“Devlet koruması” altına alındı.
Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir,basın mesuplarına konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “17 Aralık’tan sonra Mehmet Baransu beni hedef gösterdi. Kalabalık ortamlarda ve kuaförde bile sözlü saldırıya uğradım. İstanbul Kanyon’da arabam parçalandı. Devlet de bana istemediğim halde koruma verdi, ama çok kullanmıyorum. Ali Bayramoğlu da, Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra ciddi tehditler alınca koruma verdiler, kalabalık yerlere gidince benimle birlikte geliyor.”
İHH Başkanı Bülent Yıldırım’a ise 2010 yılında 9 kişinin hayatını kaysettiği Mavi Marmara gemisi olayından hemen sonra iki koruma verildiğini öğrendim.. Yıldırım’ın, Çeçenistan’da işbaşında bulunan Rus yanlısı Kadirov yönetimi tarafından ölüm listeleri içinde gösterildiği öne sürülüyor.
"İki silahım, yüzlerce mermim var, ben ölmeden kimse Erdoğan’a dokunamaz” diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut ile AKP İstanbul yöneticilerine, bazı işadamlarına da koruma polisi verildiğini de haber kaynaklarımdan öğrendim.
Korunan isimler arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işadamı kardeşi Mustafa Erdoğan da bulunuyor.
Yandaş basının yazarları devlet korumasına alınıyor da, yandaş olmayan ciddi ölüm tehditi altında olan yazılı ve görsel medya mensuplarına ilgili makamlarca neden koruma tahsis edilmiyor..
Eğer bunların başına birşey gelirse, bu devleti yönetenler bu vebalin altından nasıl kalkacaklar..