İBB(İstanbul Büyükşehir Belediyesi) meclisi eylül ayı oturumlarını izliyorum.
CHP grup sözcüleri İETT ve İSPARK ile ilgili konuşuyor, rakamlar veriyor.
AKP grup sözcüsü Tevfik Göksu çıkıyor farklı rakamlar veriyor.
Tevfik Göksu’yu dinleyince İBB batmış, yanmış, bitmiş gibi görüyorsunuz.
CHP grup başkan vekili Doğan Subaşı’yı dinleyince İBB uçuyor, her şey yolunda izlenimi ediniyorsun.
Şimdi ben parti tutmasam, okumasam, teknik konulara hakim olmasam ve de tarafsız gözle meclisi izlesem kime inanacağım?
Gerçi ben oradakilerin hepsini iyi tanıdığım için kimin yalan, kimin doğru söylediğini biliyorum.
Bu durumda ne oluyor?
Meclisi izleyen AKP’li AKP sözcüsüne, CHP’li CHP sözcüsüne inanıyor.
Oysa rakamları, karı, zararı, eğip bükmeye gerek yok kaç otobüsün arıza yaptığı veya İSPARK’ın zararda mı, karda mı olduğunun tek bir doğrusu ve tek bir cevabı vardır.
İşte bundan dolayı mecliste bir grup yalan söylüyor, yeni deyimle ”Doğruyu söylemiyor”
Bu durumda vatandaş doğruya nasıl ulaşacak?
ON bir yıl(1+5+5) üç dönem belediye meclislerinde, komisyonlarında görev yaptım.
Buralarda işlerin nasıl yürüdüğünü ve yürütüldüğünü! iyi bilirim.
İBB’ de bir grup doğruyu söylemiyor kesin doğru olan bu.
Bu durumda CHP ve AKP’nin doğruları oluşuyor, bu da halkın kamplaşmasına, ayrışmasına neden oluyor.
Merak edilen doğruyu kim söylüyor?
Bunun cevabını bu çalışma modeliyle anlamak mümkün değil.
Çünkü her grubun kendi doğrusu var ama doğru bir tane.
Benim bununla ilgili bir önerim olacak.
Nasıl ki plan bütçe komisyonu, İmar komisyonu ve en az yirmi tane komisyon kuruluyor, o komisyonlarda her partinin çıkardığı meclis üye sayısına göre oranlanarak üye veriliyor, aynı bu komisyonlar gibi bir tane de ”Doğruyu Söyleme Komisyonu ” -DSK -kurulmalı.
Bu komisyonun üyeleri partilerin meclis üyelerinden değil, tarafsız olabilecek ve akademik boyutta kendisini ispat etmiş mühendislik ve mimarlık fakültelerinden ve belediyeyi ilgilendiren konularda diğer fakültelerden alınan üyelerden oluşmalıdır.
Bu komisyon grupların vermiş olduğu bilgilerin ve rakamların doğru olup olmadığını konuşmaların bir sonrasındaki mecliste açıklamalıdır.
O zaman parti grup sözcüleri yaptıkları konuşmalarda bu kadar kolay yalan söyleyemeyeceklerdir diye düşünüyorum.
Şimdi diyeceksinizki, Türkiye de bu olmaz, o akademik kurulu da satın alırlar.
Bu durumda yapacak bir şey yok, tuz kokmuş olduğu için, herkes kokacak ve pisliğin içinde yaşamaya mahkum olacağız demektir.
Mecliste CHP ve İYİPARTİ penceresinden bakınca bu dönemin nefret sembolü Tevfik Göksu.
AKP ve MHP penceresinden bakınca nefretin sembolü İYİPARTİ grup sözcüsü İbrahim Özkan.
Son yıllarda en taktir ettiğim konuşmacılardan birisi İbrahim Özkan.
Dini eğitim almış olduğu için karşı tarafın bütün ayarlarını bozacak konuşmalar yapıyor.
Hele 13 eylülde mecliste yaptığı konuşmada sayın Erdoğan tarafından yazıldığı iddia edilen kitapla ilgili akıl ve ironi dolu konuşmasını izlemenizi öneririm.
İbrahim Özkan AKP ve MHP’ nin ciğerlerini sökmeye devam ediyor.
Birde CHP grup başkan vekili Doğan Subaşı’nın sakinliğine, tertemiz diline hayranım.
Adam sanki sinirlerini aldırmış, karşısındaki Tevfik Göksu sinkaf derecesinde cümleler kurarken Doğan Subaşı nezaketin krallığını kurmuş görünüyor.
Nezaketini korurken, yumuşacık kelimelerle karşı tarafa da en ağır cevabı vermesini biliyor.
Mecliste bir de Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz varki, adamcağız sanki önümüzdeki dönem ”Bütün koltuklara ben taklibim” dercesine iki yılda müthiş bir özgüven patlaması yakalmış görünüyor.
Cümleler sert, acımasız, frensiz, özensiz ve dümdüz edici.
Hele Silivri belediye meclisindeki konuşmalarında CHP’ ye ve bir önceki başkana söyledikleri yenilir yutulur değil.
Sanki İstanbul da 39 tane ilçe belediye başkanı yokmuş gibi veya otuz dokuz ilçenin temsilcisiymiş gibi sürekli Silivri gündemli konuşması anlaşılır bir durum değil.
Bu kadar yüksek özgüven nerden geliyor diye merak etmemek mümkün değil.
Kendisi bildiğim kadarıyla eski futbolcu.
Mecliste Ozan Kabak gibi görünüyor ama o ”ben Messi’yim” diyen egosuyla ve özgüveniyle mesaj vermeye devam ediyor.
Meclis bu hafta devam ediyor izlemenizi öneririm, çok renkli görüntüler oluyor.
İnanın TBMM’ den daha renkli, daha güzel dersem abartmış olmam.