Bel ağrısı,  günlük aktiviteleri kısıtlayan en önemli nedenlerden birisidir. Tüm dünyada nüfusun yaklaşık %80'inin yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez bel ağrısı atağı geçirdikleri biliniyor. Bel ağrısı gelişmiş toplumlarda; görülen kronik hastalıklar arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırayı almakta ve cerrahi tedavi yapılan hastalıklar arasında beşinci sırada bulunmaktadır. 

Bel ağrısı 20-40 yaşları arasında başlayıp, 45-60 yaşları arasında görülme sıklığı artmaktadır. Bel ağrılarını akut ve kronik olmak üzere 2 gruba ayırabiliriz. Akut bel ağrılarında genellikle ağrı birkaç gün içerisinde azalır ve birkaç hafta sonra tamamen geçer. Ağrı 3 aydan daha fazla sürerse bu ağrıya kronik (müzmin) bel ağrısı denir. Bel ağrılı hastaların %90'ının yakınması ilk 4 hafta içinde kendiliğinden geçerken ancak %5'i kronikleşir.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümünden Doç. Dr İdris Sertbaş hayatımızı kısıtlayan, günlük aktivitelerimize engeller oluşturan ‘Bel ağrıları’ hakkında bilgiler paylaşırken, tedavi yöntemlerini ve bel ağrısından korunma için önlemleri anlattı. 

Bel Ağrısı Riski Kimlerde Fazladır?

Pozisyon değiştirmeden uzun süre oturanlar, uzun süre ayakta duranlar, ağır yük kaldıranlar, sigara içenler, gebelik, uzun süre yüksek topuklu ayakkabı giyenler, ani hareket yapanlar ve her iki bacakta uzunluk farkı bel ağrısı nedenleri olarak sayılabilir.  Sırt ve karın kasları zayıf olanlar ya da fazla kilolular da bel ağrısına daha yatkındır.

Bazı meslekler de buna neden olabilir; uzun yol sürücüleri, titreşimli toprak burgu makinesi kullananlar, aşırı ağır yük kaldıranlar, uzun süre tabure ve sandalyede oturmayı gerektiren meslek grubu çalışanlarında risk fazladır.

Bel ağrısının başlıca nedenleri:

Bel fıtıkları, dejeneratif disk hastalığı (omurgalar arasındaki amortisör görevi gören bağ dokusu yapısındaki tabakanın bozulması), diskit (disk iltihabı), bel zincir kemiği kireçlenmeleri (kanal daralması, omurların oluşturduğu eklemlerin kireçlenmesi), başarısız bel cerrahisi hastalığı, osteoporoz, sakroiliak eklem hastalığı, yumuşak doku hastalıkları (postür bozukluğu, Fibromiyalji vb.), romatizmal iltihabi hastalıklar (Romataid Artrit, Ankilozan Spondilit), kas – iskelet hastalıkları ( mekanik bel ağrısı vb.), travmalar (düşme , kaza gibi), tümörler, psikolojik nedenler bel ağrısı sebebidir.

Bel Ağrısında Ne Zaman Hekime Başvurulmalıdır?

Akciğer kanserine yakalanmamak için bunlara dikkat edin! Akciğer kanserine yakalanmamak için bunlara dikkat edin!

İstirahatle geçmeyen ağrı, gece devam eden şiddetli ağrı, bel hareketlerinde aşırı kısıtlılık, bacağa yayılan ağrı, bacakta karıncalanma, uyuşma, bacak veya ayakta güçsüzlük veya felç durumu, idrar veya büyük abdesti tutamama, düşme veya travma öyküsü, daha önceden tanı konulmuş kanser öyküsü, son 1 aydır ani kilo kaybı ve halsizlik gibi durumlar bel ağrısına eşlik ediyorsa allta yatan ciddi bir hastalık olabileceği düşünülerek vakit kaybetmeden bir hekime başvurulmalıdır.

Bel ağrılarının tedavisi

Bel ağrılarında yapılacak tedavi ağrının nedenine ve hastalığın yerleşimine göre belirlenmelidir.

Kas ve yumuşak dokuların aşırı gerilmesine veya ufak yaralanmalara bağlı olan bel ağrısında (Mekanik bel ağrısı) ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve kısa süreli yatak istirahati tek başına çoğu olguda yeterlidir.

Travma ve enfeksiyona bağlı bel ağrısı: Sinirlere basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ve/veya istemli idrar ve gaita yapamama, omurgada instabilite (anormal hareketlilik) varsa cerrahi girişim yapılmalı, neden enfeksiyon ise ilave antibiyotik tedavisi verilmelidir.

Tümöre bağlı bel ağrısı: Sinirlere basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ve/veya istemli idrar ve gaita yapamama yakınmaları varsa veya omurgada instabiliteye (anormal hareketlilik) yol açmışsa cerrahi girişim yapılabilir ve doku tanısına göre radyoterapi-kemoterapi önerilir.

Bel fıtığı, bel kayması, spinal dar kanala bağlı bel ağrısı: Sinirlere basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ve/veya istemli idrar ve gaita yapamama yakınmaları varsa, omurgada instabilite (anormal hareketlilik) varsa cerrahi girişim mutlaka gereklidir. Kuvvet kaybı gibi nörolojik bulgular olmamasına rağmen, uzun süren ağrı nedeniyle hastaların yaşam kaliteleri etkileniyorsa ağrı tek başına cerrahi girişim nedeni olabilir. Cerrahi girişim yöntemi seçilirken her hasta ayrı ayrı değerlendirilmeli ve o hastaya uygun teknik seçilmelidir. Sinirlere bası bulgusu yoksa ağrı kesici, kas gevşetici ve yatak istirahati (5 günü geçmeyen) önerilir.

Bel sağlığının korunması için uyulması gereken kurallar:

Uzun süre aynı pozisyonda kalınmamalıdır. Oturma ve ayakta kalma süresinin 45 dakikayı geçmemelidir. Bakılan kişi, cisim ve objeye vücut cephesi tam olarak dönülmelidir. Oturulduğunda beli destekleyen yastık kullanılmalıdır. Yerde yapılan işlerde çömelerek işlerin yapılmasına dikkat edilmelidir. Bel bölgesi terli kalmaktan, soğuktan korunmalıdır. Yatmak için ortopedik yatak kullanılmalıdır. Yan pozisyonda öne doğru bükülerek bacaklar karına doğru çekip yatmak en uygun pozisyondur.

Editör: TE Bilişim