İSTANBUL,(DHA)-CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, "Kimsenin tek bir oyunun hakkını yemem ama aynı zamanda bir tek oyumun da hakkını yedirtmem." dedi. İmamoğlu, 2. Bölge Koordinasyon Merkezi'nde, CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile yaptığı basın açıklamasında, tutanakların ve çuvalların bulunduğu ilçe seçim kurullarında arkadaşlarının sıkı takipte olduğunu ve bu takibin son ana kadar devam edeceğini söyledi. Bunun bir nöbet olduğunu, hiçbir arkadaşlarının alanı terk etmesini istemediklerini dile getiren İmamoğlu, "Boşta olan, 'Ben ne yapayım?' diyen, tüm yol arkadaşlarımız da bulundukları ilçelerde, ilçe seçim kurullarında ya da ilçe başkanlıklarımızla irtibat kurarak görev alabilirler. Zira bu bir nöbettir. Şu anda bütün ilçelerde görevli milletvekillerimiz var, yarın en az ikişer milletvekilimiz ilçelerdeki bu süreci denetlemeye devam edecekler. Islak imzalı tüm tutanaklar elimizde, tasnifleri yapıldı, tekrar tekrar değerlendirmeler de yapılmaya devam ediyor." diye konuştu.   "İTİRAZ SÜREÇLERİ ÖNEMLİDİR, MAKUL, TUTARLI OLMALIDIR" AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın açıklamalarına değinen İmamoğlu, şöyle devam etti: Yıldırım, '31 bin 186 sandıkta, her sandıkta bir hata olsa, şu kadar hata olur, aramızda 23-24 bin fark olur, seçimin kaderi değişir.' dedi. Bunun limiti yok. Bu bir strateji midir, yoksa masum bir açıklama mıdır anlamış değilim. Çünkü biz olaya hiç böyle bakmadık. Sayın Yıldırım, zihnimizi biraz bulandırdı. Biz sadece olaya şöyle bakarız, bir sandıkta hata var mıdır, yok mudur? Biz sandığa görevlilerimizi onun için yollarız. Bu tartışmaya açık bir yorumdur. İnsanların zihnini bulandırırsanız bunun altından kalkamazsınız, bunun sonu yok. Bu çok doğru bir yaklaşım değil. Bir sandıkta bir hata ile 30 bin farkı bu kadar önemsiyorsanız 3 bin farkla kendinizi niye ilan ettiniz? Bu hiç hoş bir durum değil, samimi bir duruş da değil. İtiraz süreçleri önemlidir, makul, tutarlı olmalıdır. Bu süreci çok sıkı takip ettiklerini dile getiren İmamoğlu, "Kimsenin tek bir oyunun hakkını yemem ama aynı zamanda bir tek oyumun da hakkını yedirtmem." ifadesini kullandı.   "ARADAKİ FARK, 23-24 BİN OY CİDDİ BİR SAYIDIR" İmamoğlu, her sandıktaki geçersiz oylara göz dikildiğini savunarak, şunları kaydetti: 2014 verilerinde 400 binin üzerinde geçersiz oy var. Şu anda da 300 bin civarında. Aslında seçmen sayısı artmış olmasına rağmen 100 bin üzerinde daha az geçersiz sayı var. Neymiş? O zaman aradaki fark fazlaymış. Sandık tutanağı tutulurken somut bir tespit üzerinden itiraz yapılıyorsa önemlidir, değerlidir, karşılığı yerine getirilmelidir. Koca İstanbul'da her sandıkta geçersiz oylar tekrar sayılacak, geçersiz oylar tekrar sayıldıktan sonra süreç tamamlanacak gibi bir süreç ortaya koyulursa beyinler bulanır, gözler buna inanmaz, insanların kalbi inanmaz, vicdanlar bunu sorgular, dünya da bunu ayıplar. Bu kadar önemli bir uyarı yapıyorum. Bu konuyu, '300 bin geçersiz oy üzerinden biz seçimi kazanırız.' iddiasını ortaya koyarak, geçersiz oylar üzerinden bir manipülasyon oluşturmak, strateji geliştirmek tamamen yanlıştır, uygulanmış bir model değildir. Aradaki fark, 23-24 bin oy ciddi bir sayıdır, 3-5 oy değildir. Soyut kavramlar üzerinden sandığı ve süreci baskı altında tutmalarını doğru bulmuyorum. Tabii ki güvencemiz Yüksek Seçim Kuruludur.   "PIRIL PIRIL BİR DÖNEMİ YAŞATACAĞIZ" İmamoğlu, bazı ilçe seçim kurullarında beklemelerine izin verilmediğini öne sürerek, şunları aktardı:  Örneğin bir salonda çuvallar korunuyor. 'Herkes burayı terk etsin, biz kapıyı mühürleyeceğiz.' Kusura bakmayın, biz kapıda bekleriz yine mühürleyin ama nöbetçi olarak bekleyeceğiz. 'Bize güvenmiyor musunuz?' Onu sonra konuşuruz. İlçe seçim kurullarında emniyet mensubu arkadaşlarımıza, ilçe seçim kurulu hakimlerine, müdürlerine seslenmek istiyorum. Bazılarında sorun yok. Mühürlüyorlar, 'Burada da bekleyebilirsiniz.' diyorlar dışarıda. Bekleyelim, kimse girip çıkmasın. Nöbet tutacağım, ben tutacağım, başkası tutacak, bir yerde gidip kendim nöbet tutacağım. Niye? Bu sıkıntılı alan, bunu gidermemiz lazım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanlarından hiçbir siyasi iradenin emrini kabul etmemelerini isteyen İmamoğlu, "Biz görevimize başlayana kadar İstanbul'un rutin hizmetlerini yerine getiriniz. Bir şaibe oluşturacak, sıkıntı doğuracak hiçbir işi ve işlemi lütfen imza altına almayınız. Zira şu anda görevli olanlar, devir yapacak insanlardır, emanetçilerdir. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin binlerce, on binlerce çalışanıyla çok uyumlu, keyifli, yaptıkları işten zevk alan, partizanlığın, adamcılığın yok edildiği, pırıl pırıl bir dönemi yaşatacağız. Bu konuda olası baskı altına hissederseniz biz buradayız, sürecin netleşeceği güne kadar hiçbir iradeye boyun eğmeyin." diye konuştu. Ekrem İmamoğlu, ülke gündeminin bir an önce netleşmesi adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da sürece katkı sunmasını istedi.