TBMM den çıkan yasayla ülkemizde de, diğer İslam ülkelerinde yaşanan yasaklama süreci gibi bir sürecin başladığını söylemek kehanet olmasa gerek.
Bu yasayla, sosyal yaşamın disiplin altına alınması ve İslamileştirilmesi süreci başlamış oldu.
Bundan önce içki içenler toplum tarafından makbul adam görülmezken, yasayla bu durum tescillenmiş oldu.
İçki içenler bundan sonra daha da gizlenecek, ağzında kokusu kalan içkilerden uzak duracaktır.
Oysa içki, insanlığın var oluşundan bu yana vardır ve insanlık tarihi, içenle içmeyen arasında didişmelerin hikayeleriyle doludur.
İçkinin sanatı edebiyatı yapılmıştır.
Ömer Hayyam dan Nedim'e, Fuzuli den Orhan Veliye kadar bir çok sanatçı içkiye dair edebi eserler vermiştir.
İçki içmenin kötü bir şey olduğunu kabul etmeyen bir kişi bulamazsınız.
İçkinin yarenlik hoşluk güzellik ortamlarına katkı yaptığına inanan bir kesimin olduğunu da inkar edemeyiz.
Elbette içki sürekli içilirse insan sağlığı için hele şimdilerde insan bütçesi içinde zararlıdır.
Artık ''Başımızda bir büyük bulunsun'' demek her babayiğidin harcı değildir.
Bu yasa çıkarken karşı duranları yanlış anlayanlar ve farklı yerlere sürükleyenler oldu.
CHP genel kurulda içki yasaklarıyla ilgili karşı duruşunu sergileyince, CHP herkesin içki içmesini savunuyor gibi bir pozisyona düşüverdi.
Sanki CHP' liler içki şişesi koltuklarında dolaşan,sürekli herkes içmeliyi savunan bir kesimmiş, bir siyasi anlayışmış havası yaratıldı.
Oysa onların derdi içki içilmesinden ziyade, yasaklamanın sonu yoktur itirazıydı.
Bunu anlamak için dönüşen değişen İslam ülkelerine bakmak gerekir.
Muhammed Ali Cinnah dönemindeki Pakistan,Nasır dönemi Mısır,Şah dönemi İran,Habib Burgiba dönemi Tunus,Atatürk dönemiyle başlayan Türkiye bu gün çok farklı yerlerdedir.
Türkiye yirmi yıl otuz yıl önceki Türkiye değildir.
Türkiye her alanda İslami yaşamın sosyal değerlerinin egemen olduğu bir toplum yapısına doğru hızla ilerlemektedir.
Diğer İslam ülkelerini saymaya bile gerek yok, yasaklar ve insan ve kadın hakları ihlali diz boyudur.
Bu gün o ülkelerin nerelerden buralara geldiğini görmek gerekir.
Kim ne derse desin bu gün İslam'ı hayatın bütün alanlarında ölçü alan bir kişi veya bu iktidar isterki, bütün ülkede içki yasaklansın, içki üreten tesisler kapatılsın.
İster ki bütün kadınlar kapansın.
Onlara göre saçının bir telini bile göstermek günahların en büyüğü.
Onlar isterki, kadın erkek eğitimi ayrı olsun.
Seyahatler kadın erkek ayrı yapılsın.
Plajlar kadın erkek ayrılsın.
Bir süre sonra plajlar kapatılsın.
İşte bu gün insanların içki yasaklarının arkasından bunların da gelebileceğini bildikleri kaygısı artmıştır,karşı duruş sertleşmiştir.
İnsanların korkuları endişeleri düne göre bu gün çok daha fazladır.
Ülkede ekonomik durumu iyi olanlar ve batıyla entegre olmuş aileler yavaş yavaş batıda mülk alacak ve oralara doğru kayacaktır.
Geçen günlerde inşaat yapan bir firma sahibi müşterilerinin daha çok Afganistan,Pakistan, Mısır ve Suriye gibi ülkelerden gelenler olduğunu söyledi.
Oralardaki baskıcı rejimlerden ve sosyal ortamın sıfırlanmasından dolayı,Türkiye de mülk edindiklerini söyledi.
İşte belki on yıl, belki bir yirmi yıl sonra bizim ülkemizden de batıya doğru kayışlar ve kaçışlar olacaktır.
Kırk yıl önce o ülkelerde de (Mısır, Pakistan, Sudan, İran gibi ülkeler) bizim bu gün ve dün gibi sosyal ortamları ve özgürlükleri vardı, bu gün yok.
Muhafazakar bir toplumda da içki yasaklarını savunanlar olaya demokrasi ve özgürlükler ve insan sağlığı açısından bakmadıklarını İslami refleksle bu yasaları çıkarmak istediklerini, karşı duruş gösterenler iyi bildikleri için karşı duruş gösteriyorlar.
Sosyal toplum değerlerini de kalkan olarak kullanıyorlar.
Yasaklamanın tadını alan iktidarlar,diğer yasakları da en kısa sürede gündeme getirecektir.
Sıkıntı ve karşı duruş da bundan dolayıdır.
Ayrıca yasaklamak neyi çözecek ki?
Bu gün bunun en güzel örneği İrandır.
Orada her türlü içki yasak.
Üretilmesi imalatı da yasaktır.
Peki İran da içki içilmiyor mu?
Elbette içiliyor.
İçki içmek isteyen dışarıda bulamıyorsa evinde imalatını yapar gene içer.
Bu yasaklardan yeni zenginler türeyecektir.
Tıpkı İran da içki kaçakçılığından zengin olanlar gibi.
Korku içki yasakları değildir, korku ''rejim değişikliği mi oluyor'' korkusudur.
Evet rejim değişiyor,Atatürk devrimleriyle başlayan laik Cumhuriyetin yerine ''İslam Cumhuriyeti'' geliyor.
Sıkıntı ve tepki de bundandır.