Anneler günü kutlaması insanlığın ilk ortay çıktığı günden bu yana ananeye verilen değerin bir göstergesidir.
Annelik hemen hemen bütün kutsal kitaplarda öne çıkarılır ve kutsanır.
Peki kutsal kitaplara gelmeden önce yani 4 milyon yıl önce ilk Homo Sapiens(akıllı insan) fosilinin bulunduğu güne kadar ne oluyordu?
Bu gün dünya üzerinde hemen hemen bütün hayvanlar doğum yaptığı anda çocukları yürümeye başlar.
Anneye bağımlılık hayvanlarda insan gibi değildir.
Evrim teorisine inandığımızı kabul edecek olursak insan olmadan önce neandertaller ve homo sapiensten önce hayvan egemen bir dünyada hayvan iki eli ki ayağı üzerinde yürüyordu ve doğurduğu anda çocuğu yürümeye başlıyordu.
Bu günde aynıdır.
İlk akıllı insanın fosillerinin dört milyon yıl önce bulunduğunu biliyoruz .
İlk akıllı insan yani homo sapiens ne oldu da dik yürümeye başladı?
Ne olduysa oldu ve diğer hayvanlardan farklı olarak dik yürümeye başladı.
İşte analığın önemi orada başladı.
Avcı toplum dönemi milyonlarca yıl sürdüğüne göre av yapmak ve beslenmek için avcılığı mecburen erkekler üstleniyordu.
Çünkü dişi iki ayağı üzerine yürümeye başladığından itibaren çocuk gelişimi de değişti.
Hayvanların tamamında gelişim anne karnında tamamlanırken dik yürümeye başlayan ilk insanın yani kadının basen kısmı daraldı ve milyonlarca yılda beyin gelişti büyüdü.
Kadın dik yürümeye başladığında tıpkı hayvan gibi kadında çocuğun da karnında gelişimini beklese doğumun olması mümkün olmayacaktı.
Bunun için pelvis ve doğum kanalı dik yürümeye başlamayla birlikte daralma olduğu için insan dediğimiz ilk dik yürüyen kadın erken doğum yapmak zorunda kaldı.
Çocuk erken doğduğundan dolayı gelişimini anne kucağında ve memesinde devam ettirmek zorunda kaldı.
Avcı toplumlar M.Ö 10.000 yılına kadar tarım toplumuna geçene kadar avcı toplum beslenmek için sürekli hareket halinde yaşamak zorundaydı.
Tarım toplumuna geçene kadar sadece günü birlik barınma yerleri olarak mağaralar kullanılırken yerleşik düzene geçmesi ev yapması tarım toplumuyla birlikte olmuştur.
Bu gün bile hala Anadolu da göçer Yörükler yerleşik düzene yakın tarihte geçmeye başlamışlardır.
Kaldığı yer süresi ise avlanma süresi kadardı.
Avlanırken anne yani ilk dik yürüyen kadın çocuğunu erken doğurduğu için avcı erkeklerle aynı sürat ve hızla onlarla avcılık yapamaz hale geldi.
Dolayısıyla anne sadece çocuğuna bakmak ve erkeklerin günlerce süren avlarından gelmesini bekledi.
İşte ilk annelik ve kutsallık burada başlıyor.
Çocuk anneye bağımlı ve en az altı yıl anne bağımlı yaşamak zorunda ve bazen bu süre daha da uzun olabiliyor..
İki el ve iki ayak üzerinde yürüyen hayvanlarda ise böyle bir sorun yok ve onlar arasında annelik kavramının bir değeri de yok.
Hemen yürüdüğü için sürüyle birlikte avlanmaya ve yaşamın en olumsuz şartlarına uyum sağlayabiliyordu.
Herkes sürü içinde ortak çabanın içinde olmak zorundaydı.
İşte buradan avcı toplumdan, tarım toplumuna geçişe kadar insan evrimi çocuğu kadına kadını çocuğa bağımlı hale getirdiği için, annelik kutsallığı kavaramı ortay çıktı.
Bununla ilgi yakın tarihte yani M.Ö 1500 den sonra ortaya çıkan ve vahiy olan kitapların tamamında anneliğin kutsallığıyla ilgili metinler vardır.
Örneğin ilk kitap Tevrat'ta on emrin birincisi anana ve babana hürmet edeceksin der.
On emri hatırlayalım.
1-anan ve babana hürmet edeceksin.
2-Allahtan başka ilahların olmayacak.
3-Kendin için oyma put yapmayacaksın
4-Allahın ismini boş yere anmayacaksın.
5-Cumartesi günü hiç bir iş yapmayacaksın.
6-Adam öldürmeyeceksin.
7-Zina etmeyeceksin.
8-Çalmayacaksın hırsızlık yapmayacaksın.
9-Yalan söylemeyeceksin yalan şahitliği yapmayacaksın.
10-komşunun hiç bir şeyine göz dikmeyeceksin.
Aynı duyarlılık İncil'de de mevcut ve anneliğe beşinci emirde anneye saygı ve annenin kutsallığına atıfta bulunur.
Kuran-ı Kerim de bir çok ayette anneliğin kutsallığına atıfta bulunur.
Nisa suresi,Bakara suresi,En'am suresi,Yusuf suresi,İsra suresi(Bu sure Tevrat'ta aynıdır),Lokman suresi,Ahkaf suresi,İbrahim suresi.
Anneler günün kutlaması yapılınca bunun nerden geldiğinden ziyade insanlığın var oluşundan bu yana yani ilk akıllı insan fosilinin bulunduğu dört milyon yıldan bu yana anneliğin hangi evrimsel süreden geçtiğiyle ilgili düşüncelerimi okuduğum, bildiğim ve aklımda kalanlarla hatırlatmak istedim.
Bu yazı benim yorumuma dayalıdır ve haklı mıyım, değil miyim tartışmasına girmeden aklımdan geçenleri yazmaya çalıştım.
Bu yaklaşımın ana gerekçesi canlıların tamamında annelik aynı kutsallığın içinde olmayışından yola çıkarak yapılmıştır.
Bazı canlı türlerinin anneleri gelişim sürecinde yeterli olmayan yavrusunu ölüme terk edebilir .
Bazı canlılar doğurmuş olduğu evladını yiyebilir.
Bazı annelerde doğurduğu anda evladını doğayla baş başa bırakabilir.
Bazı canlılar evladıyla cinsel ilişkiye girebilir.
Anneliğin insan evrimindeki değeri milyonlarca yıldır ortaya çıkan fedakarlık ve evrimin ortaya çıkardığı doğal dayatma sonucudur.
Bu gün de annelerin yani dik yürüyen kadınların davranışı tıpkı dört milyon yıl öncesi gibidir.
Dik yürüyen kadın çocuğunu erken doğurmak zorunda olduğu için anne çocuğa, çocuk anneye bağımlıdır.
Bu gün teknolojinin getirdiği değişimler bilgi çağının annelikle ilgili yenilikleri, anne çocuk ilişkisi bu yazının konusu değildir.
Son yüz yıl anne çocuk ilişkisi yeni bir evrim olarak ele alınabilir.
Sezaryanlar,kreşler,bakıcılar emanet çocuklar,şefkatsizlik ,sadakatsizlikler bu günün yani sanayi toplumu ve bilişim toplumunun sorunlarıdırki onun ayrıca değerlendirilmesi gerekir.
Ne diyelim anneler iyiki dik yürümüşler, beyinleri büyümüş gelişmiş bu güne gelmişler.