Başbakan Binali Yıldırım 2019 yılında ‘tam gün eğitim’ sözü verdi. Evet eğitimde tam gün önemli.
Öneminden öte şart...
Her şey eğitime bağlı. Eğitim olmadan hiçbir şey olmaz, hiçbir makama gelemezsiniz. Her makamın, her mesleğin eğitime ihtyacı var.
Bugün üniversite mezunu olmayan birisi cumhurbaşkanı adayı olamıyor. Belirli bir eğitim sahibi olmadan milletvekili olamıyor. Bu ne anlama geliyor... Ülkeyi yönetenlerin de eğitimli olması gerekiyor.
Peki, Türkiye’de eğitim sistemi ne durumda... Bunu bilen ve algılayan yok...
İnanın ki bu işi yönetenler alıgılamış olsalar şimdiye kadar eğitimle ilgili bir sıkıntı kalmazdı. Bir söz vardır; ‘Lafla peynir gemisi yürümez’.
Türkiye’de eğitim gemisini lafla yürütmeye çalışıyorlar ama lafla yürümüyor. AKP yaklaşık 15 yıldır iktidarda... Hâlâ eğitimi tartışıyoruz. Eğitime siyaset bulaşmamalı.
Ama bizde çağdaş eğitim yerine siyasi eğitim hep ön planda...
Oysa Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu sisteme dokunmadan, günümüze göre altyapısı organize edilse bu bile yetecek.
Bir Boğaz köprüsünün yapımını, bir otoyolu erteleyebilirsiniz. Ama eğitim yatırımını ertelemek ülkeye çok şeye mal olur.
Nitekim bugün Türkiye böyle bir durumda. Bir partinin 15 yıllık tek başına iktidarı döneminde bile geleceğe yönelik kalıcı bir adım atılamamıştır. Oysa eğitimle ilgili atılacak her adım, toplumun her kesiminin onayına sunulmalı ve ortak değerleri bulacak bir sistem oluşmalı.
Şimdi Başbakan Yıldırım’ın söylediği ‘tam gün eğitim’i 4+4+4 sistemine geçtiklerinde dile getirmişlerdi... Hâlâ ikili eğitim sisteminde bile sınıflarda 60-70 öğrenci var... Nasıl tam güne geçeceksiniz?...
Okul açığını kapatmak gerekiyor. Bir sınıfta 30’dan fazla öğrencinin bulunması bir ayıp. Burada ne öğrenci başarılı olabilir, ne de eğitim veren öğretmen...
Artık eğitimde her şey, eskisi gibi ders kitaplarına bağlı yürümüyor. Teknoloji var.
Onun için bu devleti yönetenlere bir tavsiyem var.
Bırakın onu bunu, diğer yatırımları... Eğitime bir el atın.
Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkacak eğitim müfredatı ortaya koyup, çocukların kafasından tarikat, cemaat, mezhep gibi kavramları silin...
Din dersi mi? İsteyen dinini öğrensin.
Bunu da yine Milli Eğitim müfredatı içinde okullarda öğrensin.
Diyanet İşleri’nin kontrolünde din dersleri verilsin.
Dışarıda kalıp merdiven altı tarikat, cemaatlere yem olmasın. İmam hatipler de ihtiyaç kadar açılsın.
SAĞLIKTA STAJ ÜCRETİNE TEPKİ
Bir başka konu; sağlık meslek liselerinde okuyan öğrencilerle ilgili. Sağlık Bakanlığı bu okullarda okuyan öğrencilerden staj için yıllık 5 bin lira talep ediyor. Oysa diğer mesleklerde staja gelen öğrencilere asgari ücretin üçte biri ücret ödeniyor. Bu ayrıcalık neden... Neredeyse bir özel okul parası... 8 taksitte öde deniliyor... Sağlık Bakanlığı bunu gözden geçirmeli. Tamam ücret vermiyorsa,para da almasın çocuklardan.
SÖZCÜ GAZETESİ 7 EKİM 2016