28 Kasım pazar günü Gaziosmanpaşa ilçesinde DSP de görev yapan arkadaşların bir kısmı CHP ye katıldı.
 
DSP nin geçmişine ve merhum Bülent Ecevit'in kişiliğine saygıyıda korudukları konusunda inançlarının tam olduğunu biliyorum.
 
Kim ne derse desin 2006 yılında sayın Ecevit'in ölümünden sonra DSP hareketi halkla ilişkisini tamamen kopardı. DSP sayın Ecevit'le özdeşleşmiş bir partiydi.
 
Sayın Rahşan Ecevit'in CHP nin mayıs kurultayında salona gelmesi ve ''Ecevit'i sevenlerin sayın Kılıçdaroğlu'na desteğini bekliyor herkesi CHP çatısı altına davet ediyorum'' demesiyle DSP tarihin derin hafızasında yerini almış oldu.
 
Bütün bunlar olurken ben hala DSP deyim şu adam varsa gelmem,kapıdan geçmem diyerek CHP ye katılmayı düşünmeyen arkadalarada şunu söylemekte fayda var.
 
Sıcacık bürolarında her gün ''ülke faşist diktatörlüğe gidiyor,şeriat tehlikesi kapıya dayandı,ülkede tarihin en büyük soygunu yapılıyor'' diyerek buna karşı hiç bir hamlenin içinde olmamak bu söylediği fikirlere inanmadığını göstermezmi?
 
Gene ben şu adam varsa partiye gelmem demek ise anlaşılır gibi değil.
 
CHP'nin dış kapısında insanı tahlil eden hırsız mı,yalancı mı, dolandırıcı mı,namussuz  mu, anlayacak ve ayıracak bir makine da yok.
 
Toplumun dışladığı,hırsız dediği veya ahlak dışı davranışlar içinde olduğu bilinen insanlar olsa bile hangi ilçe başkanı ben seni partiye üye yapmam diyebilir?
 
İlçe başkanı bunu dese bile meşhur söz gündeme gelmez mi? Etik değerlerin hiç bir yazılı yasası olmadığı için''benim her şeyim hukuka uygun''dediği anda akan sular durduğu gibi,söylenecek sözlerde boğazda düğümleniverir.
 
Bu tür gerekçeler reel politikada gerçekçi olamaz. Bunun için ülke sorunlarına el koymanın yolu inandığın siyasi partide yer alıp hiç bir makam mevki beklemeden mücadeleye katkı sunmaktır.
 
Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi ''Eğer partiye gelmenin ön şartı milletvekili olmak ise buna biz evet diyemeyiz,partinin kapısı çalışmak isteyen herkese açıktır'' diyerek çok net mesajın vermiştir.
 
Bizim ilçemizde yaklaşık iki yıldır, DSP de görev yapan arkadaşlara CHP ye katılmaları gerektiği konusundaki fikirlerimizi sunuyoruz.
 
Bazı arkadaşlar CHP nin bir evvelki genel başkanınından dolayı CHP'ye katılmayı düşünmediğini açık olarak beyan etmişlerdi.
 
Bunu saygıyla ve anlayışla karşıladık.Bu gün ise ülkenin içinde bulunduğu şartlar iki yıl öncesine göre çok farklıdır.
 
Partide ise çok hızlı bir değişimin olduğunu görüyoruz. Parti çağdaş anlamda ve evrensel değerlere açık ilkel duygulardan arınan ilerici sosyal demokrat bir parti olma yolunda hızla ilerliyor.
 
Bu gün hiç bir nedeni, CHP'ye katılmama gerekçesi olarak makul kabul edemeyiz.
 
Şu konuda ortak paydamız zaten mevcut. Ülkenin demokrasi açısından tehlikeli bir durum içinde oduğunu kabul ediyoruz.
 
Atatürk devrimlerinin yaşaması gerektiğine inanıyoruz.
 
Bu ülkenin dinci bir şeriat düzeninde yönetilmesine karşıyız.
 
Emperyalizmin yeni silahı olan global sermayenin halk üzerinde kurduğu soygun ve sömürü düzenine karşı olmakta buluşuyoruz.
 
Daha adaletli ve eşit paylaşıma dayalı bir düzeni savunuyoruz.
 
Bu düzenin soygun düzeni olduğunu biliyoruz.
 
Laiklikten ödün vermenin demokrasinin sonu olacağına inanıyoruz.
 
Özet olarak özgürlükçü bir demokrasi hepimizin ortak paydası olduğuna inanıyoruz.
 
 DSPli arkadaşların Ahmet, Mehmet, Ali orada ise ben CHP'ye gelmem gerekçeleri kabul edilebilir bir gerekçe gibi durmuyor.
 
Her siyasi partide olduğu gibi CHP de iyiler ve kötüler,dürüstler ve hırsızlar,ihale takipçileri ve kürtçülük yapanlar olabilir.
 
Bunlara meydan vermemenin yolu ise,kendisini bunların aksi bir insan ve anlayışın temsilcisi olarak görüyorsan gel CHP ye bu insanlar karşı mücadeleni ver.
 
Sayın Kılıçdaroğlu da bu anlayışta olan insanlarla yan yana durmamaya bile tahammülü olamayan birisi olduğunu yakından biliyorum.
 
Bunu anlamak istiyorsanız CHP nin grup toplantılarını takip edebilirsiniz.
 
Bütün bunlardan sonra hem demokrasi elden gidiyor, faşist diktatörlük geliyor, ülke soyuluyor diyeceksin sonrada basit sebeplerden dolayı mücadeleden kaçacaksın.
 
Bu anlayışta olan arkadaşları politik anlamda ve ülke gerçekleri açısından gerçekçi davranmadıklarını görüyorum.Saygılarımı sunuyorum. [email protected]