Özlem YURTÇU KARABULUT- İdris TİFTİKÇİ/İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL'da, yaklaşık 4 bin kişiyle hizmet veren 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanları, 'asılsız' ihbarlar nedeniyle büyük zaman kaybı yaşıyor. 8 ay içinde, İstanbul'dan 5 milyon kişinin yaptığı aramadan sadece 550 bininin gerçek vaka olduğu ortaya çıkarken, İstanbul Avrupa Bölgesi İl Ambulans Komuta Kontrol Merkezi Başhekimi Dr. Fatih Türkmen, "Bir saniyelik gereksiz çağrı, 8 ayda toplam 1250 saatlik zaman kaybına yol açıyor. 112'yi arayıp meşgul edenler lütfen daha dikkatli olsunlar" dedi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre geçen yıl 5,5 milyon kişinin hizmet aldığı, 112 Acil Sağlık Hizmetleri ülke genelinde kara, hava ve denizden hizmet veriyor. Kırsal bölgeler de dahil 2 bin 735 istasyonda 5 bine yakın ambulansla görev yapılan 112 Acil'de, 2008'den bu yana 4 ambulans uçak ile 1091'i yurt içinde, 103'ü yurt dışında hasta nakli yapıldı. Her türlü acil durumun tek numarada toplandığı 112 Acil Çağrı Merkezi'nin İstanbul ayağında ise yaklaşık 4 bin kişi hizmet veriyor, 4 bin kişiden yaklaşık 3 bini doktor, paramedik ATT veya sürücü olarak sahada çalışırken, bini ise komuta merkezinde görev yapıyor. Çağrı Merkezi’nde görev yapan çalışanlar, özellikle 'asılsız' ihbarlar nedeniyle zaman kaybına uğruyor. Merkeze yapılan 1 saniyelik gereksiz bir çağrı, 8 ayda toplam 1250 saatlik bir zaman kaybına yol açıyor. Verilere göre, bu yılın ilk 8 ayında, İstanbul’dan Çağrı Merkezi'ne ambulans istemek için 5 milyon kişi arama yaptı ancak bu aramalardan sadece 550 bininin gerçek vaka olduğu ortaya çıktı. '5 MİLYON ÇAĞRININ 4,5 MİLYONU GERÇEK DEĞİL' İstanbul Avrupa Bölgesi İl Ambulans Komuta Kontrol Merkezi Başhekimi Dr. Fatih Türkmen, kent genelinde yapılan çağrıların yaklaşık yüzde 70'inin Avrupa yakasından geldiğini belirterek, şöyle konuştu: "İstanbul'da 120'si Avrupa, 80'i Anadolu yakasında toplam 200 çağrı karşılayıcı ekibimiz ve sahada da 800'e yakın aktif sağlık personelimiz ile günde yaklaşık bin kişi acil vakalara hizmet veriyor. Burada 120 çalışanımız var. Bunlar içinde sağlıkçı olmayan, çağrıyı ilk karşılayan ekip, paramedik ATT’ler ve doktorlar yer alıyor. Ayrıca bu birimde İstanbul'daki tüm hastanelerden yapılacak hasta nakil işlemlerini de gerçekleştiriyor. Yılbaşından bu yana aldığımız 5 milyona yakın çağrının yaklaşık 4.5 milyonu gerçek olmayan ihbarlardı. 550 bin kadar acil vakadan ise 400 binini hastaneye nakletmişiz, kalan 150 bin kişi ise hastaneye nakline gerek olmayan vakalardı." 'ÇOCUKLAR OYUN GİBİ 112'Yİ ARAYABİLİYOR' Kimi çağrı merkezi çalışanlarının hakaret ve küfre maruz kaldığını anlatan Dr. Türkmen, "Acil olmayan durumlar için gereksiz yere 112 hattını meşgul eden çağrılar içinde 'tırnağım rahatsız' diyen, 'evcil hayvanım rahatsız' diyen veya hakaret, küfür bile edenler var. Özellikle ebeveynleri uyarmak istiyorum, çocukların gerçek bir vaka varmış gibi, oyun oynar gibi 112'yi arayıp çağrı merkezini meşgul ettiği durumlar çok oluyor. Lütfen daha dikkatli olsunlar" diye konuştu. OBEZ VEYA YENİDOĞANA ÖZEL AMBULANSLAR Ayrıca kentte toplam 400 ambulans ile hizmet verildiğini anlatan Başhekim Türkmen, "Bunların bir kısmı yedek. Hepsi sahada aktif çalışmıyor. Herhangi bir arıza veya ihtiyaç halinde sahaya sürülüyor. Ayrıca Avrupa komuta merkezine bağlı bir helikopter ambulansımız da var. Herhangi bir acil durumda bu helikopterimizi komuta merkezimizden kaldırabiliyor ya da olay yerinden nakil gerçekleştirebiliyoruz. Anadolu yakasında hizmet veren 2 deniz ambulansımız ve bunların dışında da obez vakalara özel aktif olarak çalışan 2 obez ambulansımız bulunuyor. Sadece yenidoğan vakalarına özel hizmet veren 3 istasyonumuz mevcut. Bunlar sadece yenidoğan vakalarını taşıyorlar. Kuvöz olarak da 6 kuvöze kadar sayıyı çıkarabiliyoruz" dedi. ‘BAZEN POLİSTEN BİLE ÖNCE GİDİYORUZ’ 112 Acil’de çalışan ambulans doktorlarından Dr. Oktay Erkan ise "Genelde en çok gittiğimiz vakalar, senkop diye verilen basit geçici bayılma durumları. Özellikle toplu taşıma araçlarında bunları görüyoruz. Hipertansiyona çok gidiyoruz, insanlar tansiyonu normal sınırların biraz üzerine çıktığı zaman 112’yi arayabiliyor ama hipertansif acillerin biraz daha uç örnekler olması gerekiyor aslında. Yine basit düşmelere çok fazla gidiyoruz. Vakalara giderken en çok olay yerine ulaşmakta zorluk yaşıyoruz. Sokaklar çok dar, araçlar yanlış park edebiliyor, bu konuda eksikler var. 112 çalışanları şiddete uğramaya çok açık bir alanda çalışıyor. Tamamen güvensiz bir ortam. Olay yerine ilk ulaşan siz oluyorsunuz. Çatışma, silahla yaralanma ya da bir kavgada olay yerine giden ekip ilk sizsiniz. Dolayısıyla insanlar hararetli ve telaşlı olabiliyor, belki normal hayatlarında yapmayacakları hareketleri yapabiliyorlar" diye konuştu. 'SÜRÜCÜLER FERMUAR SİSTEMİNİ ÖĞRENMELİ' 9 yıldır ambulans şoförü olarak çalışan Muhammet Sandalcılar, kentte ambulans şoförlüğü yapmanın zorluklarına değinerek şunları söyledi: "Sağlık Bakanlığı'nın yapmış olduğu duyurularda belirttiği şekilde yani fermuar şeklinde açılma olayında sürücüler orta şeride girdiğimiz, anons yaptığımız halde sürekli şerit değiştiriyor. Ambulansa yol açmak için telaş içinde oluyorlar. Yapılacak en iyi şey ambulansın çizgi üzerinden gitmesi ve araçların sağa ve sola açılması, çizgi üzerinin boş bırakılmasıdır. Fermuar şeklinde dediğimiz olay bu. Sürücüler ambulansın siren sesi duydukları zaman lütfen aynaya bakıp aracın nereden geldiğini görsünler. Böylece daha çabuk kenara çekilip ambulansın olay yerine hızla ulaşmasını sağlarlar."