'' Kömür karası, yürek yarası.''
Soma madenlerinde patlama oldu insanlık nefesini tuttu bekliyor.
Madencilik tarihinin en yüksek ölüm sayısı 263.
Yer Zonguldak sene 1992.
Sene 2014, 500 ölümden söz ediliyor.
Yani seneler ilerlemiş,gelirler artmış ekonomi ileri gitmiş akıl ise 1992'nin de gerisine düşmüş.
İlkellik ve çağ dışılık tavan yapmış.
Neden akıl dışılık ve ilkellik diyorum?
SOMA madenciliğin kara bir günü olarak anılacaktır.
Bu durumu hiç kimse alın yazısı,kader,takdir-i ilahi,güzel öldüler,karbon monoksit ölümü tatlı bir ölümdür aldatmacasıyla ve Allahın ulvi değerleriyle kapatması mümkün değildir.
Bu gün Türkiye için kap kara bir gündür.
Bu gün karanlıktır ve kara bir gündür.
Bu işten sorumlu müdür, yönetici, bakan, bakmayan, gören, görmeye kim varsa ''Benim vicdanım bu sorumluluğun altında eziliyor,ben bu görevde kalamam istifa ediyorum'' demesinin zamanıdır.
Dünyanın bütün ülkelerinde maden kazası, iş kazası olur.
Bir kaç ölüm de olur,yaralı da olur.
Bunun sorumluları gereğini yapar.
Bizde ise kaza değil toplu katliam olması anlaşılır izah edilir bir durum değildir.
İstifa eden de sorumlu olanda yoktur.
Üç kuruş fazla kazanacağım diye madencinin tepesinde ışık sağlayan karpit kadar değeri olmayan Anadolu'nun saf temiz pırıl pırıl emekçilerini toplu katliamların içine sürmek insanlık değildir.
Can derdinde olması gerekirken ''sedye kirlenmesin'' diyecek kadar da naiftir nezaketlidir.
Bu gün gerçekten iliklerimize kadar donduk, sözümüz bitti, yüreğimiz daraldı,isyan çığlıklarımızı boşlatacak alanlar arıyoruz.
Soygun düzeninden beslenip her türlü gayri ahlaki düzen içinde emeği sömürenler kahrolsun.
Soma acıyla eşdeğer bir kelime olarak aklımıza ruhumuza kazınacak.
Ülkemizde bu tür ölümlerden sonra neden biz bu kadar çok ölüyoruz diye sormadan edemiyoruz.
Biz bu kadar çok ölüyorsak, Alman'ı, Fransız'ı, Japon'u neden az ölüyor diye sormadan edemiyoruz.
Bizi Allah az seviyor, onları çok seviyor diyebilmek de mümkün değil.
Depremde, selde,kazalar da en çok biz ölüyorsak, yüz bin camisi, iman dolu yöneticileri, bakanları, başbakanları varken her sözlerini Allah diye başlayıp Allah diye bitirirken,Allah bizi neden bu kadar çok öldürüyor,anlamak mümkün değil.
Binlerce dul yetim acılar içinde nasıl yaşayacak?
Babalarının eve gelmesini bekleyen yüzlerce yetim çocuğu kim sevecek, kim elinden tutacak kim onları öpüp koklayacak.
Yani bu işi ''Allah'ın takdiri'' diye sunanlar ve kendi günahlarını, ihmallerini, beceriksizliklerini Allah'a havale ederek kurtulacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar.
Ölen işçilerin binlerce evlatlarının her göz yaşı ve acıları, hayatları boyunca yaşayacakları babasızlık travmaları bu günün yöneticilerinin yakalarına yapışmış olacaktır.
Bundan dolayı bu işi Allah'a havale etmeden her türlü sorumlu, sorumsuz kim varsa hesap vermelidir.
Onlar bu hesabı vermezlerse binlerce yetimin, dulun ahları vahları gece gündüz kulaklarının hemen dibinde fısıldamaya devam edecektir.
Gerçekten bu gün sözün bittiği, aklın durduğu, vicdanların kanadığı bir gündeyiz.
Demokrasi adına, insanlık adına sakallı ve sakalsız bıyıklı bakanın ''Vicdanım bu yükü kaldırmıyor bu kadar ölümün sorumlusu birazcıkta olsa benim'' diyerek istifa etmesini bekliyoruz.
İstifa etmeyip, ''O işçileri ben öldürmedim, Allah alın yazılarında ölüm adresi olarak SOMA'yı işaret etmiş, hesap soracaksanız bu işçilerin canını alan Azrailden hesap sorun'' diyorsa bunun akılda, bilimde ve çalışma hayatında bir karşılığının olmadığını da bu toplumun emekçileri ve ezilenleri haykırmasını bilecektir.
Son söz ''Allah'ım ne olursun bizim yöneticilerimize bizim bilim adamlarımıza akıl fikir ver ve deki; ben size akıl verdim aklınızı kullanasanız ve bu dünyayı yaşanır huzurlu yapasınız diye''
''Aklınızı kullanmadan her türlü pis işlerinizi ve hatalarınızı bana havale ediyorsanız, sizin bu havalenizin adresi ben değilim'' de ve onları bilimin,aklın,güvenli çalışma ortamlarının aydınlığına mahkum ediver.
ÖLEN İŞÇİLERİMİZİN YÜCE HATIRALARI ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUM.
BU DÜNYADA CEHENNEMİ YAŞADILAR DİĞER DÜNYADA İNŞALLAH CENNETİ YAŞARLAR.
ÇOCUKLARINA,DUL KALAN EŞLERİNE,YAKINLARINA,VİCDANI OLAN HERKESE SABIR DİLİYORUM.