Mehmet CANDAN/İZMİR, (DHA)- İZMİR'in Foça ilçesinde, 33 yıldır dondurma yapan ve 12 Temmuz'da tezgahın başında kalp krizi geçirirken, sırada bekleyen acil tıp teknisyeni Özlem Ensari tarafından hayata döndürülen Nazmi Altıntaş (58), aşkla tutkulu olduğu dondurma tezgahına döndü. Her gün 30 çeşit dondurma yapan Nazmi Usta'nın sırrı, doğal meyveler ile taze süt kullanması.
Foça sahilinde 33 yıldır hizmet veren, müşterilerinin büyük bölümünün Giritli sandığı ama aslen Makedonya'dan Türkiye'ye göç etmiş Arnavut kökenli bir ailenin çocuğu olan Nazmi Altıntaş, her günü saat 06.00'da güne başlıyor. Taze sütü kaynatan ve meyve ile buluşması için ılımasını bekleyen Altıntaş'ın lezzek sırrı, doğal meyveler ile taze süt kullanması. Nazmi Usta, antep fıstığı, badem, incir, kek, ceviz, cookies, karamel, kapuçino, blue sky, kakao, krokan, sakız, parça çikolata, vanilya, nane, borovinka, çilek, karadut, kayısı, kavun, kivi, yoğurt, limon, muz, meyve kokteyli, böğürtlen, frambuaz, vişne, meyveli, yoğurtlu dondurmalarıyla her damak zevkine hitap ediyor. Mesleği babasından öğrendiğini ve dondurmadaki ustalığının temelden geldiğini ifade eden Nazmi Usta, dondurmalarının lezzetini ise taze süt ve meyvelere bağlıyor. Kış mevsiminde bile şirin dükkanını açarak ilçe halkını dondurmasından mahrum bırakmayan Nazmi Usta, taze meyveleri kendisinin seçtiğini ve bunun yanında da taze sütün lezzetli dondurmanın birinci kuralı olduğunu söyledi. Dondurmacılığa seyyar olarak başladığını ve daha sonra 33 yaz sezonu boyunca Foçalılara hizmet verdiğini dile getiren Nazmi Usta, kalp krizinin ardından çevresindekilerin 'artık dinlen bu kadar çok çalışma' dediğini hatırlatarak, dondurmayla aşkla tutkulu olduğunu ve çalışarak dinlendiğini söyledi. Nazmu Usta şöyle dedi:
"Ben 80 çeşit dondurma yapabiliyorum. Bu kadar çeşit hangi dondurmacıda var. Dondurmanın lezzeti temelden gelir bizde. Süt süt gibi olacak. Şeker şeker gibi olacak. Salep salep gibi olacak. Kaynatması da önemli. Süt şişti pişti. Yok öyle bir şey. Süt tamamen ateşte kaynayacak. Salep 80 derecede çözünür. Her şeyin ayrı bir kaynama derecesi var. Orkide çiçeğinin soğanını bile kendim alıyorum, değirmende öğütüyorum. Bademi mikserden geçirip un haline getirme kolaycılığını göstermiyorum müşterinin ağzına glesin diye tek tek kerpetenle kırıyorum. Salep ve sakız benim için altın değerinde bir şey. Eğer bir malda ucuzluk varsa bir şey katmıştır ona. Kalite taze meyve, taze süt ve maliyetten kaçmamakla olur."