BURDUR Baro Başkanı Ramazan Gedik, TBMM'de görüşülen 'İç Güvenlik Paketi'nin halkın var olan hukuk güvenliğini ortadan kaldıracak maddeler içerdiğini söyledi. Burdur Baro Başkanı Ramazan Gedik, Avukat Evi'nde avukatlarla birlikte basın toplantısı düzenledi. İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Gedik, "Bu tasarıyla getirilecek hükümler, her demokratik ülkede olması gereken kuvvetler ayrılığı ilkesine, hukuk devleti ilkesine, temel hak ve özgürlüklere açıkça aykırıdır. Vatandaşın hak arama güvencesi olarak gördüğü hukuk düzeni ortadan kalkacak ve adil, doğru ve güvenli yargılanma hakkı ihlal edilmiş olacaktır" dedi. 'YARGISIZ İNFAZ BAŞLAYACAK' Molotof atmak veya sentetik uyuşturucu madde üretip ticaretini yapmaya yönelik mevcut cezaların artırılabileceğine işaret eden Baro Başkanı Gedik, "Ancak bunların arkasına gizlenen bazı maddeler hukuk devletinin temelini sarsacak nitelikte. Bu tasarı yasalaşırsa hakim ve savcı gibi yargı makamlarının sorumluluk alanında olan yetkiler, siyasi iktidara bağlı olan vali ve kaymakam gibi yürütme makamlarıyla doğrudan polise verilmiş olacak. Böylece ceza yargılamasının temelini oluşturan ön soruşturma aşaması ortadan kalkacak ve yargısız infaz günleri başlayacaktır. Bu durum kuvvetler ayrılığı ilkesine açıkça aykırıdır" diye konuştu. 'ÖNCELİĞİMİZ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ' Avukatların Anayasal hak ve özgürlüklere sahip çıkan, evrensel hukuk kurallarının savunucusu, hak arama mesleğinin uygulayıcıları olduğunu vurgulayan Gedik, şöyle dedi: "Biz avukatlar için bugün kimin iktidarda olduğu veya yarın kimin iktidarda olacağının hiçbir önemi yoktur. Bizim önceliğimiz evrensel hukuk ilkeleri, hukukun üstünlüğü ve adaletin sağlanmasıdır. Burdur Barosu avukatları olarak, bu vahim tasarının yasalaşması halinde, toplumsal barışın tümüyle ortadan kalkacağı, hukuk güvenliğinin yok edileceği, keyfi uygulamalarla karşı karşıya kalınacağı konusunda kamuoyunu uyarıyor ve anılan yasa tasarısının karşısında olduğumuzu açıkça belirtiyoruz. Bu tasarının yasalaşması ısrar ve inadından vazgeçilmelidir. Bu uyarıyı yapmak bizim için tarihsel bir görevdir. Yüce meclis ve hükümet bir kez daha düşünmeli ve bu tarihi hatadan dönmelidir."