Nezir GÜNEŞ/ MARDİN, (DHA)- MARDİN Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Kadri Yıldırım, HDP’den milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa etti. Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Yıldırım, bugün makamında düzenlediği basın toplantısıyla, HDP'den milletvekili aday adayı olmak için aktif görevinden istifa ettiğini açıkladı. Geçen ay rektör yardımcılığı görevinden istifa ettiğini hatırlatan Yıldırım, HDP yetkililerinin adaylık için kendisine teklifte bulunduğunu, fakat ünivertesitedeki görevinde kalarak barış ve çözüm sürecine ivme kazandırmak için önce siyasete girmeyi düşünmediğini ilettiğini söyledi. Ancak bu ivmeden rahatsız olanların 4 yıldır hayatı kendisine ve ekibine zehir ettiğine dikkat çeken Yıldırım, "Eğer HDP adayı olarak Haziran ayında yapılan seçimlerde meclise girmek kısmet olursa, hem genelde Mardin Artuklu Üniversitesi’ni, hem de özelde Kürdoloji birimini yalnız bırakmayarak, onlar için mecliste mücadele edeceğim. Şayet şu veya bu nedenle meclise girmek kısmet olmazsa üniversitedeki görevime döneceğim ve hiç kimsenin dilinden, dininden, inancından ve cinsiyetinden mağdur olmayacağı, katılımcı, demokratik bir üniversite anlayışının hakim olması için ekip olarak mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Mecliste olsun, üniversitede olsun, barış ve çözüm sürecinin başarıya ulaşması için elimden gelen katkıyı sunmaya devam edeceğim" dedi. İstifa dilekçesini rektörlük makamına verdiğini, hangi ilden aday olacağı konusunda ise HDP'nin seçim komisyonunun vereceği kararla belli olacağını anlatan Yıldırım, gönlünden geçen kentin Mardin veya Diyarbakır olduğunu söyledi. Açıklamasında tarihten örnekler vererek Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na eleştirilerde bulunan Yıldırım, "Ebu Zer, Hazreti Peygamber’in sosyal adaleti savunan yakın arkadaşlarından biriydi. Muaviye Şam’da çok odalı bir saray yaptırmış ve adını Yeşil Saray koymuştu. Muaviye, halkın parasıyla yaptırdığı bu sarayı Bizanslılar'a karşı bir onur ve ihtişam göstergesi olsun diye yaptırdığını söylüyordu. Bunun İslam’ın sosyal adaleti ile bağdaşmadığını söyleyip itiraz eden Ebu Zer’i devrimcilikle ve halkı kendi yönetimine karşı kışkırtmakla itham eden Muaviye ile Hz. Osman anlaşarak onu ıssız Rebeze Çölü’ne sürgün ettirmiş ve bu İslam devrimcisi bu çölde yapayalnız vefat etmiştir. O günden bugüne, bin 400 yıldır sultanların saray anlayışlarında değişen tek şey renk olmuştur; Birisi yeşil, birisi kırmızı, öbürü ak" diye konuştu. "HDP’DEN ADAY OLMAKTA İSLAMİ AÇIDAN BİR SAKINCA YOK" Müslüman vasfının önüne, 'Cumhuriyetçi' kavramını veya İslam isminin önüne 'Demokratik' vasfının getirilmesinin İslam’a aykırı olmadığını savunan Yıldırım, "HDP, Sünni Müslüman’ın hakkı gibi Alevi'nin, Ezidi'nin ve diğer tüm inanç mensuplarının da hakkını tanıyan ve birlikte yaşama projesini en güzel örneği olan 'Medine Sözleşmesini' esas alan böyle bir İslam’ı benimsiyor. Onun için, Kürdistan Medreseleri'nde dini ilimleri okumuş ve ilahiyattan gelmiş biri olarak, HDP’den aday olmakta İslami açıdan bir sakınca görmüyorum" dedi.