Ülkenin dört bir yanından ölüm haberleri geliyor.
Kimisinin adı şehit kimisi ölü.
Ölümün en hayırlısı sırayla gelen ölüm derler.
Yani yaşlanan ve yatağında huzur içinde ölümler kastedilir.
Oysa zalım felek ülkemizde ölümün de sırasını şaşırdı.
Son bir ayda yirmi otuz yaş arasında en az yüz gencimiz sırasız ve adaletsiz ölümün kurbanı oluverdiler.
Ölüm haberlerini televizyondan izliyoruz ve sadece ölü balık gibi bakıyoruz.
Dereye düşmüş kedinin kurtarılma sahnesi daha çok ilgimizi çeker oldu.
Çünkü o kadar çok ölüyoruzki ölümler tıpkı evlilik proğramları gibi sıradanlaştı.
Bunlar olurken bir çok soru cevabı belli olmayan veya bilindiği halde bizim bilmediğimiz aklıma geliyor.
Bütün bunlar olurken neden bizim çocuklarımız ölüyor neden bizi ölüm tarlaları olarak seçiverdiler?
Kim bizi öldürüyor?
Kim PKK yı veya Işid i kullanıyor?
Ülke içinde bu ölümlerden kim kazanç sağlıyor?
Kim silah tüccarlığı yapıyor?
Son altı ayda silaha ayrılan üç buçuk milyar dolar para kimin cebine girdi?
Gencecik çocuklarımızın ölümü kimin siyasetine veya politik hedeflerine katkı sunuyor?
Kim bu üst akıl?
Bu çocukları öldüren ve örgütleri maşa olarak kullanan gizli örgütleri ben mi bulacağım?
Benim devletimin kurumları üst akıl,gizli örgütlerin eli var derken bunun neden açık açık söylemiyor?
Daha bir hafta önce düşürülen F16 uçağının kırım raporunda ne yazıyor?
Uçağı kim düşürdü?
Suriyede askerlerimizin üzerine bomba atan ve dört askerin şehit olmasına neden olan uçak kimin hala bilmiyoruz ve muhalefet dahil kimse merak etmiyor?
Daha ne kadar ölmeye devam edeceğiz?
Yunanistan ailece yurttaş olma sınırını durup dururken neden iki yüz elli bin dolara düşürdü?
Yunanistan göç etmek isteyenlerin sayısında patlama olduğundan haberimiz var mı?
Patlam dedim pardon o her gün seyrettiğimiz patlama değil.
Müracaat edenlerin sayısındaki artış demek istedim.
2016 yılında ayda bir patlama olurken aralık ayında bu haftada bire düştü.
Orta doğu ülkelerinde en az yirmi yıldır bomba yüklü kamyonlar patlatılıyor ve hala Müslüman katliamı devam ediyor.
Onlar bu kamyonları kimin patlattığının cevabını yıllardır bulamadılar.
Bizim ülkemizde de daha en az on beş yıl daha bu patlamalar sürecek mi?
Daha çok soru sormadan bu ülke neden bu hale geldi kısacık aklımla buna cevap vermek isterim.
Ben bu patlamaların daha da sıklaşacağını tahmin ediyorum tıpkı Irakta Yemen de olduğu gibi.
Sebebi çok açık.
Kimisinin adı şehit kimisi ölü.
Ölümün en hayırlısı sırayla gelen ölüm derler.
Yani yaşlanan ve yatağında huzur içinde ölümler kastedilir.
Oysa zalım felek ülkemizde ölümün de sırasını şaşırdı.
Son bir ayda yirmi otuz yaş arasında en az yüz gencimiz sırasız ve adaletsiz ölümün kurbanı oluverdiler.
Ölüm haberlerini televizyondan izliyoruz ve sadece ölü balık gibi bakıyoruz.
Dereye düşmüş kedinin kurtarılma sahnesi daha çok ilgimizi çeker oldu.
Çünkü o kadar çok ölüyoruzki ölümler tıpkı evlilik proğramları gibi sıradanlaştı.
Bunlar olurken bir çok soru cevabı belli olmayan veya bilindiği halde bizim bilmediğimiz aklıma geliyor.
Bütün bunlar olurken neden bizim çocuklarımız ölüyor neden bizi ölüm tarlaları olarak seçiverdiler?
Kim bizi öldürüyor?
Kim PKK yı veya Işid i kullanıyor?
Ülke içinde bu ölümlerden kim kazanç sağlıyor?
Kim silah tüccarlığı yapıyor?
Son altı ayda silaha ayrılan üç buçuk milyar dolar para kimin cebine girdi?
Gencecik çocuklarımızın ölümü kimin siyasetine veya politik hedeflerine katkı sunuyor?
Kim bu üst akıl?
Bu çocukları öldüren ve örgütleri maşa olarak kullanan gizli örgütleri ben mi bulacağım?
Benim devletimin kurumları üst akıl,gizli örgütlerin eli var derken bunun neden açık açık söylemiyor?
Daha bir hafta önce düşürülen F16 uçağının kırım raporunda ne yazıyor?
Uçağı kim düşürdü?
Suriyede askerlerimizin üzerine bomba atan ve dört askerin şehit olmasına neden olan uçak kimin hala bilmiyoruz ve muhalefet dahil kimse merak etmiyor?
Daha ne kadar ölmeye devam edeceğiz?
Yunanistan ailece yurttaş olma sınırını durup dururken neden iki yüz elli bin dolara düşürdü?
Yunanistan göç etmek isteyenlerin sayısında patlama olduğundan haberimiz var mı?
Patlam dedim pardon o her gün seyrettiğimiz patlama değil.
Müracaat edenlerin sayısındaki artış demek istedim.
2016 yılında ayda bir patlama olurken aralık ayında bu haftada bire düştü.
Orta doğu ülkelerinde en az yirmi yıldır bomba yüklü kamyonlar patlatılıyor ve hala Müslüman katliamı devam ediyor.
Onlar bu kamyonları kimin patlattığının cevabını yıllardır bulamadılar.
Bizim ülkemizde de daha en az on beş yıl daha bu patlamalar sürecek mi?
Daha çok soru sormadan bu ülke neden bu hale geldi kısacık aklımla buna cevap vermek isterim.
Ben bu patlamaların daha da sıklaşacağını tahmin ediyorum tıpkı Irakta Yemen de olduğu gibi.
Sebebi çok açık.
(Şangay beşlisi, Suriyeye neden girdin,Beşikadan birlikleri çek,göçmenleri şantaj olarak kullanma...geri kalanı siz yazın.)
Bu işin arkasında istihbarat örgütleri var dediğimize göre devlet bu örgütleri biliyor olmalıki böyle açıklamalar yapılıyor.
O halde bu bombaları patlatanların taşeron örgütler olduğunu kabul edersek, arakasındaki büyük yapılanmaları biliyorsunuz.
Bunları kamuoyuna açıklayın.
Bu güçler ve devletler kimse diplomatik ilişkileri kesin.
Ha deniliyorsaki, biz onlara muhtacız bu gün için onlara tavır koyamayız diyorsanız o zaman boşuna bağırıp çağırmayalım,dost kalmanın yollarını bulalım yeterki çocuklarımız ölmesin..
Bunu yaparken halkın aç kalması, ekonomik sıkıntı çekmesi, çocuklarının ölmesinden iyi olacağına göre bunun için her türlü çılgınca adımları ekonomik siyasi ne ise atmaktan geri durulmamalıdır.
Halep düşene kadar Türkiye deki sivil toplum örgütlerinin hiç sesi çıkmazken şimdi iş işten geçtikten sonra neden birden ortaya çıkıverdiler?
Ne yapmak istiyorlar Halepi yeniden mi almak istiyorlar yoksa iç siyasetin değirmenine buğday mı taşıyorlar?
Ha bu arada başkanlık sistemi veya Cumhurbaşkallığı sistemine ne oldu unuttuk mu?
Ne oldu güzel ülkemizin güzel insanlarına?
Daha düne kadar kardeşçe bir arada barış içinde yaşarken, farklı siyasi düşünceden olan insanlar neden dışlandı,neden siyasi partiler basılıyor yağma ediliyor.
Eğer bu ülkenin batı illerinde Kürt yurttaşların yaşamasını istemeyen bir takım gruplar cesaretlendiriliyorsa, yarın batıdan doğuya can güvenliğimiz yok gerekçesiyle Kürt göçü başlarsa ne yapacaksınız?
Bu durumda Misaki Milli sınırlarını nasıl koruruz?
Ne yapmak istiyorsunuz Kürtler Güneydoğuya gitsin batı illerini terk etsin mi diyorsunuz?
Devletimizin resmi söylemleri bombaları patlatan örgütün arkasında büyük devletler var dediğine göre ülkemizde yaşayan masum Kürt ve Alevi yurttaşlarımızı tedirgin etmeye ne hakkınız var?
Bu durumda PKK nın bağımsız Kürdistan isteklerine hizmet etmiş olmuyor musunuz?
Ülkede ekonomik kriz devam ederken, dolar çılgınlar gibi bir aşağı bir yukarı tepemizde cirit atarken, bu bombalar neden patlıyor?
Bombaların patlamasını doların çılgınlığının üzerinde patlatacak bir yiğit yok mu?
Marketlerde Kanadanın, Meksikanın, Brezilyanın pirincini, mercimeğini, bulgurunu, nohutunu, kuru fasulyesini bize dayatan ithalattan büyük para kazananlar bizim topraklarımıza çiftçimize ne oldu neden bunlar ekip biçmiyor diye sormuyor mu?
Ne güzel hamaset milliyetçiliği.
Ülkenin bütün bankları, borsası,fabrikaları, limanları kısacası ekonominin can damarları yabancıların elindeyken doların artışında nasıl olsa onlar zarar görüyor ekonomi bozulursa en büyük zararı yabancılar görecektir keyfiyeti içinde dolarla yabancı alıcılar ve yatırımcılar vurulmak mı isteniyor.
Tarımın çökmesiyle birlikte bütün tarım ürünleri ucuz ve kalitesiz ithal malların ülkemizi işgal etmesine kim göz yumdu?
Yeter artık demenin, soru sormanın,sorgulamanın, düşünmenin, kitap okumanın, bilim yapmanın, yazmanın, çizmenin,çelişkileri görmenin insana kattığı hiç bir değer olmadığına inanan aydınlar, okumuşlar,aklını kullanmayı bilen insanlar büyük bir umutsuzluğa,karamsarlığa kapılmış duruma getirilmiştir.
Aklı başında düşünen, soran, sorgulayan insanlar her gün acılara,ölümlere bakmaktan yorgun düştükleri için,acıma, ağlama duygularını yitirdiler.
Artık ben insan mıyım, bu kadar genç katledilirken nasıl oluyor da hala yemek yiyebiliyorum,dünya zevklerinin peşinden koşuyorum sorgulamalarının içine düştükleri için, çaresizler ve çıkış göremiyorlar.
Ölümleri önleyecek en ufak bir katkıları olmadığı için üzülüp kahroluyorlar ve insanlıklarından utanıyorlar.
Böyle bir ortamda yaşamak çok zor en güzeli duymamak,görmemek,susmak ve sırayı beklemek.
Başka bir çözüm de yok gibi.
Bu işin arkasında istihbarat örgütleri var dediğimize göre devlet bu örgütleri biliyor olmalıki böyle açıklamalar yapılıyor.
O halde bu bombaları patlatanların taşeron örgütler olduğunu kabul edersek, arakasındaki büyük yapılanmaları biliyorsunuz.
Bunları kamuoyuna açıklayın.
Bu güçler ve devletler kimse diplomatik ilişkileri kesin.
Ha deniliyorsaki, biz onlara muhtacız bu gün için onlara tavır koyamayız diyorsanız o zaman boşuna bağırıp çağırmayalım,dost kalmanın yollarını bulalım yeterki çocuklarımız ölmesin..
Bunu yaparken halkın aç kalması, ekonomik sıkıntı çekmesi, çocuklarının ölmesinden iyi olacağına göre bunun için her türlü çılgınca adımları ekonomik siyasi ne ise atmaktan geri durulmamalıdır.
Halep düşene kadar Türkiye deki sivil toplum örgütlerinin hiç sesi çıkmazken şimdi iş işten geçtikten sonra neden birden ortaya çıkıverdiler?
Ne yapmak istiyorlar Halepi yeniden mi almak istiyorlar yoksa iç siyasetin değirmenine buğday mı taşıyorlar?
Ha bu arada başkanlık sistemi veya Cumhurbaşkallığı sistemine ne oldu unuttuk mu?
Ne oldu güzel ülkemizin güzel insanlarına?
Daha düne kadar kardeşçe bir arada barış içinde yaşarken, farklı siyasi düşünceden olan insanlar neden dışlandı,neden siyasi partiler basılıyor yağma ediliyor.
Eğer bu ülkenin batı illerinde Kürt yurttaşların yaşamasını istemeyen bir takım gruplar cesaretlendiriliyorsa, yarın batıdan doğuya can güvenliğimiz yok gerekçesiyle Kürt göçü başlarsa ne yapacaksınız?
Bu durumda Misaki Milli sınırlarını nasıl koruruz?
Ne yapmak istiyorsunuz Kürtler Güneydoğuya gitsin batı illerini terk etsin mi diyorsunuz?
Devletimizin resmi söylemleri bombaları patlatan örgütün arkasında büyük devletler var dediğine göre ülkemizde yaşayan masum Kürt ve Alevi yurttaşlarımızı tedirgin etmeye ne hakkınız var?
Bu durumda PKK nın bağımsız Kürdistan isteklerine hizmet etmiş olmuyor musunuz?
Ülkede ekonomik kriz devam ederken, dolar çılgınlar gibi bir aşağı bir yukarı tepemizde cirit atarken, bu bombalar neden patlıyor?
Bombaların patlamasını doların çılgınlığının üzerinde patlatacak bir yiğit yok mu?
Marketlerde Kanadanın, Meksikanın, Brezilyanın pirincini, mercimeğini, bulgurunu, nohutunu, kuru fasulyesini bize dayatan ithalattan büyük para kazananlar bizim topraklarımıza çiftçimize ne oldu neden bunlar ekip biçmiyor diye sormuyor mu?
Ne güzel hamaset milliyetçiliği.
Ülkenin bütün bankları, borsası,fabrikaları, limanları kısacası ekonominin can damarları yabancıların elindeyken doların artışında nasıl olsa onlar zarar görüyor ekonomi bozulursa en büyük zararı yabancılar görecektir keyfiyeti içinde dolarla yabancı alıcılar ve yatırımcılar vurulmak mı isteniyor.
Tarımın çökmesiyle birlikte bütün tarım ürünleri ucuz ve kalitesiz ithal malların ülkemizi işgal etmesine kim göz yumdu?
Yeter artık demenin, soru sormanın,sorgulamanın, düşünmenin, kitap okumanın, bilim yapmanın, yazmanın, çizmenin,çelişkileri görmenin insana kattığı hiç bir değer olmadığına inanan aydınlar, okumuşlar,aklını kullanmayı bilen insanlar büyük bir umutsuzluğa,karamsarlığa kapılmış duruma getirilmiştir.
Aklı başında düşünen, soran, sorgulayan insanlar her gün acılara,ölümlere bakmaktan yorgun düştükleri için,acıma, ağlama duygularını yitirdiler.
Artık ben insan mıyım, bu kadar genç katledilirken nasıl oluyor da hala yemek yiyebiliyorum,dünya zevklerinin peşinden koşuyorum sorgulamalarının içine düştükleri için, çaresizler ve çıkış göremiyorlar.
Ölümleri önleyecek en ufak bir katkıları olmadığı için üzülüp kahroluyorlar ve insanlıklarından utanıyorlar.
Böyle bir ortamda yaşamak çok zor en güzeli duymamak,görmemek,susmak ve sırayı beklemek.
Başka bir çözüm de yok gibi.