Bilindiği gibi Fatih Belediyesi sınırları içersinde, yani tarihi yarım ada dediğimiz Suriçi’nde imar planları danıştay tarafından iptal edildikten sonra taş üstüne taş koymak yasak. Ancak, özel izinle onarım ve inşaat yapılabiliyor. Bu izinler içinde öncelikle Anıtlar Kurulu ve Arkeoloji Müdürlüğü’nün onayı gerekiyor. Son zamanlarda Fatih’te yapılan inşaatlar dikkat çekiyor. Bunlardan biri Balat’ta... Hani şu zaman zaman gazetelerde gündeme gelen yer... Yabancılar Balat’ta arazi topluyor... Bilindiği gibi Fener Ortodoks Rum Patrikhanesi Balat’ta. Ve Patrikhane etrafındaki tarihi eserler ve tarihi olmayan yıkılmaya yüz tutmuş binalar oldukça kıymetli. Yabancıların fahiş fiyatlarla ev almalarıyla birlikte emlek fiyatları kat kat artış sağladı bu bölgede... Hal böyle olunca yolunu bulan veya yol verilen diyelim her şeye rağmen binayı konduruyor...
Altında ne var ne yok önemli değil.

Balatta yükselen bir bina buna en iyi örnek. Hayreddin Karaman isimli bir vatandaşa verilen özel izinle yapılan binanın altından tarihi mahzen çıktı.
aydınSes gazetesi olarak bu haberi manşete taşıdık. Fotoğraflarıyla birlikte...

Haberde gördüğünüz fotoğraflar iki genç kız tarafından çekiliyor. Bu iki genç kız, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in düzenlediği halk günü toplantısına katılıp, bina ile ilgili şikayetlerini dile getiriyor.

Genç kızlardan biri, söz alıyor ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’e elindeki fotoğrafları gösteriyor.
- Sayın başkan burada tarihi eserler çıktı. Küpler çıktı, başka eserlerde vardı, hiç biri ortada yok. Burası fotoğrafta da görüldüğü gibi bir mahzen... İnşaat temeli kazılırken çıkan bu mahzenin üzeri toprakla kapatıldı ve inşaat devam ediyor. Neden buna dur demiyorsunuz...
Mustafa Demir’in cevabı ise oldukça ilginç...
- Böyle birşey varsa hepimizi asarlar.

Evet, kızların söyledikleri fotoğraflarla kanıtlı, ancak Mustafa Demir o günden bu yana hiç birşey yapmadı. O gün temelde olan inşaatın kabası bitti. 9.50 yüksekliğinde bina konduruldu tarihi iç surların üzerine. Yine haber fotoğraflarında da göreceğiniz gibi binanın temeli tarihi surların üzerinde. Birtaraftan tarih yok edilirken, bu binanın temelinin bile ne kadar sağlam olup olmadığı tartışma götürecek cinsten.

Fatih ile ilgili yapılan bütün olumsuzlukları eskinin bıçkın delikanlısı bugün www.fatihhaber.com haber sitesini yapıp yöneten Abdullah Gözaydın dostumuzun sitesinde bulmak ve görmek mümkün. Gözaydın ve fotoğrafları çeken isminin açıklanmasını istemeyen iki genç kızın Anıtlar Yüksek Kurulu, Arkeoloji Müdürlüğü ve Fatih Belediyesi’ne yaptığı başvurulara alınan cevaplar ise tam bir komedi. Kimse işi üstlenmiyor. Herkes topu birbirine atıyor. Verilen cevaplarda netlik yok. İş ise şimdi Cumhuriyet Savcılığında... İnşaatın yapımı ise hızla devam ediyor... Bakalım haliç manzaralı bu inşaatın akibeti ne olacak.

                   000

Bir başka konu daha var aydınSes’in sürmanşetinde. Genç kadın doğum sonrası kan kaybından hayatını kaybediyor. Doğum yaptıran kurum ise Gaziosmanpaşa Küçükköy’de bulunan Asya Tıp Merkezi... Doğrusu bugünün gelişmiş tıp şartlarında bir annenin doğumdan sonra kan kaybından ölmesi önemli bir konu. Burada doktor ihmali nedir ne değildir bilemiyoruz.

İş Adli Tıp Kurumu ve Cumhuriyet Savcılığı’na intikal etmiş durumda. Ancak ne varki, üç kuruş para için insanların sağlıkları tehlikeye atılabiliyor. Bu kadınla ilgili doğum öncesi tetkikler doğru yapılabilmiş olsaydı, genç anne dünyaya getirdiği bebeği ve 5 yaşındaki kızını öksüz bırakmayacaktı. Sağlık sektörü başıboşluğa gelmez.
Bebeğini kucağına aldıktan sonra öptükten sonra fenalaşarak bir daha gözünü açamayan Arife Önal’ın eşi Sedat Önal’ın gazetemize gelerek yaptığı açıklama ise çok çarpıcı; “Arife’nin sezeryanda damarını kesmişler”. Bunu söyleyen ise “Vicdanım sızlıyor” diyen bir hemşire...