Son olarak Duygu Asena’nın aynı adlı eserinden uyarlanan ve dijital bir platformda yayınlanan, ‘’Aslında Özgürsün’’ dizisinde rol alan Bade İşçil, Duygu Asena için ‘’Benim bilmediğim bir dönemde bir akım yaratmış çok değerli biri. Bu proje bana teklif edildiği zaman onu daha çok araştırdım.’’ dedi. Dizide, evliliğinde mutsuzluklar yaşayan bir kadını canlandıran Bade İşçil, ‘’Rol gelince, evet hayatta böyle şeyler de oluyor, dedim. Oyunculukta canlandıracağım karakteri çözümlerken, onunla ilgili duyguları anlamaya, empati kurmaya çalışan biriyim. Dizi, kadınların aslında gücüne inanması gerektiğini ve özgür olduğunu savunuyor fikren. ‘Mutsuzsan mutsuzluğunu ifade et, iletişim kur ve olması gereken neyse onu da yapabilirsin’ düşüncesini desteklemeye çalışıyoruz. Bir şansımız var ve doğru yaşamak, keyfini çıkarmak da gerekiyor. Olabildiğince doğru olanı, kendini iyi hissettirecek olan ne ise onu yaşamayı seçmek daha doğru geliyor bana.’’ dedi.
İlk kamera önü deneyimi olan program sunuculuğunun ardından oyunculuk teklifleri aldığını söyleyen İşçil, kendisini oyunculuğa, yönetmen Andaç Haznedaroğlu’nun, inandırdığını ifade etti. İşçil ‘’Gülpare dizisinde ilk çekim günümdü. Oyunculuğu hiç bilmiyordum. Andaç Haznedaroğlu ile çok kısa süre beraber çalıştık ama beni bu işe inandırıp, enerjisini bende hissettiğini söyledi. Özellikle kadının düşmanının, yine kadın olduğu zamandı benim için o zamanlar. Beni bir kadın teşvik edince, çok mutlu olmuştum, kadının destek veriyor olması çok daha değerli gelmişti.’’ dedi.
‘’Ezel’’ dizisiyle kariyerinde yükselişe geçen Bade İşçil, diziyle ilgili ‘’Ezel, benim oyunculuğu anlama alanım oldu. Tuncel Kurtiz gibi bir usta ile karşılıklı oynamaktan dolayı çok şanslıyım. Çok değerli bir kişiydi.’’ dedi.
Sarışın oyuncuların aynı rollerde oynamasıyla ilgili gelen soru üzerine Bade İşçil ‘’Belli bir kulvara koyuyorlar ve hep o kulvarda aranan oluyor. Bu biraz değişti artık galiba. Gayet sıradanı oynayabiliyoruz. Sarışınlar, Türk toplumunda da var. Artık Avrupai bir özellik gibi de değil.’’ dedi.
Tiyatroda yer alıp almayacağı ile ilgili de samimi açıklamalarda bulunan Bade İşçil ‘’Bir tarafım ister ama saygısızlık olarak düşünüyorum. Saygısızlık olsun istemem. Dizi biraz daha popüler kültürle ilgili, sonradan yapılabilir. Tiyatro yapmak, eğitimini almış olan insanlara saygısızlık olur gibi. Yapanlar da var, saygı duyuyorum. Ben haddim değilmiş gibi düşünüyorum. Ben moda ve tekstil tasarımı okurken hevesimi kıran bir şey olmuştu. Çok varlıklı insanların veya eşleri çok varlıklı olan insanların, ben o kadar emek harcarken keyfi olarak moda evi açması, arkadaşlarla bir arada bir atölye açmayı hesaplarken ve bütçeleri düşünürken, benim duyulmak için savaş vermem gerekirken, onların kolayca ulaşıyor olması benim hevesimi kırmıştı. Belki ben de ekranda bir iş yaparak, esas işimi yapmayıp oyunculuğu seçmiş biri olarak bile, birinin hakkını yemişimdir.’’ dedi.
İşçil, oyunculukta sınırları olup olmadığı sorusu üzerine ise ‘’Eğer senaryoyu çok destekleyen bir şey ise o zaman onun üzerine konuşup, yapabildiğim kadarını yapmaya çalışırım. Müstehcen dışında. Ama rol için gerekeni yapıyorum. Hissediyorsam ve gerçekten role inanıp, o karakterin de olması gerektiği şeyi yansıtacak olan o ise, tabii ki yapıyorum. Bazı işlerde görüyoruz: O filmin içinde öyle bir sahneye ihtiyaç yok ama olsun diye yapılmış bazı sahneler olabiliyor. Bazen irite de ediyor insanı. Güzel bir iş için izliyoruz, içine niye böyle bir şey konmuş, diye baktığım çok iş var. Şu ara özellikle. Türk yapımlar için demiyorum. Bir şeye hizmet etmiyorsa, reyting uğruna kendimi harcatmam diyelim.’’ dedi.
Anne olduktan sonra hayata bakışının değiştiğini hissettiğini belirten oyuncu, ‘’Azur öncesini hiç hatırlamıyorum gibi bir şey. Hep o varmış, onunla bir bütünüm gibi hissediyorum. Çocuk benden bağımsızlaştı ama ben kopamıyorum.’’ dedi.