Son zamanlarda teröristbaşı Abdullah Öcalan’ı kıskanmaya başladım.

Devletin Apo ile ilgili yaptıkları, bu vatan topraklarında geçim sıkıntısı çeken, yemeye ekmek bulamayan, gece gündüz çalışmasına rağmen rahat bir ekonomi elde edemeyen insanları düşünüyorum da, bunlardan birinin de kendim olduğunu ifade ederek teröristbaşı, bebek katili Apo’yu kıskanıyorum...

Baksanıza devlet adamın bir dediğini iki etmiyor. Ne istese veriyor. Kocaman bir ada adama tahsis edilmiş, orada gül gibi yaşıyor.

Bu teröristin cezası ağırlaştırılmış ömür boyu hapis... Ama ne yazık ki şu anda bebek katili Apo’nun ceza falan çektiğini düşünmüyorum. Onun gibi ceza çekmeye can kurban.

Şimdi cezaevlerindeki çok sayıda mahkum terörist Apo’yu nasıl kıskanıyordur ki... Kıskanmaması elde mi?.. Hücre hapsi bulunan adamın sürekli ziyaretçileri var. Hemde özel ziyaretçiler...

Ne isterse veriliyor, kimi isterse yanına gidip gelebiliyor. Kamuoyuna açıklanmayan daha ne kadar ziyaretçisi vardır kim bilir... En azından var olduğundan şüphe ediyorum. Hani mahkumların eşleriyle kalabilmesiyle ilgili kanunun bile Apo ile ilişkilendiren yazılar ve yazarlar olmuştu diye hatırlıyorum.

Baksanıza, Türkiye’nin sorunlarını çözmekte, halkın devlet ile barışmasını sağlamak için, buülke insanlarının önünde hükümet çözüm süreci diye,  terörist başına bel bağlamış durumda.

Uluslararası Kriz Grubu(IGC), dünyanın sorunlu bölgelerinde yaptıkları çalışmalar ve hazırladıkları raporlarla saygın yere sahip bir düşünce kuruluşudur. TIGC’nin Türkiye Direktörü Hugh Pope ‘Türkiye ve PKK; çözüm sürecini kurtarmak’ başlıklı bir rapor hazırladı.

Raporun sonunda bir öneri bulunuyor;

‘Türkler, süreç başarılı olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan ile PKK lideri Öcalan’ın uluslararası bir podyumda barış ödülünü kabul ederken yan yana durduğu olası bir senaryoyu tahayyül etmek durumunda’. Raporu kaleme alan ekibin kilit ismi Pope’a göre, o gün geldiğinde Öcalan’ın durumu zaten çoktan normalleşmiş olacak.

Yani son günlerde, Öcalan’ın 2015’in Nevruz’unda serbest bırakılacağı yönünde dedikodular var. Ancak, sızan haberlere göre, Öcalan serbest bırakılsa dahi Türkiye’ye gelmeyi düşünmüyor İmralı’da kalmayı tercih edecekmiş.

Peki Öcalan’ın şu anda tutsak olduğuna inanıyormusunuz? Acıkça ben inanmıyorum.
Adı tutsaklıkta olsa, öyle tutsaklığa can kurban diyorum...

Herkes öyle bir adadan yazlık alabilmek, öyle bir adada yaşayabilmek için servetini döker. Çok sayıda zenginin ege adalarında milyonlarca liralık servet yatırarak aldıkları araziler var.

Neden?

Burada tatil yapmak, büyükşehirlerdeki kargaşadan kaçıp kafa dinlemek için...

Oysa İmralı bunların yanında son derece daha sessiz sakin, devletin beslediği, bir dediğini iki etmediği bir terörist başının yaşadığı yer.

Allah tüm insanlara Apo gibi bir ada ve hiç bir istediği geri çevrilmeyen tutsaklık nasip etsin...
İmralı adası: Armutlu Yarımadasının batı ucundaki Bozburun'a yaklaşık 10,8 deniz mili (20 km), Bursa, Karacebey kıyısındaki Susurluk Çayı ağzına 6,5 deniz mili (12 km) uzaklıktadır. Bursa ili sınırları içinde kalır, günümüzde üzerinde yerleşim birimi bulunmaz. Yüzölçümü bakımından Marmara, Paşalimanı ve Avşa'dan sonra Marmara Denizi'ndeki dördüncü büyük adadır. Yüzölçümü 9,99 km2 kıyılarının uzunluğu ise 19,4 km'dir. 1999'da, terörörgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın gelmesiyle adadaki diğer mahkumlar boşaltıldı ve ada Abdullah Öcalan'a tahsis edildi. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yanına 2009'da benzer suçlardan hüküm giymiş 8 mahkûm daha gönderildi.Şimdi bu 8 mahkum-da nakledilecek ve teröristbaşı Apo’nun yeni belirlediği 5 kişilik sekreteryası yerleşecek.


Tutsak olmayan insanların bile gönlünde, tüm ihtiyaçları karşılanarak böyle bir adada kalması vardır.

Örneğin beni oraya götürdüler...

Adı cezaevi... ama deniz kenarı yeşil örtünün içinde cennet bahçesi gibi bir yer...
Eşim geliyor görüşüyorum...
Çocuklarım geliyor görüşüyorum...
Arkadaşlarım geliyor görüşüyorum...

Paraya pula ihtiyacım yok.
Devlet bir dediğimi iki etmiyor.
Büyük ekran HD televizyonum, tüm uydu yayınlarım, laptop bilgisayarım, cep telefonum, internet bağlantım her şeyim var...

Ne güzel daha Allah’tan ne isteyeyim...

Gündemi de ben belirliyorum.
Herkes bana biat ediyor...
Daha ne diyeyim...
Allah her insanı Apo gibi bir cezalandırsın, Apo'nun yaşadığı şartlarda yaşamak nasip etsin...

Öyle cezaevi olduktan sonra özgürlük ne ki...