Japon kültürü hayatımıza pike yapalı tuhaf alışkanlıklar hâsıl oldu, Japonların şu ünlü kâğıttan şekiller yapma sanatı origami’den tutun şuşi ye kadar birçok Japon gelenekseli hiç de geleneksel karşılanmayacak şekilde, dansöz göbeğinden beğenilerimize sunuldu…
Origami sanatı, kâğıtları kıvırmak sureti icra edilen bir sanat olduğu için, siyaseten kıvırmayı sevenlerin hayatına daha da çabuk girdi, siyasi kıvraklıkla yapılan “kâğıttan asker” figürü, sanatın zirveye çıktığı son nokta oldu! Aslında kâğıttan asker yapmaya niyetlenen kişi, sanatsal üçgen figürünü aynı anda kullanarak bir ilkede imza atmıştır…
Askerlik Sanatı…
Kâğıt sanatı, origami…
İnsanları yönetme sanatı, siyaset…
Yalnız gözden kaçmaması gereken asıl üçlü
Kıvraklık…
Kıvırma…
Kıvranma üçlüsüdür!
Kıvraklık…
Kıvrak zekâdan amaç askeri durduk yerde politik malzeme yaparak siyasetin içine çekmektir. Ki bence bu başarılmıştır! Sonuçta siyasilere “bizi siyasetin içine çekmeye çalışmayın” mesajını göndermek bile “siyasiye verilmiş politik cevaptır” istenende tam olarak buydu zaten… Askerin sabrını, konumunu, onurunu, kutsalını sorgulayarak sabır testi yapılmış, kum saati yavaş, yavaş da aksa süreç başlatılmıştır.
Kıvırma…
Kıvırma faslında başka örnekler göstererek hedef saptırma faaliyetleri var, yok efendim ben öyle demedim de, demek istemedim de, derim dedim de, aaa bak kuş geçti, havalarda bu ara ne güzel, tabi milletin en az %58’i aptal ya, yer onlarda.
Yok, efendim Bülent Arınç da “iyi ki bu orduyla bu generallerle savaşa girmedik” demiş, %58 aptal bile bunu yemez!
Bülent Arınç, darbe planları yapma iddiasıyla gündeme gelen generallerin isimlerini zikrederek bunu söylemiştir, eleştiride bulunmuştur, yani birisi bir yanlış yaptığında onu eleştirmek için üniformasına, ya da giydiği iş kıyafetine mi bakılacak, sayın hukuk Prof’u Batum, yasalar önünde kimler eşit açıkla da bizde bilelim, herkes eleştirilebilirdir. Demokrasinin gereği de budur, bir kurumu eleştirmek farklı bir şeydir, askerlik kurumunu darbeye davet etmek, darbe yapamayıp 27 Nisan elektro muhtıranın arakasında duramadığı kastıyla “kâğıttan kaplan” ilan etmek bambaşka bir şeydir!
Demokrasilerde seçimler yapılır darbeler değil…
Kıvranma…
İşin bu kısmı çok önemli, muhalefetinde muhalifi olması gerekli demek ki, yani bir B planına her zaman ihtiyaç duyulabilir, solda etkili bir tek CHP kaldığı için sol siyaseti ve onun uzantıları zaman, zaman zor durumlara düşüyorlar, mesela Batumun açıklamalarını yanlış buldukları halde birçok sol görüşlü yazar bunu net olarak ifade edemeyerek, tabiri caizse KIVRANMIŞLARDIR! Çünkü, bu davranışın yanlış olduğunu kabullenip ilan etmek demek, bir bakıma kendini tekzip gibi algılanacak, e Batum doğru söylüyor dense darbe yanlısı olunacak, velhasıl kelam aşağı tükürse sakalı, yukarı tükürse bıyığı nasiplenecek, hal böyle olunca KIVRANMA kaçınılmaz son oluyor, sol birleşme adına tekelleşmiştir, bu son derece vahim bir durumdur ve mutlaka kendi alternatifi doğurmalıdır, sol fırtınalı havalarda aynı gemiyle batmaya mahkûm edilmemelidir.
Darbelerden medet ummak demek, darbelerde asılan gençlere yenilerini eklemeye çalışmak demektir…
Unutma Sayın BATUM o gençler kâğıttan değildi!
Yukarıda kendimce bir analiz yaptım, çıkan sonuçtan hiç memnun olmasam da bunu sizlerle paylaşmak durumundayım…
Sonuç; Kâğıttan asker olur, Batum’dan hukukçu olmaz…