İstanbul Modern bünyesinde sergilenmeye devam eden ve Gunter Von Hagens'in yarattığı ''orjinal vücut dünyası''sergisini gezme ve gözlemleme olanağım oldu.
Sergi İstanbul Modern(Karaköy) de Antrepo 3 salonunda devam ediyor.Bu serginin görüntülerini televizyonlarda izleme olanağı bulmuştum.
Sergilenen vücutların tamamı ismi açıklanmayan gönüllü ''vücut bağışçıları'' tarafından yapılmış.
Salonun ilk girişinde insanın tek bir nokta ile başlayıp ölene kadar oluşan serüveni anlatılıyor.İnsan vücudunun ne kadar karmaşık ve akıl almaz sırlarla dolu olduğunu anlamak için sergiyi gezmek gerekiyor.
Bunu anlamak için bir kaç bilgiyle başlamakta fayda var.Anne karnında zigot ilk başladığı andan itibaren bir saat içinde bin hücreye ulaşıyor.
İnsan yaşamında incecik tel halinde vücudun her yanında çalışan damarların ne kadar zor bir iş yaptıklarını ve yaşamanın ne kadar zor bir iş olduğunu daha iyi anlıyor insan.
İncecik bir damarda meydana gelecek bir aksaklığın ölüm demek olduğunu ibretle seyrediyor burada daha iyi anlama ve görme fırsatı yakalıyoruz.
Bu karmaşa karşısında insanın ne kadar değerli bir varlık olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Kalbin ortalama yetmiş yıllık serüveninde iki buçuk milyar kere çarptığını,iki yüz milyon litre kan pompaladığını öğreniyoruz.Bu kadar kanın üç adet dev petrol tankerini doldurduğunu okuyoruz.
Bir kadının ömrü boyunca otuz beş çocuk dünyayaya getirme yeteneğinin olduğu,
Karaciğerin yaşlanmadığını yirmi yaşında bir genç ile doksan yaşında bir kişinin karaciğerlerinin yan yana konulduğunda ayırt edilemediğini,
alyuvarların saniyede iki milyar kez çoğaldığını,
insan vücudunda 96500 kilometre damar olduğunu,
yüzümüz kızardığında midemizinde kızardığını,
Bir insanın kalbinin dakikada 70 kez attığı fakat fillerin kalbinin dakikada otuz kez attığını öğreniyoruz.
Kural olarak büyük vücutlu canlıların cinsel olgunluğa daha geç ulaştığını bundan dolayı daha uzun ömürlü olduklarını,
bu açıdan bakıldığında yüz yılı aşan insan ömrünün diğer benzerlerine göre çok uzun olduğunu biliyoruz.
Dünyada yüz yaşın üzerinde dört yüz elli bin kişinin olduğu ve dünyanın belli yerlerinde daha çok kümeleştiğini biliyoruz.
Bu yerler Kaliforniya-Abd,Okinava-Japonya,Sardunya-İtalyaHınava-Pakistan,Bava-Çin.
Bu yerlerde insanların büyük çoğunluğunun 100 yaş üzerine çıktıklarıyla ilgili nedenler araştırılmaya devam ediyor.
Bilgiye devam.İnsan testisinde her gün üç yüz milyon spermin olgunlaştığını öğreniyoruz.(insanlar ölebilir ama insanlık ölmez diyebiliriz.)
Kalp atış hızıyla canlıların yaşam süresi arasındaki ilşkiyi anlatan en iyi örnekte şudur:
Sivri farenin kalbi dakikada bin kez atar ve ömrü dört yıldır.
Bir filin kalbi ise dakikada otuz kez atarken ömrü yetmiş yıldır.
Sigara içenlerin özellikle görmesi gereken bir sergi.
Sigaranın organlar üzerinde özellikle akciğer üzerinde yaptığı tahribatı anlamak için orayı görmelerinde fayda var.
Salonda çeşitli bilim adamı ve yazarların ve aklıyla öne çıkmış insanlardan alıntı yaparak bitirelim.
''İhtiyar bir köpeğe yeni bir numara öğretemezsin''sözünün yanlış olduğunu Alman düşünür Emmanuel Kant(1724-1804) ispatlamıştır.
Tamamı günümüze kadar gelen eserelerini 60-80 yaşları arasında üretmiştir.
Aydın Boysan 65 yaşından sonra yirmiye yakın kitap yazmıştır.
Neşe ve kahkaha olduktan sonra varsın kırışıklıklar gelsin.William Shakespeare(1564-1616)
Bedenin gücü görmez oldukça ruhun gözü daha iyi görür.Yunan düşünür Plato(m.ö 427-348)
Yaş aklın galebe çalmasıdır,aklınıza takmazsanız önemi yoktur.Mark Twain(1835-1910)Abd li yazar.
Son tahlilde önemli olan yaşamımızdaki yıllar değildir,yıllarınızdaki yaşamdır.Abraham Lincoln(1804-1865)Abd nin 16.devlet başkanı.
Nasıl yaşlanacağını bilmek bilgeliğin baş yapıtı ve büyük yaşam sanatının en güç bölümlerinden biridir.İsveçli düşünür Frederik Amiel(1821-1881)
Bedeniniz ruhunuzun arpıdır.Ondan tatlı bir müzik veya karmaşık sesler çıkarmak sizin sizin elinizdedir.Halil Cibran(1883-1931)Lübnan asıllı Amerikalı şair yazar.
Sonuç olarak vücudunuzu tanımak ve vücudunuza saygı duymak istiyorsanız bu sergiyi görmenizi öneririm.(Kişi başına giriş 25 liradır).Saygılarımı sunuyorum. [email protected]