DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan deprem bölgesi Kilis’te yaptığı basın açıklamasında “Kamunun kamuya bağış yapması diye bir şey olmaz. Kimse kimseye milletin parasıyla caka satmasın” dedi. “Türkiye Tek Yürek” kampanyasında kamu kurumlarının bağış yapmasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Babacan, kamu bankalarıyla ilgili “Daha dün kaynağa ihtiyaçları vardı. Hazine, onlara sermaye takviyesi yapacağını ilan etti. Siz ilk önce kendi sermayenizi güçlü tutun” ifadelerini kullandı.

Kilis’te İHH İnsani Yardım Vakfı’nın lojistik merkezine uğradıktan sonra Hatay’ın Hassa ilçesine geçen Babacan buralarda yaptığı açıklamalarda şöyle konuştu:

“Kamu kuruluşlarının ‘Bağış yaptım’ diye hava atması kadar saçma bir şey olamaz”

“Devlet, sağ cebinden aldığını sol cebine koyuyor. Merkez Bankası, değil 30 milyar, gerekirse 60 milyarı basıp böylesine büyük bir felakette yaraları sarmayla zaten yükümlü olan kuruluş. Ne bağışından bahsediliyor? Kimin parasını kime bağışlıyor? O para zaten milletin. Kamu bankalarının, kamu kuruluşlarının, Merkez Bankası’nın bağış yaptım diye hava atması kadar saçma bir şey olamaz. Kimse kimseyi kandırmasın.”

Kamu bankalarına: ‘Siz önce kendi ayaklarınızın üzerinde durun’

“Kamu bankaları da bağış açıklıyor. Daha dün kaynağa ihtiyaçları vardı. Hazine, onlara sermaye takviyesi yapacağını ilan etti. Kendisi kaynağa ihtiyacı olan kurumlar bugün cömertçe bağış falan açıklıyorlar. Siz ilk önce kendi sermayenizi güçlü tutun. Kendi ayaklarınızın üzerinde durun da ondan sonra kamuya bağış mı yapacaksınız, başka yere ne yapacaksanız yapın.”

‘Bunun yöntemi bağış değil, temettüdür’

Manisa'da AFAD'ın bölgesel lojistik merkezine yakın mercek Manisa'da AFAD'ın bölgesel lojistik merkezine yakın mercek

“Üstelik bunun yöntemi bağış değil, temettüdür. Kamu kuruluşları kâr eder, temettüyü zaten Hazine’ye verir. Hazine de harcar onu. Kamu kuruluşları kâr eder, vergi öder. Kamu kuruluşlarının elinde fazla sermaye varsa, sermaye iadesi yapar. Bunlar klasik yöntemler. Ama ‘Millet topu topu 30 milyar bağışladı. Benim kurumlarım, benim bankam, benim merkez bankam 80 milyar bağışladı’ diye kimse övünmesin. Kimse kimseyi kandırmasın.”

‘Millet nereye ne kadar bağış yapacağını gayet iyi biliyor’

“Bu millet kendi öz kaynaklarından, helal imkanlarından zaten bağış yapıyor, yapacaktır. Sadece o kampanya çerçevesinde bu bağışlar bitmez. İlk günden itibaren millet nereye ne kadar bağış yapacağını gayet iyi biliyor. Kime güveniyor, kime güvenmiyor, bunları gayet iyi biliyor. Kamunun kamuya bağış yapması diye bir şey olmaz. Bu ülkenin tam 11 sene ekonomisinin başında olan birisi olarak söylüyorum. Kimse kimseye hava atmasın. Kimse kimseye milletin parasıyla caka satmasın.”

‘Şu yardımların önünü açın’

“Son günlerde yoğunlaşan bir şekilde deprem felaketinin yaşandığı pek çok il ve ilçeden bilgiler geliyor. Vatandaşlarımızın kendi çabalarıyla oluşturduğu ve dağıtmaya çalıştığı yardımlara engel olunması söz konusu. Aş evleri kurulmuş. İnsanlar sıcak çorba dağıtıyor. Oralara müdahale ediliyor. ‘Yardım dağıtılacaksa, bunu iktidar yapar’ diye bir anlayış yaygınlaşıyor. Bu büyük bir yanlış. Türkiye, şu andaki iktidarın tek başına altına kalkabileceği bir felaketle karşı karşıya değil. Hiç uğraşmasınlar. Rüyalarında görürler, yapamazlar. Bırakın, şu yardımların önünü açın. Bırakın, vatandaşlarımız birbirine ulaşsın.”

Babacan’dan İHH’ya ziyaret

İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Kilis’teki lojistik merkezine giden Babacan, burada yaptığı açıklamada İHH yöneticilerine ve gönüllülerine teşekkür etti. Babacan, “Depremin ilk gününden beri söylüyorum. Merkezî hükûmet birimleri, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, gönüllü kuruluşlar omuz omuza gayret etmedikten ve beraber çalışmadıktan sonra bu zorlukların üstesinden gelmek kolay olmayacak” dedi. 

‘Gençlerin doğdukları topraklara dönmesi için ciddi hazırlık gerekiyor’

Kilis’ten Hatay’ın Hassa ilçesine geçen Babacan, depremin ardından yaşanan iç göç dalgasına şu sözlerle dikkat çekti:

“Bu göçün gerçekten geçici olması gerekiyor. Vatandaşlarımızın doğup büyüdükleri topraklara bir an önce dönmeleri için acil tedbirler alınması gerekiyor. Özellikle gençler büyük illere taşındıktan sonra yeniden buralara dönmek konusunda isteksiz olabilirler. Onların doğdukları topraklarda yeniden yaşam kurabilmelerini sağlamak için çok ciddi hazırlıklar, özel programlar gerekiyor. Teşvik ve istihdam imkânları gerekiyor. Ülkemizin önünde artık yıllarca sürecek çok önemli çalışma alanı var. Depremin hem fiziksel hem sosyal ve ekonomik yaralarını sarmak uzun sürecek, öyle görünüyor. Hep beraber çalışacağız. Millet olarak omuz omuza vereceğiz. Birlik beraberliğimizi asla bozmayacağız.”

Editör: TE Bilişim