Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi, AKP iktidarını rahatsız etti. Özellikle de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın henüz tepki vermemesi manidar. 

Çünkü yasa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde yapıldı, paralel devlet kavgasının başlama noktası oldu. İkinci bir husus ise Kendi atadığı Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın katıldığı toplantıda bu karar alındı. Karar tartışılacak gibi de değil. 17 üyeden 12’si yasanın iptalinden yana oy kullanıyor. AYM Başkanı Zühtü Aslan’ında 12 kişi içinde olduğu kulislere sızdı.

Çünkü AKP iktidarının ‘Paralel yapı’  Gülen Cemaati ile en büyük kavgası ve cemaate vurduğu en büyük darbe olarak dershaneler kamuoyuna yansımıştı. Hatta 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının da dershanelerin kapatılmasına karşılık yapıldığı kamuoyunda konuşulan iddiaları arasındaydı.

Milli Eğitim Bakanı’nın tepkisine rağmen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun daha yumuşak davranması da dikkat çekti. Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde yapılan bir uygulama olmasının rahatlığı gibi görülüyor.  Düzenleme neredeyse tamamen Nabi Avcı’nın bakan olarak atanmasına paralel olarak gerçekleştirilmişti.

Dolaysıyla bu yasanın iptali de AKP içerisinde seçimlerde olduğu gibi bir kavganın ve gruplaşmanın olacağının sinyallerini veriyor.

Buraya kadarı işin siyasi tarafıydı… Peki, şimdi milyonları ilgilendiren 6528 sayılı Milli Eğitimle ilgili uygulamaları içeren yasanın iptalinin ardından neler olacak. Tabi şunu hemen belirtmek lazım… Gerekçeli karar çok önemli.

Kanun tamamen iptal edilmiş ise, büyük bir kargaşa bekliyor Türkiye’yi…

Milli Eğitim Müdürlerinin atanmasından, liseye dönüşen dershanelere, özel okullara verilen teşvik paralarına, 1 Eylül’e açılacak takviye kurslarında öğretmenlere ödenecek ücrete kadar çok sayıda konuyu ilgilendiriyor.

Örneğin, temel liseye dönüşen dershanelerin ne yapacağı merak ediliyor. Bu kurumlar şu anda 2 adet işletme ruhsatına sahip. Doğal olarak dershane ruhsatları 1 Eylül’e kadar geçerliydi, aynı zamanda aldıkları okul ruhsatı var.  Şimdi bu kurumların ne yapacağı merak edilirken, herkesin kafası karışık. Okul mu, dershane mi, yoksa fırsat bu fırsat; hem okul hem dershane….  Şimdi şu sorular öncelikli olarak yanıt bekliyor;

1-Temel liseler bu kararın ardından öğrenci kaydı yapabilecek mi?

2-Özel okullara kayıtta verilen devlet desteği teşvikler devam edecek mi?

3-Temel liseye dönüştürülen dershaneler dershane olarak mı lise olarak mı devam edecek, durumları bundan sonra ne olacak?
4- Bu durumda Milli Eğitim Bakanlığı, yeni yol haritasını ne zaman belirleyecek?

5- Yeni hazırlanan kanun teklifinde nasıl bir konsensüs sağlanacak?
6-1 Eylülde başlayacak takviye kursları devam edecek mi, yoksa kaldırılacak mı?

7- Dershanelerin açılmasıyla ilgili nasıl bir düzenleme yapılacak. Dershane açma şartları zorlaştırılacak mı? 

Tabi her şey AYM’nin gerekçeli kararında gizli. Bu kargaşayı çözmek te yeni kurulacak hükümetin işi.