Uyuşturucuya başlayan bir kişi öncelikle bir zevk bir değişiklik veya macera olsun diye başlar.

Bu durum devam edince öyle bir noktaya gelirki, bir daha uyuşturucunun pençesinden kendisini kurtaramaz.

İnsanlıktan çıkar, etrafında kendisi gibi olmayan herkese düşman olur.

Dostu kalmaz kalanlar ise kendisi gibi olanlardır.

Hırsızlığa alışan bir kişi ilk anda heyecan olsun ve günlük küçük ihtiyaçlarımı karşılarım diye başlar.

Bir bakarki, kolayca çalınıyor, emek vermeden bir yaşam kuruluyor,hırsızlığa devam eder.

Hırsızlık yaparken de yaptığı işin iyi bir iş olduğunu etrafına anlatmaya çalışır taraftar toplar.

Bazende kendisine göre vicdan temizliği yapmak için dine sarılır ara sıra fakir fukaraya kurban keser, aş dağıtır,sadaka verir.

Böylece yaptığı hırsızlıkları Allah katında da legal hale getirdiğini kendisini inandırır.

Fuhuş yapan bir kadın ilk önce zevk için iyi niyetle ve dostluk manasında işe başlar.

Bir kez o kaçamağın heyecanı bütün vücudunu sardıktan sonra, işi ticarete döker.

Vücudunu kullanarak para kazandığı gibi, makam mevki de kazanabilir.

Bu yolda makam mevki elde etmek için ''her yol mübah'' der ve vücudunu satmayı bir iş alanı bir sektör diye bakmaya başlar.

Bu işi kaliteli yapanlar vardır,onlar para ve makam ve mevki kazanır ve üst düzey insanlarla oturur kalkar ve yatar,onun adı hanımefendi olur.

Bir de avam takılanlar ve küçük birim fiyatlarla iş tutanlar vardır, onlar alt düzey kalitesiz insanlarla oturur kalkar para da kazanamaz zar zor geçinir ve adı sokağa düşer onun adı da orospu olur.

Yalan söyleyen insanlar vardır, yalan söylemeye bir başlar,ilk anda hayatının kolaylaştığını ve her işinin kolayca çözüldüğünü görür.

Zamanla yalanın boyutları büyür.

Çünkü küçük yalanlarla hayata başlayan bir kişi, yalanın boyutunu zamanla büyütmek zorundadır.

Çünkü küçük yalanlar belli oldukça, onları kapatabilmek için yeni yalanlar bulmak zorundadır.

Bu durumda öyle bir noktaya gelirki, kendisinin yalandan bir insan olduğu anlaşılır ve bulunduğu ilçeyi değiştirmek zorunda kalır.

Her gittiği yeni ortamda yeni insanlarla ve yeni yalanlarla yeni bir hayat kurmaya çalışır.

Orada da yalandan bir insan olduğu anlaşılana kadar hayatı sürdürür ve böylece yok olur gider.

Devlet adamları vardır bir kez olsun hırsızlığa yalana bulaştığında bu işten kurtulması mümkün değildir.

Paranın ve makamın gücüyle etrafında her zaman yalakalar ve yalandan yaşayan insanlar bulur.

Öyle insanlar bulurki, '' Kıbrıs adası sulara gömüldü,git bu akşam televizyonda bu haberi yap'' derse hiç sormadan soruşturmadan aklını kullanmadan haberi verir.

''Git çocuğunu benim için kurban et'' dese onu da yapabilecek şuursuz, kişiliksiz insanlar bu ülkede fazlasıyla bulunur.

Akıl dediğiniz şey bu tür insanlarda alınan, satılan bir metadır.

Her zaman akıllarıyla birlikte kendilerini de satarlar.

İktidar erkinin cazibesine kapılanlar, belli bir aşamadan sonra hırsızlığın boyutunu devletin hazinesini ve bütün ülke olanaklarını kendisine bağlayana kadar sürdürür.

Bundan dolayı gözü ne insan görür ne dost ne vefa.

Etrafında bulunan insanların onun için bir kalem kadar değeri yoktur.

Sadece iş yaptığı kadar, hırsızlık, haksızlık, hukuksuzluk yaparak liderine hizmet ettiği kadar kıymetlidir.

İşleri bitince son kullanma süresi dolunca ya istifa ettirilir ya da istifa etmek zorunda kalır ya da biat ettiği lideri tarafından görevden alınır.

O güne kadar çalmış çırpmış olduğu ve yaladığı yalaktan kalanlarla hayatını sürdürür ve ömrünün sonuna kadar olmayan vicdanını aramaya devam eder.

Bu duruma gelen liderler hazineyi kendisine bağlamakla yetinmezler tek adam olmak isterler,her şey benden sorulsun, herkes bana itaat etsin isterler.

Kendi isteklerine uymayan ne varsa hangi kanun kurum varsa değiştirmek isterler.

Kendi iradesi içinde olmayan ne varsa yok etmek isterler.

Bir süre sonra etrafında kendisi gibi düşünen bir büyük kalabalık ta bulur tıpkı Hitler gibi.

Bu durum o kadar cazip hale gelirki, bir süre sonra ruh sağlığı bozulur ve kendisini yeryüzünde Allah'ın temsilcisi gibi görür.

Bu tür insanlar bu noktaya geldiğinde etrafında toplanan şuursuz kalabalıklar tarafından peygamber ilan edilebilir,ona dokunmanın ibadet olduğuna bile inananlar çıkabilir.

Bunun adı akıl tutulmasıdır ve bu ülkede her zaman bu aklı tutulmasına hazır milyonlar vardır.

Okumuşu, yazmışı, hacısı, hocası, öğretim üyesi, cahil, prof., kadın, kız, genç, yaşlı hazır bekleyen akıl tutulmasına hazır milyonlar bulabilirsiniz.

Allah bizi bu akıl tutulmasına kapılan liderlerden korusun.Amin.