Çağatay KENARLI/İSTANBUL,(DHA)-İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, "İdlib'de yaşanan insanlık adına kabul edilebilir bir şey değildir. İdlib, bana göre insanlık vicdanının bittiği noktadır. Dünya sanki bir anlamda çıldırmış gibi terörün, çatışmanın ve birbirini saf dışı bırakmanın peşine düşmüştür. Türkiye tam bu tablonun ortasındadır."
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, "Polis Haftası" kapsamında, gazileri ve şehit yakınlarını ağırladı. İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın ev sahipliğini yaptığı geceye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok askeri erkan ve yargı mensupları katıldı. Gecede 85 yaş üstü emekli polislere plaket verildi.
Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 172'nci yıldönümü etkinlikleri kapsamında Polis Eğitim ve Kongre Merkezi'nde gazi ve şehit yakınlarının katıldığı bir akşam yemeği düzenlendi.
Törene, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, 3.Kolordu Komutanı Korgeneral Mehmet Daysal, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir katıldı.
"POLİSLİK BAŞKA MESLEKLERE BENZEMEZ"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Polislik mesleğinin başka mesleklere benzemediğini, bu mesleğin para kazanmak ve kadro almak için yapılan bir meslek olmadığını belirterek, "Bu meslek mazlumun yanında olan bir meslektir. Bu meslek imdat isteyenin yardımına koşan bir meslektir. Bu meslek yaratılmışların en şereflisi olan insanı koruyan bir meslektir" dedi.
"İDLİB İNSANLIK VİCDANININ BİTTİĞİ NOKTADIR"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Suriye'de Esed bir yandan, PYD bir yandan ve DEAŞ bir yandan büyük bir kavganın içinde olduğunu ve küresel güçler de bu kavgayı körüklediğini belirterek, “İdlib'de masum insanlara yapılanları, onların nasıl katledildiğini, nasıl bir insanlık cinayetiyle karşı karşıya kalındığını, hepimizi sarsan vicdanımızı karartan bir kimyasal silah saldırısını hep beraber gördük. Yürekleri parçalayan görüntüler internette ve televizyonlarda gezmektedir. Bu insanlık adına kabul edilebilir bir şey değildir. Aylan bebek kıyıya vurduğunda sadece birkaç günlük teyakkuza geçen batı vicdanı öyle görülüyor ki, İdlib'deki saldırı için kınama mesajı yayınlamaktan öteye geçemeyecektir. İdlib, bana göre insanlık vicdanının bittiği noktadır. Oysa 21. yüzyıla biz böyle başlamamıştık, İdlib teknolojilinin daha çok insan öldürmek için değil, daha çok hastalığın tedavi edilmesi için kullanılmalıydı" ifadelerini kullandı.
"DÜNYA ÇILDIRMIŞ GİBİ TERÖRÜN, ÇATIŞMANIN VE BİRBİRİNİ SAF DIŞI BIRAKMANIN PEŞİNDE"
Süleyman Soylu sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden sadece sigara kaçakçığıyla mücadele edilirken, bugün insan kaçakçılığı gibi bir yüz karasıyla mücadele edilmek zorunda kalınmamalıydı. Polisimizin uğraştığı suçlar dün bir iken medeniyet geliştikçe bin olmamalıydı. Biz ne dersek diyelim dünya üzerinde böyle bir tablo mevcuttur. Türkiye bu tablo içerisinde hem kendi insanının güvenliği, hem de mazlumların selameti için ayakta kalmak ve güçlü olmak eline geleceğe uzatmak zorundadır. Dünya sanki bir anlamda çıldırmış gibi terörün, çatışmanın ve birbirini saf dışı bırakmanın peşine düşmüştür. Herkes bir taraftan çekiştirmektedir ve tüm bu karanlık tablo ortasındaki Türkiye buradaki gazilerimizin ve aramızda olduklarına inandığımız şehitlerimizin, bütün güvenlik birimlerimizin ve devletimizin ve bu Anadolu vicdanının çabasıyla insanlığın son kalesi Türkiye bu Anadolu coğrafyası ayakta durmaktadır"
"BİZ BATI MEDENİYETLERİNE BENZEMEYİZ"
Mazlumlara kimsenin açmadığı kapıyı Türkiye'nin açtığına değinen Soylu, “Kimsenin sesini çıkartamadığı yerde Türkiye haykırmaktadır. Etrafımızdaki karanlık yükseldikçe, bizim karanlığımız aydınlanmaktadır. Bu ülkede terörle mücadele ederken, o mevzilerde duran aslanlarımız, şehir içerisinde şehir eşkıyasını ararken her eve adım atarken orada ne olacağını bilmeden kendisini Allah'a teslim eden cesaretle, kuvvetle ve güçle bu ülkenin selametli ve huzurlu bir biçimde yarına güvenli adam atabilirken yanı başlarında şehitlerimiz durmaktadır. Biz batı medeniyetlerine benzemeyiz, biz onlarla aynı millet aynı toplum değiliz. Biz geçmişimizin ve tarihimizin ne olduğunu biliyoruz. Bu toprakların her santimetrekaresinin özgürlüğüne nasıl kavuştuğunu nasıl şehit kanlarıyla sulandığını biliyoruz" diye konuşmasını tamamladı.
"TÜRKİYE'Yİ AMELİYAT YAPMAYA KALKANLARA FIRSAT VERİLMESİN"
Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Türkiye Cumhuriyeti devletinin dimdik ayakta durabilmesi için, geleceğimizin daha aydınlık olabilmesi için bu kahraman teşkilatın evlatları 172 yıldır büyük bir mücadele verdiğini söyleyerek, “Türkiye ve bu coğrafya üzerinde ameliyat yapmaya çalışanların Sur'da, Cizre'de, Silopi'de, Nusaybin'de, İdil'de ve Dargeçit'te sokakların altlarına bomba döşeyen, evlerin yollarına ve içlerine bomba döşeyen o hainlere karşı 600'ün üzerinde şehit verdik. Yeter ki bu memlekette hainler olmasın. Yeter ki bu memlekette ameliyat yapmaya kalkanlara fırsat verilmesin" dedi.
"ŞEHİTLERİMİZİN, CANLARINI VATAN UĞRUNA VERMELERİ ÇOK ÖNEMLİ"
Törende, Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, polisliğin önemine vurgu yaptığı konuşmasında, “Polis yağmur çamur, bayram tatil demeden çalışır. Şehitlerimizin, canlarını vatan uğruna vermeleri çok önemlidir. Bugün buraya katılarak bizi onurlandıran tüm şehit yakınlarımıza teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
85 YAŞ ÜSTÜ POLİSLERE PLAKET
Program kapsamında 85 yaş üstündeki emekli polislere yaptıkları hizmetler sebebiyle plaket verildi. Program, polis Bandosu bünyesinde yer alan Türk Sanat Müziği grubunun seslendirdiği şarkılarla devam etti.