30 mart seçimleri sonrası en çok konuşulan konulardan bir tanesi sandık güvenliği olmuştu.
Malumunuz hemen hemen bütün partiler özellikle CHP en büyük mağduriyeti yaşadığını iddia etmiş olayı Ankara seçimlerinde Anayasa mahkemesine kadar götürmüştü.
İstanbul da bazı ilçelerde CHP aldığı seçimi sandık sayımlarında kaybettiğini ısrarla dillendirmişti.
Bunun en başında da Üsküdar ilçesi gelmişti.
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var ve halk sandığa gidecek.
30 martta AKP sandık başı kadroları aynen yerini alacak ve AKP' nin çıkardığı adayın oylarını korumak kollanmak ve çoğaltmak için elinden geleni yapacak.
CHP ve MHP' nin desteklediği Mehmet İhsanoğlu'nun oylarına kim sahip çıkacak?
30 mart seçimlerinde 191 000 sandıktan yaklaşık 79 000 sandık sonucu CHP genel merkezine ulaştığını biliyoruz.
Bu durum MHP' de de hemen hemen aynı, belki daha da az olabilir.
Yani CHP ve MHP sandık başına adam koyamıyor ve sandığa sahip çıkamıyor.
Bu durumda sandığa sahip çıkamadığın için, sandığa kim sahip çıkıyorsa doğal olmayan yollarla sandıktan doğal olarak o çıkıyor.
10 ağustosta yapılacak seçimde diyelimki Mehmet İhsanoğlu seçimi kazanacak.
Sandığa sahip çıkamazsan, seçimi kazandığını nereden bileceksin.
Bazı siyasal partiler buna CHP de dahil sosyal medya üzerinden sandık başına adam arayan yazılar yazıyorlar.
Yani on beş sene ilçe yönetenler, on beş yıl sonunda hala sandık başına koyacağı partiliyi sosyal medya üzerinden arıyorsa vay o partinin haline.
Ondan sonra parti kaybedince de mazeret bulmak için ona buna saldırıyorlar veya insanları birbirine düşürmek için dedikodu yapıyorlar.
Bu gün siyasete şekil veren genel merkezler gerçekten partiyi düşünüyor olsa, sosyal medya üzerinden sandık başı arayan yönetim kurulunu görevden alır.
Maalesef partiler çiftlik olmuş, koltuğa çöreklenen kaç seçim kaybederse kaybetsin koltuğu bırakmıyor.
Çünkü koltuk geçim kapısı, adam yerine konulmanın tek kriteri.
Adam olmayanlar ve koltukla adam olduğunu sananlar o koltukları bırakınca kendisinin bir hiç olduğuyla yüzleşmemek için her türlü hakarete ve aşağılamaya rağmen tek başına kalsa bile koltuktan ayrılmıyor.
O batarken ilçesinde partisini de batırıyor.
On ağustosta yapılacak seçimde en büyük problem sandık güvenliğidir.
Batılı gözlemcilerinde kabul ettiği gibi Türkiye de yapılan seçimlerde çok açık sandık sayımında yolsuzluk yapıldığını hepimiz biliyoruz.
O halde partinin aday belirlemesi veya bir adayı desteklemesi işin en kolayı.
Zor olan alan çalışması ve seçim ve sandık güvenliğidir.
30 mart seçimlerine bakacak olursak ve seçimi halk değil sandık başında duran babayiğitler belirlediğine göre, şimdiden birinci turda seçilecek aday bellidir diyebiliriz.
Hangi parti sandık başında örgütlüyse, hangi parti desteklediği adayın aldığı oyları sandık başında devşirip kotarabilirse o kazanacaktır.
Bu durumda kazanacak parti ve aday bellidir dersek müneccimlik yapmış olmayız.
Sonuç olarak üç aday seçime girecek AKP' nin adayı,CHP+MHP' nin adayı,HDP' nin adayı.
Bu üç aday içinde sandık başı örgütlenmesinde en becerikli ve maharetli kadro AKP' de olduğuna göre sen ne oy alırsan al seçimi alacak aday bellidir.
Yani AKP kimi desteklerse desteklesin bu yaklaşım içinde adayı kazanacaktır.
Bir partinin seçim almasının en temel unsuru örgüttür ve partizan güçlerdir.
Sizler,CHP'liler partinin kabul ettiği adayı didiklemeye devam ederken atı alan çoktan Üsküdar'ı geçiyor.Durmak yok kavgaya devam,aslan sosyal demokratlar siz birbirinizi yemeye devam edin AKP de seçim kazanmaya devam etsin.