yok. Devlet milletin, millet devletin olacak devlet ayrı millet ayrı değil. Devlet milletine tehdit olmayacak. 1950 yılında bu ülke bu aziz millet dedelerimiz merhum Adnan Menderes'e yetki verdi tek başına iş başına getirdi onu başbakan seçti o da memleket için çok güzel işler yaptı. Ancak 27 Mayıs'ta 1960'da birileri devreye girdi bugün hayır hayır diyen kapı kapı dolaşan CHP devreye girdi milletin seçtiği Menderes'i silah zoruyla zorbalıkla alaşağı ettiler sonrada devleti milletten koparak yeni bir sistem icat ettiler. O sistem çalışmıyor o sistem 12 Mart'ı getirdi, 12 Eylül'ü getirdi, o sistemi 28 Şubat'ı getirdi. Bundan sonra patron sadece millettir. Bugüne kadar ne oluyordu sandığa gidiyor oy veriyoruz partilere oy veriyoruz. Bir parti tek başına hükümet kuramıyorsa vay haline memleketin. Haftalarca hükümet kurulmaz otel odalarında pazarlıklar medya patronlarının evinde pazarlıklar nihayet seçtiğiniz değil de başka bir hükümet kuruluyor. O hükümetten da size millete bir fayda gelmiyor. Kim kuruyorsa onların işini yapıyor. Ekonomi geriye gidiyor, dış politikada etkisiz kalınıyor. Yeniden seçim kararı alıyorsun yeniden istikrarsızlık yeniden belirsizlik yeniden kaos. Bir hükümet kurulsa bile bu sefer ne oluyor cumhurbaşkanı ile başbakan kapışıyor yine kaos yine kriz. Uzağa gitmeyelim AK Parti'den önce Ecevit, Ahmet Necdet Sezer ne yaptılar kitabı fırlattı. Ecevit'in yüzüne ne oldu memleket karıştı, ekonomik kriz. Bedeli kim ödedi Osmaniye ödedi millet ödedi. 638 milyara mal oldu. O kitabın fırlatılması Türkiye'ye. AK Parti'ye geldi 2011'e kadar o krizden kalan borçları ödedik. O borçları ödemeseydik neler yapardık neler. Yazık değil mi? Bunun sorumlusu niye hesap vermiyor." Yusuf BAŞTUĞ- İbrahim EMÜL- Çağlar ÖZTÜRK/OSMANİYE, (DHA)-