WikiLeaks internet sitesi, dünyada çığır açtı.
Her şeyden önce İnternet haberciliğinin evrensel olarak ne kadar hızlı yayıldığını ve ne kadar etkili olduğunu ortaya koydu.
Pentegon’un gizli belgelerini deşifre ederken, internet haber siteleri çalıştı, yazılı basın nal topladı.
Çok yazılıp çok çizildi.
WikiLeaks’a belgeler sızdırıldı mı, yoksa hacker marifetiyle çalındı mı?
Bunlar daha çok tartışılacak.
Hacker’ın Türkçe anlamı ‘kırıcı’…
Bu kırıcı WikiLeaks gerçekten büyük iş başardı. Amerika gibi bir devi çökertti.
Hani o gözümüzde çok büyüttüğümüz Amerika…
Peki bu kadar belge hangi ülkede büyük hasarlara neden oldu.
Açıklanan belge sayısı henüz eldekilerin binde biri. Ama Türkiye’de büyük gürültü kopardı.
Nerde ne yaparsa yapsın, ama bizim için önemli olan Türkiye…
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı olduğu bomba etkisi yarattı.
Başbakan’ı çok mu çok kızdırdı. Hem de ağzından çıkanı kulağı duymayacak kadar.
Başbakan’ın çıkışını ve Ak Partililerin olaya bakışını bir irdeleyelim.
Ve bu ülkedeki alçakları da görelim.
Başbakan iddiaları yazan-çizen dillendiren herkese çok ağır konuştu. Yani bir ana-avrat demediği kaldı.
Adam haklı; Türk bankaları dururken İsviçre bankalarında ne işi var.
Şimdi alçaklar sadece gazeteciler ve CHP’liler mi? Yoksa Ak Parti içinde de ‘alçaklar’ var mı?
Peki sizce WikiLeaks belgeleri açıkladığı ilk günlerde Amerika’da bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ziyareti çok mu tesadüftü?
Peki Davutoğlu belgelerin açıklanmasından sonra yaptığı yorumda; “Bu belgeler Türkiye’nin ne kadar küresel bir ülke durumuna geldiğini” söyledi. Yani bir yerde belgeleri onaylamış oldu.
Arkasından yine eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış çıktı dedi ki; “Bu belgeler bizim için önemli. Biz para versek bu reklamı yaptıramayız.”
Ve yine Ak Partiden bazı başkan yardımcıları ve milletvekilleri belgeleri onaylayan tarzda açıklamalar yaptılar.
Peki bu belgelerin kaynağı hep aynı. Bi belgeler ya doğrudur, yada hepsi deli saçmasıdır.
Bu belgeleri ‘Başbakan otoriter, lider, olaylara hakim v.s’ gibi konulara bakarak legalleştirir güvenli kılarsanız, aleyhte olan belgelerde doğru niteliği taşır.
Yani işime gelen doğru, işime gelmeyen yanlış.
İşte Ak Partililerin ilk açıklamaları böyle oldu.
Oysa Başbakan Erdoğan, Libya’ya giderken kendisine sorulduğunda iyi bir mesaj vermişti:
-Eteklerindeki taşları bir döksünler görelim, ona göre yorum yaparız.
Bundan daha doğru yaklaşım olabilir mi?
Taşlar dökülmeye başlar başlamaz, Ak Parti içindeki bazıları merakla başladılar konuşmaya…
Belgeleri doğru bulanlar, para versek bu kadar reklam yaptıramayız diyenler o zaman Başbakan’ın İsviçre Bankalarında olduğu iddia edilen hesabını da kabullenmiş oldular.
Hani bir ata sözü vardır Anadolu’da…
-Anandan evvel ahıra koşma…
Şimdi bu ülkede; Amerikan diplomatlarının yaptığı suçlamaları mesleği gereği yazan-çizen tüm medya mensupları ‘alçak’ oldu.
'Bunun hesabını soracağız, peşini bırakmayacağız' diyen bilumum muhalefet partilerinin liderleri ve mensupları da ‘alçak’ oldu.
Peki; Ak Parti içinde yaptığı açıklamalarla WikiLeaks belgelerini ‘Türkiye için iyi’ diye sonun Ak Partililer ne oldu?
Onların adını da Başbakan Tayyip Erdoğan koysun…
Not: Yüksekte kalan tek MHP lideri Devlet Bahçeli oldu…