Hasan DÖNMEZ/KONYA, (DHA) - TÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'de sürdürdüğü Fırat Kalkanı Harekatı'nda, El Bab'da terör örgütü DEAŞ saldırısında yaralanan uzman çavuş 27 yaşındaki Osman Şen, yaşadıklarını anlattı. Bitlis'teki Tatvan 10'uncu Komando Tugayı'nda bir yıl önce göreve başlayan evli 1 çocuk babası uzman çavuş Osman Şen, 25 gün önce Özel Kuvvetlere destek amacıyla birligiyle birlikte Fırat Kalkanı Harekatı'na katıldı. El Bab bölgesinde terör örgütü DEAŞ'ın düzenlediği roketatarlı saldırıda uzman çavuş Şen'in kulak zarı patladı. Şen, kaldırıldığı hastanede tedavisinin ardından memleketi Konya'ya döndü. Yaralandığı saldırı anını anlatan Şen, şunları söyledi: ''Biz El Bab'ın gerisinde emniyetçi olarak, Özel Kuvvetler ve komando birliklerine destek olarak bekliyorduk. Temasın çıktığı gün, yoğun çatışma oldu. Hastane Tepesi'nde yoğun çatışmalar yaşandı. Bizimkilerin o bölgeyi vermemesi için DEAŞ ile çatıştığı bilgisi geldi. Bizim de oraya desteğe gitmemiz emredildi. Araçlarla El Bab, Hastane Tepesi'ne yaklaştık. Orada mevzi aldık. Sonra bize araçlara geçilmemiz emredildi. Biz hem havadan, hem karadan vurduğumuz için, o an bize ihtiyaç duyulmadı. Üşümeyin denildi, araçlara bindik. 4 kirpi zırhlı aracımız vardı. 15-20 dakika sonra içeriye ısı ve delici etkisi olan bir mühimmat girdi. O anda neye uğradığımızı şaşırdık. Hiç birşey beklemiyorduk. Araç zırhlı olduğu için güveniyorduk. Bir roketin, uzun namlulu silah mermisi geldiği zaman koruyan bir araçtı. Araca zarar geleceğini aklımızın ucundan geçmedi. Hastane bölgesinden o mühimmat atıldı. O basınçla tam bir can pazarı yaşandı. Aracın arka kapısı kapalıydı. Bir arkadaşımız iman gücüyle o zırhlı kapıyı tekmeleye tekmeleye açtı. Kapı açılınca herkes kendini dışarıya attı. Diğer birlikler bize yardımcı oldu, yaralılarımızı çıkardı. Sonradan Özel Kuvvetler komutanlarımız zırhlı araçlarla geldiler bizi götürdüler. Benim iki kulağımın da zarı patladı." 'ALLAH, TÜRK ASKERİNİ KORUYOR' Araçlarına isabet eden roketin çok farklı olduğunu belirten Uzman Çavuş Şen, "Bu mühimmat, roketin farklı bir çeşidi. Önce ısı veriyor, sonra delip geçiyor. Normal roket olsa, zırhlı araca işlemez. Allah, Türk askerini gerçekten koruyor. O mühimmat patlasaydı, Allah korusun hiçbirimizin külünü dahi bulamazlardı. O roket, sağ ön camdan girip sol arka taraftan çıktı. Allah'tan patlamadı, çok şükür atlattık'' dedi. 'BU İŞİ SADECE MADDİ DEĞİL, MANEVİ AMAÇLA DA YAPIYORUZ' Bu toprakların gelecek nesillerede bir bütün olarak bırakılması gerektiğini belirten Şen, '''Her Türk asker doğar' derler ya, yabancı komutanlar da tarihte hep, 'Türkleri güldürmek istiyorsanız, onları ölümle tehdit edin' demiştir. Biz bu işi sadece maddi amaçla değil, manevi amaçla yapıyoruz. Çünkü bu topraklar dedelerimizden, atalarımızdan bize kalan topraklar. Biz bu işi bunun bilincinde hareket ediyoruz. Biz bu emanetleri bizden sonrasına bırakalım ki; biz de evlatlarımıza bir emanet bırakalım" diye konuştu. Şen, bir an önce sağlığına kavuştuktan sonra birliğine dönüp El Bab'da mücadele ederek şehit olan askerlerin kanını yerde bırakmayacağını söyledi.