Irak ve Suriye'ye asker göndermeyi içeren tezkerenin süresi, CHP ve HDP'nin "hayır" oylarına karşı AK Parti, MHP ve İYİ Parti'nin "evet" oylarıyla 2 yıl daha uzatıldı.
Irak ve Suriye'ye 2, Lübnan'a 1 yıl asker gönderme süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri TBMM'den geçti. Tezkere, CHP ve HDP'nin "hayır" oylarına karşı AK Parti, MHP ve İYİ Parti'nin "evet" oylarıyla 2 yıl daha uzatıldı.
İYİ Parti Ahmet Kamil Erozan:
"Altını özellikle çiziyorum Fırat’ın doğusundan bölücü olarak söz ediliyorsa, madem komşumuz Suriye bütünlüğünün risk altına girdiğini iktidar da görüştür. Siz kabul etseniz de etmeseniz de Suriye’nin başındaki isim Esad’dır.
Yabancı askerlerden bahsediliyor. Bunun ülkemizdeki yabancı askerler olduğunu düşünmek mümkünse de aklımızda soru işaretleri oluşuyor. Biz İYİ Parti olarak tezkerenin yanlışlarını dile getiriyoruz.
Dilib üzerinde yoğunlaşan sorunlar ve Rusya ile yapılan görüşmeler ortada. Putin ile Soçi’de baş başa yapılan görüşmede bölgedeki askeri hareketlilik bir kez daha teyit edilmiş oldu. Benim gördüğüm baş başa yapılan görüşmenin ardından Putin’in eleştirileri vardır.
Son günlerdeki saldırılar gözlem noktalarının 150-200 metre yakınına nişan almaktadır. Daha da açık konuşayım Türkiye’nin amacı bölgeyi silahtan temizlemek mi yoksa bu aşırı unsurlara kanat germek midir? Sayın Cumhurbaşkanı Suriye’de gereken adımları atacağız dedi. Aradan iki hafta geçti. Seçimin yaklaştığı ortamda gündemi değiştirmek ihtiyaç haline gelmiştir. İktidarın kişisel bekası daha önemli bir hala gelmiştir.
Siyasi hedefi olmasa da askeri operasyonlar bir yere varmak mümkün değildir.
Yurt içindeki terörist için her gün yeni bir rakam açıklaması yapılıyor. Bu açıklamalara göre 24 hafta içinde yurt içinde terörist kalmaması lazım. 24 hafta sonra Sayın Süleyman Soylu’nun hangi rakamları telaffuz edeceğini bekleyeceğim.
İktidara çağrımız terörle mücadeleden bağımsız olarak öngörülü davranmak. Suriye’de çözüme giden yolun sadece Moskova ve Washington’dan değil Şam’dan da geçtiği unutulmamalıdır. Devletin çıkarlarını savunan bir parti olarak iktidarı devletin çıkarlarını düşünerek hareket etmeye davet ediyoruz."
İYİ Partili Aytun Çıray:
Tezkerede yer alan Milli güvenliğimiz açısında taşıdığı risk ve tehdit artmaktadır ifadesi doğrudur ama bu riskin baş kahramanı AKP’dir. Bu riski görmek için AKP Grup sıralarına bakın.
Şam’da Esad ile birlikte yapılan bir toplantıda sayın Erdoğan Türkiye bizim kapımız ikinci evimizdir demişti. Anacak bu süreç kanlı bir krizle sona erdi. Türkiye taraf olmak yerine saygın bir ara bulucu olsaydı hiç şehit vermeyecektir. Binlerce insan ölmeyecekti. Milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye gelmeyecekti.
Cumhuriyet tarihimizde hiçbir siyasetçi bölgesel iş birlikçiler ile bu kadar zararlı politikalar yürütmedi. Türk askerinin güvenliği tesis edilememiştir.
Rusya teröristleri İdlib’den 3 ayda uzaklaştırma sözü vermiştir ama yerine getirememiştir. Türkiye’nin beka sorunu Sayın Erdoğan'ın her defasında seçilmek için kendine tayin etmiş olmasıdır. Kavala için 10 büyükelçinin açıklaması hukuki bir konu siyasi bir konu olarak işlenmeye başladı. Milletler arası anlaşma hükümleri esas alınır kendilerinin getirdiği Anayasa’da yani AHİM’in kararına uymak zorunludur. Takmıyoruz dedikleri aslında kendi getirdikleri Anayasadır.
Büyükelçiler özür de dilemediler. Viyana sözleşmesine uyduk uymaya devam edeceğiz diyorlar. Yapmaları gereken tek şey içeride adaleti gücü göstermektir. Sayın Erdoğan’ın siyasi politikalarını yağlamaktan başka bir şey yapmadılar.
10 büyükelçi operasyonun asıl amacı insanlarımızı görülmemiş sefalete sürükleyen Sayın Erdoğan’a can simidi olmaktır. 10 büyükelçi bu çağrıyı neden yapsınlar. AB’nin organları ne güne duruyor. Ahmak mı bunlar. Sayın Erdoğan ve Biden arasındaki görüşmeler öncesi bu operasyonun yapılması manidardır.
Suriye’de şerefle mücadele eden Türk askerinin zarar görmemesi için bu tezkereye evet diyeceğiz. Bu tezkereyi Irak tezkeresi ile birlikte getirerek yaptığınız siyasi ahlaksızlığın farkındayız. Bir de her zene olduğu gibi 1 yıl değil 2 yıllık bir tezkere getirilmesinin ardından siyasi bir art niyet aramak istemiyoruz. Seçim dönemine denk getirilmesi bir başka detaydır. Şehit kanlarının seçim oyunlarına alet edilmesine müsaade etmeyeceğiz."
MHP Kamil Aydın:
Bir devletin güvenilir olabilmesi için eylemi ile söylemi arasında çelişki olmaması gerekir. 2020 raporlarına göre dünyada en fazla askeri harcama yapan ülke sıralamasında ABD, Çin Rusya, Hindistan ve Fransa gelmektedir.
Savunma harcaması olarak. İsrail, İngiltere, Avusturya ve Kanada’nın dahi gerisinde kalmaktayız. Bu gerçekçi manzara karşısında hükümetin güvenlik ve savunma sanayii öncelikli anlayışını kınamak mantıksızdır. Tehdit algısını yüksek ülkeler ile hegemonik güç elde etmek isteyen ülkelerde savunma sanayine önem vermektedir.
Terör önceliğini muhafaza etmektedir. Doğrudan ve dolaylı yoldan etkilendiğimiz her türlü terör saldırıları gelmektedir. Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya yönelik her türlü terör saldırının ağır faturaları bizi derin bir üzüntüye gark etmektedir. Bölge ülkeleri için sığınılacak tek güvenli liman Türkiye’dir.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti buna mukabil proaktif davranarak yurt içi ve dışında her türkü terör örgütüyle kahramanca mücadele etmektedir. Orta Doğu, Balkanlar ve Mavi vatanda oldu bittilere karşı gösterdiğimiz milli duruşumuzdur. MHP olarak duruşumuz Yurdumuzu ve Milletimizi özümüzden çok sevmemizdir. Türk Silahlı Kuvvetleri 2016-2020 yılları arasında Fırat Kalkanı, İdlip, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı ile sınırlarımızı terörden temizleyerek olası kitlesel göçlerin önüne geçmeyi amaçlamış ve başarmıştır.
CHP Ahmet Ünal Çeviköz:
TSK’nın Irak ve Suriye’deki varlığını 2 yıl uzatması üzerine söz almış bulunuyorum. 2011 yılının Mart ayından beri Suriye’de bir iç savaş var. Bunu en çok hisseden Suriye ve bu konuda taran alan Türkiye’dir.
Neydi Suriye’de yapılan hata? Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmayan bir şey ile sınır komşumuzda rejim değişikliğine yönelik alının taraftır. Barışçı yollarla çözüm arayan diplomatik tutum ile çelişen bir tavır sergilendi.
İktidar bölge ülkeleri arasında ülkelerin iç işlerine karışan bir konumda algılandı. İktidarın ısrarla izlediği yanlış politikayla Türkiye’yi Suriye’de yıkıcı sonuçların asli sebebi haline getirmiştir.
Bölgede 270’den fazla şehit verdik. Tüm şehit ailelerinin acılarını paylaşıyoruz. Tezkereler silsilesi 2014 yılında itibaren devreye girmiştir. İktidarın torba yasa anlayışı torba tezkereye dönüşmüştür. Daha önce Libya ve Afganistan tezkereleri de 18 aylık geldi. Seçime yaklaştıkça iktidar tezkerelerin süresini uzatıyor. Ömrünüzü uzatmaya mı çalışıyorsunuz. Geliyor gelmekte olan.
Libya’da zaten geçici hükümet unsurları dahil herkes Türkiye’nin Libya’da asker bulundurmasına karşı çıkıyor ve askerin çekilmesini istiyor. Kendi ülkesinde değerlere önem vermeyen iktidarın Libya’da bunu önemsemesini beklemiyoruz. Afganistan farklı mı oldu. Taliban Afganistan için sorun haline geldi. 18 ay için verdiğiniz tezkereyi 6 ayda çektiniz. Kabil Havalimanından çekin Mehmetçiği dedik. ABD askeri çekilene kadar askerimizi riske attınız. Şükürler olsun askerimizin ayağına taş değmedi. Şimdi de Taliban’a kur yapıyorsunuz. Rusya ile Suriye görüştü. Suriye’de bulunan tüm askerlerin çekilmesi gerektiği belirtildi. Bu ABD ve Türkiye idi. Başka ülkelerde asker bulundurarak iç politikadan nemalanma dönemi sona erdi.
2015 yılından beri sınır dışındaki yegane topraklarımız Süleyman Şah’ı kaybettiniz. 6 yıldır da geri alamadınız. Onu da biz gerçekleştireceğiz.
Suriye’de ne gibi bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu yıllardır söylüyoruz. Bugün Rusya ve Suriye 2018 yılından beri yerine getirmediği m5 karayolunun teröristten temizlenmesi konusunda kendi harekata hazırlanıyor. Bunun yeni bir göç dalgasını doğurup doğurmayacağı bilinmiyor. İktidar Türkiye’yi Suriye’ye mahkum hale getirdi. İdlib’de koruduğumuz bölgede terörist unsurlar var. Rusya ve Suriye sürekli onları buluyor. Bu yüzden gözlem noktalarımız bazen hedef oluyor."