Sayın yönetim kurulum, değerli üyelerim ve derneğimize gönül verip ülkemizin dört bir yanından buraya, kutlamamıza katılan saygıdeğer arkadaşlarım. Türkiye Kafadanbacaklılar Derneği’nin kuruluşunun onuncu yılı hepimize kutlu olsun!

“Başkan bizi partiye götür! Başkan bizi partiye götür! Başkan bizi partiye götür!”

Ege bölgemizin munis bir kasabasında ben Tufan Aktaş öncülüğünde ve belediye reisimiz Zeynel Abidin Ağa’nın yardımlarıyla kurulan derneğimiz on yıl içerisinde her ilde şubesi olan ülkemizin yegane büyük derneği haline geliverdi. Yerel ve ulusal basında birçok haberimiz yapıldı. Hatta değerli hikayeci Mustafa Kutlu Bey sırf bizim derneğimizi anlatan bir hikaye yazdı. Çok ses getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Bu başarıda en büyük pay sizlere aittir.

“Başkan bizi partiye götür! Başkan bizi partiye götür! Başkan bizi partiye götür!”

Arkadaşlar, sizi kutlama diye çağırdık fakat öyle disko toplu, rengarenk ışıklı ve cıstak müzikli bir kutlama programımız yoktur. Konuşmamı bitirdikten sonra kuru pasta ile meşrubat ikramı yapılacak. Ardından da üyelerimizden bağlama bilen bir arkadaşımızın ufak bir konseriyle kutlamamız sona erecek. Sessizce dağılacağız.

“Başkan bizi partiye götür! Başkan bizi partiye götür! Başkan bizi partiye götür!”

E, madem çok ısrar ettiniz. Gönlümde yatan aslandan bahsetmem gerekiyor artık. Parti demişken diyorum ki bir parti mi kursak. Hazır yerel seçimler kapıdayken. Zaten her ilde şube şube örgütlenmişiz. Her yerde adamımız mevcuttur. Canla başla çalışır muvaffak oluruz. Derneği feshedip yerine yeni bir tüzük yazmamıza bakar bütün iş. Yazman arkadaşımız nerede? Heh, Selahattin Bey, sen internetten hazır bir parti tüzüğü indiriver. Sonra “word”te isimleri değiştir. Al sana yeni tüzük. Partinin ismi ne mi olacak? Tabiî ki TKBP: Türkiye Kafadan Bacaklılar Partisi. Kabul edenler, etmeyenler, oy birliğiyle kabul edilmiştir.

“Başbakan Tufan, Başbakan Tufan, Başbakan Tufan, Başbakan Tufan”

Sağolun, var olun arkadaşlar. İltifatlarınıza layık olmaya çalışacağız. İlk olarak hedefimiz mart ayındaki seçimler. Ülke genelinde yüz bini geçkin üyemiz var. Her üyemizin dört kişilik ailesi olsa dört yüz bin eder. Herkes maaile canını dişine taksa on kişi bulsa etti mi dört milyon. Bırakın barajı geçmeyi ülkede almadık belediye bırakmayız.

İlk seçimimizde bu derece dikkat çekici bir başarı taraftar sayımızı elbette arttıracaktır ama ben hedefi büyütüp iktidar olmayı değil ligdeki “ne şampiyon oluruz, nede kümeye oynarız” diyen takımlar gibi muhalefette kalmayı düşünüyorum. Hem daha kolay, muhalefet yapmak. Hele şu günlerde ottan, çöpten muhalefette olana kolaylıkla ekmek çıkıyor. Ne gerek var projelere, planlara falan, başımıza iş almayalım.

Muhalefette kalmak her zaman gündemde kalmaktır. Siz benim dediklerime kulak verin, gerisini boş verin gitsin. Mesela “Andımız” mı kaldırıldı? Hemen sekiz on kişi bir araya gelip hep bir ağızdan başlarız “Andımız” ı okumaya. Birkaç tanemiz değil andımızı okumak Taksim’de öylece dikilseler bile muhalefet yapmış olurlar. Sonra alırız elimize birkaç fidan betona bile diksek adı eylem olur, muhalefet yapmış oluruz. Bundan kolay iş mi var? Beyin bedava!

“Başbakan Tufan, Başbakan Tufan, Başbakan Tufan, Başbakan Tufan”

O halde Türkiye Kafadan Bacaklılar Partisi vatanımıza, milletimize hayırlı olsun. Yarından tezi yok çalışmalara başlayalım. Memleketlerinize müjdeyi verin, başbakanımızın pardon başkanımızın selamı var deyin. Haydi göreyim sizi.

Az daha unutuyordum, etkin muhalefet yapmak isteyen arkadaşlar pasta, meşrubat ikramından sonra burada kalsın, onların adını parti meclisi ile merkez yürütme kuruluna yazayım. Ya da kalmasına gerek yok, birer nüfus cüzdanı fotokopisi bıraksınlar kafidir.