Cemil SEVAL / MANİSA,(DHA)- MANİSA'nın Yunusemre ilçesinde yaşayan otizmli 7 yaşındaki Samet Ege kendisiyle dalga geçilmesi ve sokağa çıktığında olumsuz tepkilere maruz kalması nedeniyle eve kapandı. Bunun üzerine evlerinin bahçesinde oğulları için oyun alanı oluşturan Samet Ege’nin ailesi çevre tepkisi nedeniyle huzursuzluk yaşayınca başka bir eve taşındı. Güllübaş ailesi son çare olarak özel eğitim alması için oğullarını bir okula yazdırdı. Samet Ege, kendisi gibi 3 özel öğrenci ile birlikte günde 4 saat eğitim görüyor. Manisa'nın Yunusemre ilçesine bağlı Keçiliköy Mahallesi'nde yaşayan 3 çocuklu Ebru ve Emin Güllübaş çiftinin aile hayatı, otizmli olan oğulları Samet Ege Güllübaş ile arkadaşlarının dalga geçmesi nedeniyle değişti. Sokağa çıkmak istemeyen ve yüzde 80 engelli raporu bulunan Samet Ege, eve kapandı. Baba Emin Güllübaş (34), ötekileştirilmeye maruz kaldığı için sokakta arkadaşlarıyla oynayamayan Samet Ege'nin spor yapabilmesi için bahçeye yürüyüş bandı ve çeşitli spor aletleri yerleştirdi. Oğlunun vakit geçirebilmesi için yazı tahtası alan baba Emin Güllübaş, bahçeye kum torbası ve salıncak da koydu. Oğullarıyla dalga geçen çocuklardan 4'ünün ailesiyle tartışan Güllübaş ailesi kendilerine tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu ileri sürdükleri 1'i hakkında geçen 17 Mart'ta, Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Güllübaş çifti yaşananların ardından, 3 ay önce Mesir Mahallesi'ndeki 4 katlı bir binanın zemin katında, aylık 600 liraya kiraladıkları yeni bir eve taşındı. 4 yıldır yaşadıkları evlerinden taşınırken kaldırdığı ağır bir yük nedeniyle baba Emin Güllübaş'ın belinde kayma oldu. Beline platin takılan ve 2 ay süreyle rapor verilen Güllübaş bu kez de maaş alamadığını belirterek, "Ameliyatım nedeniyle çalışamadığım için maaş alamadım. Rapor parası ise daha sonra yatırılacak. Eşim çocuklarla ilgilendiği için çalışamıyor. Yunusemre Sosyal Yardımlaşma Vakfı'ndan otizmli oğlumuz için ödenen aylık bin 300 lira evde bakım ücreti dışında başka da bir gelirimiz yok" dedi. ÖZEL SINIFTA EĞİTİM Samet Ege, evlerinin yakınındaki 23 Nisan Ulusal Egemenlik İlkokulu'nda açılan özel sınıfta eğitim öğretim hayatına başladı. Okulda açılan özel sınıfta dört öğrenciye sekiz öğretmen ders veriyor. 2'nci sınıfa giden ve her sabah 09.00’da okulda olan Samet Ege, 13.00’te evine dönüyor. Oğlunun okula başladığı için çok mutlu olduğunu söyleyen baba Emin Güllübaş, "Oğlum, eşim, çocuğum bu durumdan çok etkilendi. Çok büyük zorluklar yaşadık. Maddi zorlukları bir yana, psikolojik olarak da çok etkilendik. Şimdi yeni bir mahalle, yeni bir evde, adeta yeni bir hayata geldik. Eşim ve çocuğum artık daha rahat. Oğlum da okula başladı. Bilinçsiz ailelerin, bilinçsiz çocukları bizleri çok üzdü. Allah bu durumu kimseye yaşatmasın. Biz oğlumuzun engelli olduğunu istemezdik. Ailelerin biraz daha bilinçli olmasını, biraz daha anlayışlı olmasını istiyoruz" dedi. 'ONLARI DIŞLAMAYIN, ANLAMAYA ÇALIŞIN' Manisa Otizm Derneği Başkanı Arife Güngör yaptığı açıklamada, otizmli bireyler ve ailelerin toplumda yer bulabilme konusunda ciddi problemlerle karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Otizmli bireylerin dış görünüş itibariyle normal bireylerden bir farkları yoktur. Onların davranışlarında bozukluk olduğu için diğer bireyler bunun farkına varamıyor. Normal çocuk gibi davranmaya çalışıyorlar. Onların yaptığı farklı şeyleri eleştirip onları dışlayabiliyorlar. Bu konuda büyük bir sıkıntı yaşıyoruz. Ailelerimiz bu konudan çok dertli. Bu anlamda ailelerin bizim çocuklarımızı yargılamadan, dışlamadan, onlara ön yargı ile yaklaşmadan. Onlara nasıl davranılması gerektiğini bizlere danışıp, otizmli ailelerle birlikte olup, onları da dinleyip ön yargılarını da yıkabilirler. Böylelikle bilinçlenip, köstek yerine destek olabilirler. Birkaç yıl önce her 68 çocuktan bir tanesi otizmliydi, şu anda 59 çocuktan bir tanesi dünyaya otizmli olarak dünyaya geliyor. Yani özetlemek gerekirse toplumda onları dışlamayın, anlamaya çalışın." HER ÖZEL ÖĞRENCİ İÇİN İKİ ÖĞRETMEN Manisa Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mesut Öner, özel öğrencilerin eğitimi için verdikleri mücadele sonunda bir öğrenciye iki öğretmen düşmesini sağladıklarını belirterek, şöyle dedi: "Otistik öğrencilerimiz adına farkındalık oluşturmak çok çok önemlidir. Bu konuda devletimiz tarafından iyi çalışmalar ortaya konulmuş durumda. Eğitim Bir-Sen olarak biz de bu öğrencilerimizin eğitim alanını geliştirmek, daha iyi ortamlarda eğitim alabilmeleri adına, zaman zaman hazırladığımız raporlarla katkı sunmaya devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçlerde de devam edeceğiz. Hafif otistik düzeydeki öğrencilerimizin bizzat eğitim öğretim ortamında eğitim almaları büyük önem arz ediyor. Hem bu ortamda eğitim alıyorlar. Hem de diğer öğrencilerle iç içe oluyorlar. Bunun da önemine inanıyoruz. Son dönemde bu öğrencilerimiz adına büyük çalışmalar oldu. Bu çalışmaların arttırılması lazım. Bu öğrencilerimiz özel öğrenciler. Özel öğrencilere özel imkanlar sunmamamız lazım. Devletimiz tarafından atılan önemli adımları gördük ancak bu adımların daha da atılmasını öneriyoruz. Bir öğrenciye iki öğretmen düşmesini sağladık. Bu da otistik bireylerin eğitiminde büyük önem taşıyor." 'DİĞER AİLELERİN TEPKİ VERMEMESİ EN BÜYÜK YARDIM' Özel Eğitim Uzmanı Cemalettin Ayık, otizmli çocukların yalnızca yüzde 5'inin eğitime erişebildiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Otizmli bireylerin hafif olduğu gibi ağır olanları da var. Bu çocuklar aileleriyle birlikte bir ortama gittiği zaman çok farklı davranışlar sergileyebilir. Diğer ailelerin de bu durumu anlamaları gerekiyor. Diğer ailelerin onları anlamaları ve tepki vermemeleri en büyük yardım olacaktır. Otizmlilerin ilerleyebilmelerindeki tek yöntem eğitimdir. Bu çocukların iş, uğraş edindirme eğitiminden geçmesi gerekiyor. Özel eğitim alanında eğitim veren bölümlerin sayısı artırılmalıdır. Otizmli çocukların yalnızca yüzde 5'i eğitime erişebiliyor. Eğitim kurumlarımızda, basın yayın organlarında, sporda, sanatta otizmli bireyler ile tüm engellilere sık sık yer verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Böylelikle toplumun farkındalık düzeyi artacaktır. Otizmli çocuklara karşı sabırlı olursak, telaşlanmadan sakin konuşursak, sevgimizi gösterirsek, olumlu bir dil kullanırsak, anlamaya çalışırsak, çocukla ve ailesiyle empati kurabilirsek yolun yarısını aşmışız demektir."