Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR Barosu Kadın Hakları Merkezi, hükümetin TBMM'ye sunduğu, 'Müftülere nikah' yetkisine yaptıkları açıklama ile tepki gösterdi. Baronun Kadın Hakları Merkezi Başkanı Aslı Pasimli, söz konusu düzenlemenin Anayasa ve Medeni Kanun'daki birçok kazanımı berataraf edici nitelikte olduğunu, bu uygulamanın Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalar açısından kabul edilemez olduğunu söyledi.
Diyarbakır Barosu Kadın Merkezi üyeleri, hükümet tarafından TBMM'ye sunulan ve müftülerin de nikah kıyabilmesine olanak sağlayan 'Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik' yapılmasına ilişkin kanun tasarısına tepki gösterdi. Tasarının köklü değişiklikleri beraberinde getirdiğini ifade eden Baro Kadın Merkezi Başkan Aslı Pasimli, şöyle dedi:
"Tasarının 5'inci Maddesine göre; 'sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla' yapılacağına ilişkin bir düzenleme getiriyor. Dolayısıyla istismara uğrayan kız çocuklarının sağlık personeli tarafından resmi birimlere bildirilmesi zorunluluğu ortadan kaldırılıyor. Bu zorunluluğun kaldırılarak, sözlü beyana dayandırılması, söz konusu doğumların takibinin zorlaştırılması ve istismarın görünmez kılınmasına yol açıcıdır. İstismarcıların tespiti ve yargı önüne getirilmesini zorlaştırıcı bir düzenlemedir."
"KAYIT DIŞI EVLİLİKLERE GEBE BİR UYGULAMADIR"
"İl ve İlçe müftülerinin evledirme memurları arasına eklenmesi" değişikliğini de değerlendiren Pasimli, şöyle dedi:
"Müftülerin sosyal yaşamdaki alanını genişletip, etkinliğini artırmayı hedefleyen bu değişiklik, küçük yaşta evlilikleri kolaylaştırıcı etkiye sahiptir. Aynı zamanda evliliklerin bildirilmesi yükümlülüğü de bu tasarı ile kaldırıldığı için kayıt dışı evliliklere gebe bir uygulamadır. Anayasa'nın laiklik ilkesine, Medenin Kanun'un ruhuna aykırı bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz."
Tasarının cinsel istismarın takibini zorlaştırıcağını savunan Pasimli, şöyle konuştu:
"Başta kadın mücadelesinin tüm kazanımları adına söz konusu düzenlemenin Anayasa ve Medeni Kanundaki birçok kazanımı berataraf edici nitelikte olması ve Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Antlaşmalar açısından da kabul edilemez olduğu aşikardır. Cinsel istismarların takibini zorlaştırıp "belli bir dine mensup makamları" ön plana çıkaran bu tasarının yasalaşmasına olan tepkimizi dile getiriyoruz. Böyle bir tasarının yasalaşmaması adına Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak tepkimizi basına ve kamuoyuna buradan duyuruyoruz."