Ülkenin başına gelen doğal afetlerin doğal olmasından daha doğal bir doğal durum görmüyorum.
Doğal olmayan olan olaylara karşı akıldan, bilimden uzak ve de akademik dünyayla hiç ilgisi olmayan sadece imama ve iman hatipliye dayanan bir iktidarın bu olaylar karşısındaki çaresizliği.
Küresel ısınmadan dolayı yangınların Akdeniz çanağında artacağını yıllardır bilim adamları söylüyor.(son elli yolda 1.5 C sıcaklığın arttığını ve bunun yangınları arttıracağını yıllardır yazıyorlar söylüyorlar)
Bunu kim bilir?
Elbette bilim adamları akademisyenler bilir.
Sen onları ve fikirlerini yok sayıp, yetkinliğe bakmadan imamlara görev verirsen ve de bilimin emrettiği şekilde davranmazsan yanarsın.
Bundan dolayı ormanların yanması karşısında İslam cumhuriyetinin imamları çaresiz kalmıştır.
Çünkü onlar bilimden uzak kravatlı yerli talebanlardır.
Gene son günlerde Karadeniz bölgesinde ve yurdun çeşitli yerlerinde meydana gelen sellerin verdiği can kayıpları ve de maddi kayıplar.
İnanın can kaybı olmasaydı oralarda mal kaybı yaşayan insanlara zerre kadar acımadığımı, üzülmediğimi, acınacak bir yanlarının olmadığını söylemek isterim.
Yılardır O bölgelerde yapılan HES çalışmalarına yerli halkın %90 ‘ı destek vermedi destek vermediği gibi HES’ lere yol veren iktidara %75 civarında oy verdi.
Bu da yetmedi, binlerce yıldır oradan akan derenin doğal yatağı ve akış alanında oluşan platolar üzerine binalar yaptı.
Bu binaların da tamamı ya kaçak, ya da torpilli imarlar aldı.
Yani demedi ki, ”ya ben buralara derenin yattığı, uyuduğu zaman zaman uyandığı onun hakim olduğu yerlere bina yapmam doğru değil.”
Nasılki binlerce yıldır bu yatak onunsa, yüz yıl uyur sonra uyanır gelir yatağına sahip çıkar.
İşte Karadeniz bölgesinde dereler ırmaklar çaylar yattığı, uyuduğu yatağına sahip çıkmıştır.
Bunu tetikleyen derelerin sinirlenmesine sebep olan etkenlerin başında da HES projeleri geliyor.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün ve empati yapın.
Siz bir yurttaş olarak izin almadan gidip birisinin evini işgal etseniz, onun yatağında yatsanız ev sahibi ne yapar?
Seni o yataktan ve evden kovmak için elinden geleni yapar.
İşte seller bu gün bunu söylüyor ve diyorki; ”Bak arkadaş sen benim yatağımı bana sormadan işgal ettin, ben de bu gün sana zarar veriyorum seni öldürüyorum ve de seni kovuyorum. Aklını başına al bilim adamlarını dinle, yatağımı boşalt, imamlardan oluşan yöneticileri başından at ve rahat et. Ölme, mal kaybına uğrama doğayla barışık ol, hakkıma tecavüz etme ben de sana zarar vermeyeyim.”
Uzatmaya gerek yok ne ekersen onu biçersin, sen derelerin yatağını işgal ettin, aç gözlülük ettin, bilim adamlarını dinlemek yerine dirayetsiz insanlara kulak verdin, işlerini inandığın, güvendiğin Allaha havale eden saçma sapan tipleri seçtin işte sonuç budur.
O halde sel bölgesinde özellikle Karadeniz bölgesinde ırmak, dere ve çay yataklarını işgal edenler lütfen bilime kulak verin ve işgal ettiğiniz yerleri acele terkedin.
Bunun duayla falan çözülecek bir yanı olmadığını anlamadığın sürece bu afetleri yaşamaya, ölmeye devam edeceksin.
Lütfen aklını başına al inanmak yerine bilmeyi tercih et.