Covid-19 salgını son bir yıllık süreçte, çalışma hayatını ve dünya ekonomisini büyük ölçüde etkiledi ve dönüştürmeye başladı. İnsan kaynakları alanında dünyaca ünlü lider seçme ve yerleştirme firmalarından Wyser yaşanan tablonun yansımasını ölçümlemek üzere, Türkiye’deki firmalar da dahil Avrupa, Asya ve Amerika’daki 500’den fazla yönetici ile yaptığı özel araştırmanın sonuçlarını yayınladı. Pandemide hangi sektörlerin nasıl etkilendiği, yöneticilerin gelecek beklentileri, salgının şirketlere etkisi, firma ve markaların ayakta kalma stratejileri, yakın gelecekteki yetenek yönetimi gibi çok sayıda parametrenin değerlendirildiği araştırmadan elde edilen veriler, gelecek yıllardaki yol haritasına da ışık tutacak nitelikte.  

 

"Toparlanma ancak bu yılın sonunda gerçekleşebilir" dediler

Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre firma yöneticilerinin yüzde 31’i, dünya genelindeki ekonomik toparlanmanın ancak 2021 sonunda tamamlanacağına inanıyor. Önümüzdeki 6 aylık süreçte işe alım ihtiyaçlarının yüzde 58.9 olacağı saptanan araştırmada  işe alınacak kişilerin yüzde 65.3’ünün ise uzman pozisyonunda çalışanlardan oluşacağı anlaşıldı.  Araştırmadan elde edilen verilere göre şirketlerin yakın gelecekte ihtiyaç duyduğu yeni profesyonellerin uzmanlıklarının; yüzde 45.5’i Danışmanlık , yüzde 34’ü Satış ve yüzde 33.3’ü Araştırma alanında olacağı tespit edildi. Şirket yöneticileri pandemi döneminde ihtiyaç duyulan ilk 5 yeni öğrenme yetkinliği: Uyum, Liderlik, Takım Yönetimi, Dijital Beceriler, Duygusal Zeka olarak sıraladılar.   

 

‘Ekonomik durum kötü’ diyenler yüzde 40 

Ankete katılanların yüzde 40.6'ı, ekonominin durumunu hem Covid öncesinden hem de 2020 ilkbaharının ortalamasından daha kötü olarak değerlendirirken, sadece yüzde 11.8'i mevcut durumun 2020 ilkbaharından daha iyi olduğunu ve Covid-19 salgınının ortaya çıkmasından bu yana stabil bir şekilde düzeldiğini dile getirdiler. Katılımcıların yüzde 23.2'si ekonomik durumun 2020 ilkbaharından daha iyi olduğunu, ancak Covid-19 salgınından önceki dönemden daha kötü olduğunu, yüzde 24.4'lük kesim durumun 2020 ilkbaharından bu yana stabil olduğunu ancak Covid-19 salgınından önceki dönemden daha kötü olduğunu düşünüyor.  

 

Pandemi en çok moda sektörünü vurdu

Araştırma kapsamında yöneticilerin düşüncelerinin hem yaşadıkları ülkelere göre, hem de faaliyet gösterdikleri sektörlere göre değiştiği anlaşılırken, bununla birlikte birçok araştırma da pandeminin bazı sektörleri diğerlerinden daha fazla vurduğu, bazı sektörlere de fırsatlar sunduğunu ortaya koydu. Ankete katılan yöneticiler, Asya ve Amerika'nın, diğer bölgelere kıyasla bu krizden daha başarılı bir şekilde çıkacağını da belirtirken moda sektöründeki yöneticilerin yüzde 64.3’ü pandemi döneminde işlerinin kötüye gittiğini söyledi.  Finansal hizmetler,  sigorta ve bankacılığın 2020 ilkbaharı ve Covid öncesi ortalamalardan daha kötü olduğunu dile getirenler yüzde 50 olurken, dört kişiden sadece biri toparlanmanın 2022'den önce başlamayacağına inandığını vurguladı.  2021’in ilk çeyreğinde toparlanma olacağını düşünen yöneticilerin  oranı yüzde 1.7, 2021 ilkbaharında iyileşme olacağını düşünenler yüzde 13.1, 2021 yaz dönemi diyenler yüzde 26.1, 2021 sonu için düzelme olacağını öngörenler ise yüzde 31.8 olurken, toparlanmanın 2022'de olacağını dile getirenler yüzde 27.3 olarak tespit edildi.

En iyimserler  Amerika’daki yöneticiler

Pandeminin neden olduğu ekonomik krize karşı en iyimser olanlar ise Amerika'daki yöneticiler oldu. ABD'li yöneticilerin yüzde 86'dan fazlası 2022'de Covid-19 ile uğraşmak durumunda kalınmayacağını düşünürken, bu oran Asya'daki yöneticilerde yüzde 74.5, Batı Avrupa'da yüzde 73 olarak ortaya çıktı. Araştırma sonuçları iyimserlik hissiyatının da sektörler arasında farklılık gösterdiğini gözler önüne serdi. Krizden daha az zarar gören sektörler, geleceğe de en iyimser bakan iş kolları olurken, 2021 başlarında krizin biteceğini öngören yöneticilerin en yüksek Bilgi Teknolojileri (yüzde 45.7) ve Online Perakende (yüzde 38.5) olarak sıralandı.  

Her 5 yöneticiden 1'i karamsar

Araştırma kapsamında yöneticilerin birçoğu pandemi öncesi döneme yeniden dönülebileceğine inandığı anlaşılırken, yüzde 14'lük dilimdeki bir grup ise pandeminin şirketlerini etkilemediğini, yüzde 10’luk kısım ise  Covid-19 sayesinde işlerinin arttığını söyledi. Pandeminin işlerini arttırdığını söyleyenler yüzde 10.6, nötr kaldığını belirtenler yüzde 13.8, önceki krizlere kıyasla daha düşük olduğunu belirtenler yüzde 23.2, toparlanmaya müsait yüzde 45.8, ciddi ve toparlanması imkansız diyenler ise sadece 6.7 olarak sıralandı. Öte yandan Batı Avrupa'da,  krizin etkisinden kurtulamayacaklarına inanan şirketlerin oranı yüzde 8.2 olurken, bu oran Amerika ve Asya'da yüzde 1'in altında kaldı. Salgında en çok zarar gören sektör moda olurken, bu sektördeki yöneticilerin yüzde 20'si, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını belirtti. Buna karşın BT sektörü yöneticilerinin yüzde 17.1'i pandemiden olumlu etkilendiklerini söylemesi araştırma sonuçlarında dikkat çekti. Covid-19 salgını nedeniyle ortaya çıkan krizden en çok kazanan sektör, katılımcıların yüzde 20'sine göre Online Perakende oldu. 

Şirket büyüklüğü olarak bakıldığında, 50'den az çalışanı olan her 10 şirketten birinin ve de 50'den fazla çalışanı olan 20 şirketten birinin, pandemi kaynaklı kayıpları asla telafi edemeyeceği yönünde bİr düşünce olduğu ortaya çıktı. 500 ve 1000 arasında çalışana sahip şirketlerde kalıcı kayıp oranı olduğunu söyleyenler ise yüzde 22.2 olarak dikkat çekti.

Yüzde 30'u ayakta kalmak için marjını düşürdü 

Araştırmadan elde edilen bulgulara göre moda ve lüks eşya sektöründeki şirketlerin yüzde 30'u, gelirlerinin yüzde 40'ından fazlasını kaybettiği ortaya çıkarken, perakende sektöründeyse iki farklı durum oluştu. Bir yandan yöneticilerin yüzde 15.4'ü şirket gelirlerinin yüzde 40'ından fazlasını kaybettiklerini belirtirken, bir yandan da perakende, gelirlerinin yüzde 25'inden fazlasını kaydeden en  çok şirketin bulunduğu ikinci sektör olarak tespit edildi. 100'den fazla çalışanı olan KOBİ'lerin krizle daha iyi mücadele ettiği; sadece Yüzde 4.2’lik kısmının, gelirlerinin yüzde 40'ından fazlasını kaybettiği araştırma kapsamında anlaşıldı. Araştırma sonuçlarına göre şirketlerin neredeyse yüzde 30'u ayakta kalmak adına marjlarını düşürürken, beşte birinden fazlası küçülmeye gitmek durumunda kaldı.

Eğitim öne çıktı 

Yöneticilerin kısıtlamalar esnasında büyük bir değişimin gerçekleştiğini fark ederek kendilerini eğitme fırsatı buldukları da araştırma sonuçlarından yansırken, katılımcılarımızın yüzde 62.3'ü bu fırsatlardan faydalandığını, yüzde 46.2’si özellikle de iletişim becerilerine, yüzde 45.8’i dijital ve BT becerilerine yüzde 39.5’i liderliğe yüzde 33.6’sı ekip yönetimine odaklandığını ifade etti. Bahar kısıtlamaları esnasında kendini eğiten yöneticilerin oranı yüzde 70 olurken,  bu yöneticilerin de yüzde 50’sinden fazlasının her hafta bunu üç günden fazla süreyle yaptığı anlaşıldı.  

 

İŞTE ARAŞTIRMA SONUÇLARINA YANSIYAN ÇARPICI SONUÇLAR

-Araştırma sonuçlarına göre şirketlerin yüzde 30'undan fazlası pandemi döneminde hiçbir yatırım yapmadı.  

-Yatırım yapmaya karar veren şirketlerin yüzde 29.3’ü yeni teknolojileri son varış noktası olarak gördü.

-Çalışan eğitimini tercih eden şirketlerin oranı yüzde 22.7’de kaldı.  

-Ankete katılan yöneticilerin yüzde 46.8'i çalıştıkları kuruma yatırım almadığını söyledi.  

-En çok yatırım alanların Yüzde 15’lik oranla iş geliştirme, yüzde 13.5’lik oranla da Bilgi Teknolojileri oldu.  

-İş geliştirmeye yatırım yapanların yüzde 25.3’ü, 25’ten az çalışanı olduğunu, yüzde 16.1’i 26 ile 50 çalışanı olduğu dile getirdi.

-Yöneticilerin yüzde 35.7'si, şirketlerinin küçülmeye gittiğini belirtti.  Küçülme en çok Perakende (yüzde 60), Moda ve Lüks Eşya (yüzde 50) ve İmalat (yüzde 44.6) sektörlerinde ortaya çıktı. Büyük şirketler, küçük şirketlere kıyasla daha fazla küçülmeye gitti.

-100’den fazla çalışanı olan kuruluşların ortalama yüzde 41.4'ü küçülmeye giderken, küçük kuruluşlarda bu oran yüzde 31.9 seviyesinde ölçüldü.

-Ankete katılanların yüzde 55.9'una göre ortaya çıkan tablodan en çok uzmanların etkilendiği, bu grubu yüzde 24.7’lik oranla  orta düzey yöneticilerin, yüzde 23.4 ile eksperlerin, yüzde 10’luk dilimde müdür ve ortakların, yüzde 6.7’lik kısımda ise üst düzey yöneticilerin takip ettiği anlaşıldı.  

-Katılımcılarımızın yüzde 58.9'u, şirketlerinin önümüzdeki 6 ay içerisinde yeni profesyonelleri işe almayı planladığını belirtirken,  İK yöneticileri arasında işe alma niyeti yüzde 60.5 olarak öne çıktı.  İşe alma planlaması BT (yüzde 55.3), Üretim (yüzde 65.2) ve de KOBİ'ler (yüzde 62.7) olarak sıralandı.  

-Pandemi döneminde ihtiyaç duyulan beceriler şöyle sıralandı: Uyumluluk yüzde 51.2, liderlik yüzde 41.4, ekip yönetimi yüzde 38.9, dijital beceriler yüzde 35.5, duygusal zeka yüzde 31.3, risk yönetimi yüzde 31, karar verme yüzde 30, zaman yönetimi yüzde 17.5, diğer yüzde 2.2  

Makine imalat sektörü yol haritasını belirledi Makine imalat sektörü yol haritasını belirledi

-Yöneticilerin yüzde 59.6'sı şirketlerine ve mevcut işlerine devam edeceklerine güvendiğini söylediler.

-Pandemi öncesi dönemden daha az olsa da katılımcıların yüzde 12.6'sı, 2020 ilkbaharına kıyasla daha umutluyken, kalan yüzde 22.2'si 2020 ilkbaharına ve pandemi öncesi döneme kıyasla daha az umutlu çıktı.  

-En iyimser sektörler ise sırasıyla yüzde 78.6 ve yüzde 73.3'ünün Covid-19 salgınından öncesi kadar güvendiği Enerji ve Finansal Hizmetler ile  Bankacılık sektörleri, ardından da İmalat, Bilişim ve İlaç sektörleri olarak sıralandı.  

-2020 ilkbaharından daha umutlu yöneticilerin yüzdesi Enerji sektöründe yüzde 78.6, Finansal Hizmetler ve Bankacılık yüzde 73.3, Üretim yüzde 67.4, BT'de yüzde 51.4, İlaç sektöründe yüzde 64 oldu.  

-Yöneticilerin yüzde 37,9'u kısa vadede işlerini değiştirmeyi planlarken, yeni iş aramayanların yüzde 57,5'i mevcut koşullarından memnun olduğunu söylüyor. Kalan yüzde 42,5'i de yeni iş adımı için doğru zaman olmadığını düşünüyor 

ARAŞTIRMA SONUÇLARINA DAİR YÖNETİCİ GÖRÜŞÜ  

Berat Demirel, Wyser Kıdemli Direktörü: 

“Wyser olarak pandemi sonrası dönemin gerçek kazananlarının,  yatırım yapmaya karar veren kuruluşlar olacağına inanıyoruz. Krizin getirdiği yeni alışkanlıkların çoğu ortadan kaybolmayacağı gibi, yeni becerilere talep kesin olarak artacak. Görüştüğümüz farklı ülkelerdeki yöneticilerden aldığımız cevaplar bu görüşümüzü doğrular nitelikte. Çoğu ülkede aşının başlaması, Çin gibi büyük ekonomik oyuncuların toparlanması ve eşi benzeri görülmemiş seviyede fon mevcudiyeti sayesinde yeniden bir iyimserlik söz konusu. Wyser, olarak ekonominin en zor dönemde karşılaşılan etkileri atlatıp önceki performansına geri döneceğini ve bu kısa, orta vadeli krizin böylelikle son bulacağını tahmin ediyoruz.   

Türkiye’de pandemi döneminin başını Mart 2020 olarak aldığımızda ise kişilerin bireysel ihtiyaçlarını gidermede ve alışkanlıklarında ciddi bir değişim oldu. Farklı yaş gruplarda dijital ortamdan sipariş verilmesi ve e-ticaret kanalındaki büyüme hızla tırmandı. Tedarik zinciri, ambalaj ve lojistik daha önem kazanırken, diğer yandan  üretim kapasitelerinin arttığı birçok alan ile karşılaşıyoruz. Geçmişte günlük hayatımızda nadiren kullandığımız bazı ürünleri, sadece önlem amaçlı ve korunmak adına temin etmeye başladık. Özellikle maske, dezenfektan gibi  ürünlerin özelinde yeni pazarlar oluştu. Yeni normal diyebileceğimiz, uzaktan ve esnek çalışma modelleri her firmanın kültürüne ve iş yapış şekline göre farklı uygulamalar ile yayılıyor.  Yaşadığımız yeni dönemde uzun mesai ile ofis çalışmaları, büyük ofis modelleri, sabit ve kişiye özel masa, oda kavramı kalkmaya başladı.  Yeni çalışma modelleri ile birlikte her firmanın kendi sektörüne özel bir takım rollerin ortaya çıktığını görüyoruz.  Mevcut yapılardaki değişimi yakından takip ederken, hizmet verdiğimiz firmalar ile profesyonellerin beklentilerine özel çözümler sunmaya devam ediyoruz. 

Yaptığımız çalışma, her şeyden önce sosyal mesafenin azalması ve bildiğimiz ‘ofis hayatının’ geri dönmesine yönelik normalleşme umutlarını açıkça ortaya koyuyor. Bu toparlanma ancak kademeli olarak gerçekleşebilecek olmakla birlikte, kısıtlamalardan beri çoğu şirkette başlatılan veya daha katı hale getirilen bazı süreçler de tamamen ortadan kalkmayacak. Bu nedenle de uyumluluğun kuruluşlar tarafından giderek daha fazla talep göreceği, bu evrede de yöneticilerin destek ve rehberliğine ihtiyaç duyulacağı ve her şeyin hızla değişeceği bir süreçten geçmeye devam edeceğiz. 

Bu yaklaşım, yeni zorluklarla karşılaşmaya hazır olanların ödüllendirildiği bir iş piyasasında yöneticilerin öne çıkmalarına ve ilgi çekmelerine olanak tanıyacak. Yaşadığımız şeyin geçici bir acil durum olduğunu ve her şeyin alıştığımız haline geri döneceğini düşünmeyi bırakmalı, bunun yerine yeni duruma ayak uydurmalı ve de hem kişisel hem de profesyonel anlamda yeni hedefler belirleyerek bunlara ulaşmak amacıyla farklı çözümler keşfetmeye devam etmeliyiz. Biz Wyser'de yaptığımız işlerin insanların hayatlarını etkilediğini ve şirketlerin daha da başarılı olması için fazlasıyla önemli olduğunu biliyoruz. Ve işimizin insani yönünü asla unutmuyoruz.”

Editör: TE Bilişim