2000’li yıllarda İslamafobi, özellikle belirli sağcı kesimlerde olan bir olaydı. İslamafobi ve yabancı düşmanlığı, halkın belirli kitlesi tarafından kınanan bir gelişmeydi. Yıllar geçtikçe İslamafobi yayıldı, özellikle Suriye’de İslami cihat örgütünün kafa kesmeleri ve basında bunların yayınlanması, bu düşmanlığı daha da pekiştirdi. 

İSLAMAFOBİ AVRUPA ÜLKELERİNDE DEVLET POLİTİKASINA DÖNÜŞÜYOR

2020’li yıllara girdiğimizde artık İslamafobi, politik bir konu oldu. Fransa’da devlet İslam’a karşı belirli kararlar alıp bunları uygulamaya koyarken, Almanya’da, Fransa’dan etkilenmeye başladı. Hollanda ve Avusturya hükümetleri buna dünden razı oldukları için hemen üstlendiler ve şu anda 4 ülkede İslamafobi’nin büyük boyutlara geldiği ve devletin politikası olduğunu görüyoruz. 

TÜRKOFOBİ NEDENİYLE AVRUPALI TÜRKLER BASKI GÖRÜYOR

Diğer bir gelişme ise yabancı düşmanlığının yerine, tam anlamıyla Türkofobi aldı. Türkofobi, Almanya’da başladı, Avusturya’da gelişti, Hollanda’da taban yaptı. Fransa’da 500 bin kadar Türk olması nedeniyle çok fazla etkilenmedi. Fransızların düşmanlığı özellikle Magrep ülkelerinden gelenlereydi. 
Türkiye’nin yurt dışında yaşayan 7,6 milyon insanı var. Bunun 5,4 milyonu AB’de, Avrupa’nın diğer ülkeleriyle birlikte 6 milyon insanımız yaşamaktadır. 
Türkofobiye karşı neler yapabiliriz?
Hükümetler nezdinde ne gibi adımlar atabiliriz?
Tayyip Erdoğan karşıtlığı nasıl Türkofobiye dönüştü?
Benim yurt dışında yaşayan insanlarım bundan nasıl etkileniyor?  

İKTİDAR VE MUHALEFETLE BİRLİKTE STK’LARA BU KONUDA GÖREV DÜŞÜYOR

Bu konularda yalnızca hükümet değil, muhalefet ve sivil toplum kuruluşları olarak ciddi bir şekilde kafa yormamız lazım. Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda somut adımlar atarak, yurt dışındaki önemli ülkelerde hükümetlerle görüşmesi, büyük paralar harcanan Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının bu konuda nihayet harekete geçmesi, bunun yanında muhalefetinde başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere atılımlar yapmaları gerekmektedir. Bu konuda sessizliğin taban yaptığı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TÜSİAD gibi kuruluşlarda kafa yormalı ve özellikle Türkofobi’nin önüne geçmeleri lazımdır. 

İSLAM İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜNDEN SES ÇIKMIYOR

57 İslam ülkesinin üst örgütü olan İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından bu konuda en ufak bir tepki gelmemektedir. Avrupa’da artık ciddi bir şekilde haçlı hareketi gelişmekte, haçlı hareketinin ilk hedefi de birçok insanımızın yaşadığı, birçok insanımızı yurt dışına gönderen Türkiye’ye yönelmektedir. Türkiye ve Türk halkı bunu hak etmemektedir. Adım atmak bireylerin de görevidir. Avrupalı Türkleri yalnız bırakmamalıyız, bırakamayız.  
PROF. DR. FARUK ŞEN– 18.02.2021