7 haziran seçimleri yapıldı,patlayacak denilen düdüklü tencerenin havası alındı ülkenin sıkıntısı azaldı.

Düdüklü kaynamaya devam ediyor tekrar patlama noktasına gelmemesi için şimdi ne yapmak gerekir?

Seçimden AKP birinci, her seçimde olduğu gibi bu seçimde de CHP ikinci çıktı.

Yıllardır hemen hemen aynı sonuçları almaya alışık olan MHP üçüncü çıktı.

Bu seçimin dördüncüsü HDP olmasına rağmen herkesin ''birinci oldu'' muamelesi çekmesi bu seçimin ilginçliğini de gösteriyor.

HDP hariç diğer partiler açısından bakıldığında hiç bir başarı yok ama her parti ben başarılıyım diyebiliyor.

Bu durum bize özgü demokrasinin sonucu,yapacak bir şey yok.

Bu arada barajı geçerim diye ortay çıkan yeni ırkçı şovenist vatan partisi de On binde 33 oy aldı ve dünyanın kaç bucak olduğunu gördü.

Benim de görev yaptığım ve saygı duyduğun DSP  On binde 18 oy aldı.

Partiyi yönetenler hala DSP ve Ecevit'in adını anarak orta yerde dolanıyor olmaları bile DSP' ye ve Ecevit'e saygısızlık olarak kabul ediyorum.

Bu tablodan hükümet çıkarmak için herkes kafa yoruyor nereye gitsek soru şu''Hükümet nasıl olacak?'
'
Hani Çobanın kurt- kuzu ve otu salla karşı kıyıya geçirmesi hikayesine benzer bir durum.

Kuzu otla,kurt- kuzuyla yalnız kalmayacak ve salla karşıya tamamı geçecek.

Buradan bir koalisyon çıkar mı ben bilmem falcı değilim.

Sadece tahlil yapabilirim.

Siyasette 24 saat bile çok uzun süredir denilir kırk yıldır biz neler gördük neler.

Birbirlerinin yüzüne bakamazlar dediğimiz Tansu Çiller ve Erbakan koalisyonu dün gibi gözümüzün önünde duruyor.

Seçim meydanlarında söylenenleri unutun her şey olur diyeceğim ama bu gün 25 yıl öncesinin Türkiye'si değil.

Yirmi beş yıl önce sosyal medya dediğimiz cıvıldaşmalar yoktu.

Bir haber aynı anda on milyon insana beş saniye içinde ulaşmıyordu.

Bir konu hakkında on milyon insanın fikri nedir hemen bilinemiyordu.

Anında bir milyon insan bir noktada buluşalım diyemiyordu.

Şu anda devlet Bahçeli ne diyor, Ben HDPnin geçtiği kapıdan geçmem,su içtiği çeşmenin yanından geçmem,geçtiği yollar varsa yol değiştiririm,ıslandığı yağmurda bulunmam, hatta aynı güneşin altında bile aynı anda durmam.

Eğer bu tavır devam edecekse o zaman üçlü koalisyonu unutun.

Yani CHP-MHP-------------HDP (arayı bilerek açtım ne olur ne olmaz kavga çıkmasın) koalisyonunu unutun.

Bu gün itibarıyla olan bu.
Geri kaldı AKP-CHP, AKP-MHP, AKP-HDP.

Bu üç durum da bu gün için olabilir gibi görünürken,Demirtaş'ın kesin net söylemleri orta yerde duruyor.

HDP -S.Demirtaş diyorki''Biz kesinlikle AKP' yle koalisyon kurmayız).

DSP-MHP-ANAP koalisyon görüşmeleri yapılırken Rahşan Ecevit, MHP için demiştiki;

''DSP'liler katillerle bir araya gelemez''

Katil dediği MHP.

Dedim ya biz kırk yıldır neler gördük neler.

Daha sonra katil dedikleriyle sarmaş dolaş oldular ayrı konu.

CHP Kılıçdaroğlu ve CHP tabanı AKP'yle bir araya gelmeyin diyor hatta AKP'yle koalisyon kurulursa CHP den çok istifaların olacağını ben de biliyorum.

Kılıçdaroğlu ne dedi''Berkin Elvan'ın annesinin yüzüne nasıl bakarız.''

Bütün bunlardan sonra tek çıkış kalıyor.

AKP-MHP koalisyonu.

Bu durumda da Davutoğlu eğer çıkıp derseki '' Eyyyy Recep Tayyip Erdoğan haddini bil, yetki alanına çekil , benim işime karışma, ben MHP'nin bütün isteklerini kabul ediyorum ve MHP'nin isteklerini hükümet protokolü olarak kabul ediyorum,ben senin kapı kulun değilim ben anlı şanlı Ahmet Davutoğlu'yum'' diyebilirse hükümet kurulur.

Bu protokol imzalandığı gün R.T.Erdoğan ikitdarı ve anlı şanlı dönemi,sarayı,medyası,yargısı,valisi,kaymakamı,örtülü ödeneği,malı mülkü çöker ve yargı önüne gider.

Bunu Davuotoğlu yaparsa hükümet hazır bunu yapamaz da eski durum devam ederse ''hemen seçim olur.

(Doğal olark bahçeli,Demirtaş,Kılıçdaroğlu sözlerinin arkasında durursa.)

Bu koalisyon görüşmeleri aynı zamanda R.T.Erdoğan'ın var olma, yok olma görüşmeleri olacaktır.

Hemen seçimde koalisyon kuramayan CHP -MHP oy kaybeder,AKP tekrar iktidar olur,HDP ise %13'ü tekrar alır.

Azınlık hükümeti diyorsanız onu unutun bu tabloda azınlık hükümeti falan çıkmaz.

Azınlık hükümeti konusunda Sırrı Süreyya Önder CNNTürk televizyonun da hoş bir olay anlattı.

Bir televizyon kanalı İstiklal caddesinde gençlere mikrofon uzatıyor ve soruyor.

Azınlık hükümet nedir biliyor musunuz?

Cevap şöyle

''Azınlık hükümeti Ermeni-Rum-Yahudilerin kurmuş oldukları hükümete denir''

Çocuklarda haklı yaklaşık yirmi yıldır azınlık hükümeti kurulmadı nereden bilsinler.

Gene de gençlere kızmamız gerekmiyor onları bilgisiz yetiştiren soygun düzenini sorgulamak ana felsefe olmalıdır.