Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Genelkurmay Özel Harp Dairesi ve KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı'nda yaklaşık 30 yıl görev yaptı. Kara Harp Akademisi'nde eğitmen olarak derslere giren Tanrıverdi’nin öğrencilerinden biri de Savunma Bakanı Hulusi Akar idi.

Tuğgeneralliğe yükselen Tanrıverdi, 28 Şubat döneminde resmi olarak "kadrosuzluk" gerekçesiyle emekli edildi. Fakat o dönemde birçok askeri personel gibi "islamcı" olarak kategorize edildiği için askeri kariyerine son verildi.

Tanrıverdi askeri kariyerinden sonra, kendisi gibi emekli edilen askerler ile kurulan Adaleti Savunanlar Derneği’ne (ASDER) katıldı, ve 5 yıl boyunca kurumun genel başkanlığını pozisyonunda bulundu.

Daha sonra Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK’nın yeniden yapılandırılmasına yönelik fikirleri gündeme gelmeye başladı.

SADAT'ı kurmadan önce Tanrıverdi, ABD'de askeri strateji alanından danışmanlık yapan Amerikalı özel şirketlerin işleyişi hakkında çalışmalar yürüttü.

Erdoğan ile nasıl tanıştı ?

1994'te Recep Tayyip Erdoğan İstanbul belediye başkanı seçildiğinde, askeri kanadından nadir destekçileri arasında Tanrıverdi vardı.

Erdoğan’ın adaylığı sırasında Tanrıverdi İstanbul Maltepe’de Tugay Komutanı olarak görev yapıyordu. Bu sırada, ortak bir tanıdıkları vasıtasıyla tanışan Erdoğan ve Tanrıverdi’nin ilişkisinin zamanla dostluğa dönüştüğü iddia ediliyor.

Erdoğan'ın güvendiği bir isim olan Tanrıverdi, Ağustos 2016'da Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına atanmıştı. Tanrıverdi, özellikle savunma alanında, Erdoğan'ın en önemli danışmanlarından biri oldu.

Tanrıverdi'nin Aralık 2019’da İstanbul'da düzenlenen bir kongrede yaptığı konuşma büyük tepkilere neden olmuştu.

Tanrıverdi’nin, "Mehdi’nin gelişine hazırlanmamız gerekiyor" şeklindeki açıklamasına gelen yoğun tepkiler, Ocak 2020’de hem başdanışmanlık hem de Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliği görevlerinden alınmasına sebep oldu etti.

SADAT'ın 15 Temmuz'daki rolü hakkındaki iddialar

Danışmanlığa atanmadan önce Tanrıverdi'nin SADAT örgütü ile 15 Temmuz Darbe Teşşebüsü'nü püskürtmede önemli rol oynadığını iddia ediliyor

O geceye dair en önemli iddialardan biri de SADAT'ın öncülüğünde sivillere çok sayıda ağır silah dağıtıldığı konusu. Ayrıca bu silahların şu an kimlerin elinde olduğu bilinmediği iddia ediliyor

Söz konusu iddiaları kesin dille reddeden Tanrıverdi ise "Sizce 10'dan az danışmanı olan bir şirket, darbe girişiminin bastırılmasında rol oynamış olabilir mi?" diyerek SADAT'ın böyle bir misyonunun olmadığını söylemişti.

Video | 15 Temmuz'un şahitleri anlatıyor: ' En güvendiğim kişilerce öldürüldü kardeşim'

SADAT hangi ülkelerde faaliyet gösteriyor?

SADAT'ın bu konudaki resmi açıklamaları ile hakkındaki iddialar arasında farklılıklar söz konusu.

Kurumun internet sitesinde ifade edildiği gibi SADAT'ın faaliyet alanı başta Türkiye ve Müslüman nüfusun yüksek olduğu ülkeler olarak gösteriliyor.

Ancak SADAT'ın kurucusu Tanrıverdi, Ocak 2018'de Habertürk'ten Kübra Par'a verdiği röportajda, SADAT'ın Türkiye'de hiçbir faaliyeti olmadığını savunarak, "Tekrar söylüyorum. SADAT, yurtiçinde emniyet teşkilâtına, TSK’ya ve başka hiçbir kuruma, örgüte veya sivil şahsa danışmanlık ve eğitim hizmeti vermemektedir" diye konuşmuştu.

Aynı röportajda, Türkiye’nin dış politikalarına uygun olan ülkeler ile çalıştıklarının altını çizen Tanrıverdi, "Şu anda tek bir ülkede faaliyetimiz var. Hangisi olduğunu söylemeyelim çünkü onların da kendi mahremiyeti var" demişti.

SADAT Libya'da nasıl bir rol üstlendi?

Fransız İstihbarat Araştırma Merkezi adlı düşünce kuruluşuna göre SADAT halihazırda en az 22 Müslüman ülkede askeri danışmanlık faaliyeti yürütüyor.

SADAT’ın Libya’da Hafter’e karşı savaşan güçlere destek verdiği iddiaları öne sürülüyor.

Özellikle SADAT'ın Libya'daki aktif rolü sayesinde, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne bağlık Libya ordusu, Halife Hafter güçlerine karşı sahada ciddi kazanımlar elde etti.

Putin yönetimine yakınlığıyla bilinen Federal Haber Ajansı, Özgür Suriye Ordusu militanlarının SADAT ekipleri tarafından Libya'ya götürüldüğü iddia edilmişti.

TSK güçlerinin Libya’ya gitmesini sağlayacak tezkerenin Meclis’ten geçmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalif güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak" açıklamasını yapmıştı.

SADAT ile ilgili son olarak, 15 Temmuz'dan sonra 3 yıl boyunca askeri harp okullarında mülakatları yaptığı iddia ediliyor.

İstanbul'daki yenidoğan desteğinde hedef 45 bin aile İstanbul'daki yenidoğan desteğinde hedef 45 bin aile

SADAT bu iddiayı yalanladı.

SADAT'ın Suriye'deki silah ticareti iddiası

Tanrıverdi, şirketin Suriye'deki faaliyetleri hakkında çıkan iddiaları her zaman reddetti. SADAT yönetimi, Suriye’de herhangi bir eğitim veya örgütlenme faaliyetinde bulunduğuna dair iddiaları yalanlıyor.

2014'te ortaya çıkan MİT TIR'ları skandalına bir yenisi eklendi. Türkiye'den silahların, MİT tarafından Suriye'de faaliyet gösteren silahlı radikal örgütlere yollandığı iddiası hala gündemde iken, Sedat Peker yeni bir iddiayı gündeme taşıdı.

Sedat Peker 30 Mayis'ta yayınladığı videoda, "Mit tırları yakalandığında içindekilerin (silahların) Türkmenlere ihtiyaç için gittiğini düşünüyordum. Fakat bu silahların yollanması meselesini TSK'nın ve MİT'in değil, SADAT'ın içindeki bir ekibin organize etti. Kendi üzerinden gönderilen bu malzemelerin Türkmenlere değil, El-Nusra'ya gönderildiğini..." iddia etti.

SADAT'tan açıklama: İftira sahiplerini iftiralarını ispatlamaya çağırıyoruz

SADAT'ın internet sitesinde yayımlanan açıklamada Sedat Peker'in iddiaları yalanlandı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye’de yargılanmakta olan Peker’in, kendini aklamak amacıyla bir yandan suçlarını itiraf ederken bir yandan da hedef saptırmak için pek çok isim de zikrederek ‘Çamur at, tutmasa bile izi kalır’ mantığıyla hareket ettiği görülmektedir.

İşlediği suçlar belgeli ve ispatlı olan firari suç örgütü liderinin, hedef saptırmak için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi kurumu Milli İstihbarat Teşkilatı’nı, güzide şirketimiz SADAT Savunma’yı ve bazı bürokratları hedef alması aklı selim sahibi kamuoyunun dikkatinden kaçmamıştır. İftira sahiplerini iftiralarını ispatlamaya, ellerindeki belgeleri savcılığa teslim etmeye çağırıyoruz. Peker videosunda terörist gruplara silah sattığını itiraf etmektedir; fakat şirketimizin Peker tarafından terörist gruplara teslim edilen silahlarla hiçbir ilişkisi yoktur."

Akşener'in 'silahlı eğitim kampı' iddiası

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2018 yılında bir açıklama yapmış, silahlı eğitim kamplarından söz ederek SADAT'ı şu sözlerle işaret etmişti:

"Son dönemde üniformalar uzun namlulu silahlarla bazı kişiler ortalıkta dolaşıyor. Bunlarla ilgili çok önemli iddialar var" diyen Akşener, "Örneğin Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Araştırılırsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol alacakları, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler var. Bunlardan birisi de Sadat diye bir yapı. İnanın Sadat da diğer yapılar da benim için toz zerresidir. Bu malum yapılar insanları çatışmaların içerisine sürükleyecekler. Şimdiden uyarıyorum ve önlem alınmasını istiyorum"

Bugüne kadar söz konusu iddialara yönelik herhangi bir hukuki soruşturma açılmadı. Şirket hakkında son dokuz yılda meclise verilen soru önergelerine ise hükümet tarafından yanıt verilmedi.

'İslam ülkeleri­nin birlik olmasını istiyoruz, bu bizim kızıl elma'

SADAT'ın gücünün "abartıldığını" ileri süren Tanrıverdi söz konusu iddialar için, "Gülüyorum … Böyle bir şey mümkün değil. Çok saf, temiz duygularla İslam ülkelerine, Silahlı Kuvvetler’imi­zin tecrübelerini nakletmek istedik. Hepsi bu... Ayrıca İslam ülkeleri­nin birlik olmasını istiyoruz, bu bizim “kızıl elma”mız." diye konuşmuştu.

Editör: TE Bilişim