BURSA (İGFA) - Bursa Valiliği himayelerinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda ve İl Sağlık Müdürlüğüyle iş birliği halinde Bursa’da görev yapan medya mensuplarına yönelik olarak Doğru Habercilik ve Medya Etiği Bağlamında Bağımlılık ve İntihar Haberleri konulu Farkındalık Eğitimi gerçekleştirildi.
Doğru Habercilik ve Medya Etiği Bağlamında Bağımlılık ve İntihar Haberleri konulu Farkındalık Eğitimi Osmangazi Belediyesine ait Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi Osmangazi Salonunda gerçekleşti.
Eğitimde “Doğru Habercilik ve Medya Etiği Bağlamında Bağımlılık ve İntihar Haberleri” konulu ilk sunum İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı tarafından yapıldı.
Farkındalık Eğitimi programına İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı’nın yanı sıra Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım, Basın İlan Kurumu Bursa Bölge Müdürü Osman Başeğmez, Osmangazi Belediyesi Basın Koordinatörü Eyüp Turan, Bursa yerel medya temsilcileri ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
“İNTİHAR VE BAĞIMLILIK ÖNLENEBİLİR KAMU SAĞLIĞI SORUNUDUR”
İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı, “Doğru Habercilik ve Medya Etiği Bağlamında Bağımlılık ve İntihar Haberleri” konusu üzerine yaptığı sunumda, “İntihar ve bağımlılık pek çok ülkede artan bir grafik sergileyen, bireysel ve toplumsal iyilik halini ve toplum sağlığını yakından ilgilendiren bu yönüyle üzerinde önemle durulması gereken son derece hassas bir kamu sağlığı sorunudur. Bu konuda özellikle önleyici çalışmalara ihtiyaç vardır. Şeyh Edebali’nin 7 asır önce verdiği öğütle konuşmama başlamak isterim: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Medya (kitle iletişim araçları) teknolojinin gelişimiyle insan yaşantısına hızlı bir giriş yaptı ve gündelik yaşamın önemli bir parçası halinde geldi. Medyanın insanların duyguları davranışları tutumları üzerindeki etkisinin büyüklüğü birçok araştırmanın konusudur. Bu meyanda bağımlılık ve intihar olgusuyla haber dili arasındaki ilişkinin incelenmesi hem dinamiklerin anlaşılması hem de önleyici tedbir açısından önem taşıyor. Biz bugün burada “Doğru Habercilik ve Medya Etiği Bağlamında Bağımlılık ve İntihar Haberleri” konulu bir farkındalık eğitimi gerçekleştirmek üzere bir araya gelmiş bulunmaktayız.” dedi.
Ali Fuad Gölbaşı, farkındalık eğitimlerinin kapasite, potansiyel ve empati geliştirme; duyarlılığı güçlendirme, kontrolsüz kaldığımız alanlara odaklanma, kendimizi tarafsız bir gözle izleme; düşünce, alışkanlık, tutum, davranış vb. rutin uygulamaları gözden geçirme; bütün bunları yeniden değerlendirme ve sorgulama imkân, kabiliyet ve fırsatları sunduğunu söyledi.
“DOĞRU HABERCİLİK VE MEDYA ETİĞİ REHBERİ ÖNEMLİ BİR KAYNAK”
Haberin kamu güvenliği ve kamu yararı önceliği ve temelinde sunulması esas olduğuna vurgu yapan Gölbaşı, “Gayet tabii ki bu konuda eksiksiz bir reçete sunmak mümkün olmasa da “Doğru Habercilik ve Medya Etiği Rehberinin” önemli bir kaynak olduğunu belirtmek isterim. Rehber, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca medya mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmak, uluslararası örnekler ve evrensel ilkeler çerçevesinde derlenen bilgiler sistematik hale getirilerek hazırlanmıştır. Rehberde meslek mensupluğu, haber kaynağı, haberin sunuluş biçimi, haber düzeltme ve cevap hakkı, habercinin sosyal medya kullanımı başlıklarında kategorize edilen ilkeler yer almaktadır. Rehber medya çalışanları ve araştırmacıları için önemli bir kaynaktır.” ifadelerini kullandı.
Medyanın, doğru ve güvenilir haberciliğin bireylerin bilgi ve haber alma hakkını kullanması ve demokrasinin güçlendirilmesi önemli ve hayati rolü olduğuna dikkat çeken Ali Fuad Gölbaşı, medyanın kamu adına görevini yerine getirirken topluma haberin doğru ve zamanında sunulması ayrıca kamu menfaati ve halka karşı sorumluluk ilkesinden hareket ettiğini kaydetti.
“MEDYA ETİĞİ İLE İLGİLİ SORUNLAR ARTTI”
Basın meslek örgütlerince mesleki ve etik ilkeler belirlendiğini ve uygulamaya konulduğunu ifade eden Gölbaşı, “Başlıca medya etiği standartları, ahlaki kodlar ve değerlerin nelerden oluştuğuna bakıldığında doğruluk, dürüstlük, güvenirlik, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle karşılaşırız. Evrensel ilkelerde de -yine benze şekilde- temelde kişilik haklarına riayet eden, kamu yararını gözeten, gerçeklere dayalı, hak temelli habercilik ve gazeteciliğin öngörüldüğünü söyleyebiliriz. Teyit edilmiş kaynaklardan beslenmek, kişi hakları ve kamu yararı gözetmek, eşik bekçileri (Bir olayın veya haberin önemli olup olmadığına dair yargıda bulunan kişiler. Görevi bireylerin kitle iletişim araçlarından aldığı enformasyonu süzgeçlemektir.) istihdamı, editoryal ekip, vatandaş temsilciliği, geri bildirim vb. kontrol mekanizmalarının tesis edilmesiyle tarafsız ve hak temelli habercilik mümkün olabilir. Günümüzde internet medyası ve sosyal medyanın hız ve yaygınlık kazanmasıyla medya etiğine ilişkin sorunlar ve tartışmalar konvansiyonel medyanın sınırlarını aşarak farklı bir boyuta taşınmış durumdadır.” diye konuştu.
“MEDYA ETİĞİNE SAHİP ÇIKILMALI”
Bilgi kirliliği, dezenformasyon, yalan haber, mahremiyet ihlali, nefret söylemi, reklam ve telif hakları, ticari yönelimlerin ana hatlarıyla medya etiğine ilişkin sorun ve tartışmalar olarak öne çıktığına dikkat çeken Ali Fuad Gölbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bu olgunun tüm mecralarda; geleneksel medya, internet ve sosyal medya için geçerli olduğunu belirtmeliyim. Özellikle sosyal medya ve internet medyasının mesleki ahlakın görmezden gelindiği, itibarın tüketildiği, birçok ihlalin yaşandığı ortamlara dönüşme riskiyle karşı karşıya olduğunu vurgulamak isterim. Vatandaş gazeteciliğin (profesyonel olarak basın çalışanı olmayan bireyler) içerik üretimine dâhil olduğu iletişim ortamlarında suistimal ve etik ihlalleri artmıştır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hakikatin en yalın haliyle okuyucuya ve izleyiciye aktarılması gazeteciliğin olmazsa olmazıdır.” sözünü anımsatmak isterim. Medya etiğine sahip çıkmak, bu konuda en büyük sorumluluk hiç kuşkusuz gazetecilere düşmektedir. Medya etiğinden ayrılmayan basın mensupları, mesleğin saygınlığının ve güvenilirliğinin teminatı olmayı sürdüreceklerdir.”
Ali Fuad Gölbaşı, sunumunda, intihar, madde ve tütün bağımlılığı haberlerinde dikkat edilmesi gereken hususlara değinerek “İntihar ve bağımlılık haberleri; çerçevesini aşan, okuyucuyu, izleyiciyi etki altında bırakacak nitelikte ve genişlikte tekrarlayan biçimde verilmemeli; haberleştirme itidalli ifadelerle yapılmalı. Bu tarz haberler, çok fazla tiraj alabilir ancak hiçbir fayda sağlamaz; aksine özendirici ve bulaşıcı olabilir (Özdeşleşme Kuramı ve Werther Etkisi Yaklaşımı). Ayrıca çevrimiçi ulaşma imkânıyla haberlerin etkisinin uzun süre devam edebildiğini vurgulamak isterim. Vakaları bireysel yargılar doğrultusunda değil de ortak bakış açısıyla ve kabul gören baskın bir yaklaşımla haberleştirmek mümkün.” olduğunu vurguladı.
Gölbaşı, sunumunun son bölümünde ulusal ve yerel medyadan seçilen bağımlılık ve intihar haberleri eşliğinde karşılıklı değerlendirmede bulundu.
Akabinde “Medyada Yer Alan İntihar ve Bağımlılık Haberlerinin Toplum ve Ruh Sağlığına Etkilerini” Gemlik Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Mustafa Akan anlattı.
Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım da konuşmasında, intiharın önlenebilir bir durum olduğunun belirterek, “Bunu önlemek adına ciddi çalışmalar olduğunu biliyorum. Basın mensuplarının algıyı yönetim şekli ile katkı sağlamadan bunu engelleyemeyiz. ‘Bir kişiyi kurtaran bütün bir insanlığı kurtarmıştır’ modeliyle hareket etmeye çalışacağız.” dedi.