Türkiye tarafından da imzalanan, BM engelli hakları sözleşmesi 50 maddeden oluşuyor. Bu sözleşmeyi imzalayan devletler, engellere karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmak, yaşam standartlarını düzeltmek gibi yükümlülükler getiriyor.
Sözleşmenin amacı, engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden eşit şekilde yararlanmasını teşvik etmek, korumak ve sağlamak ve dahası doğuştan sahip oldukları onuru saygıyı güçlendirmektir. Engelli kişiler çeşitli engellerle karşılaşmaları halinde diğerleri ile eşit şekilde topluma tam ve etkili şekilde katılmalarını engelleyen uzun süreli fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duygusal sakatlığı olan kişilerdir.
Engelli Çocuklar
1. Taraf Devletler, engelli çocukların diğer çocuklarla eşit bir şekilde tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam olarak yararlanmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alacaktır.
2. Engelli çocuklarla ilgili tüm eylemlerde, çocuğun üstün yararının gözetilmesine öncelik verilecektir.
3. Taraf Devletler, engelli çocukların diğer çocuklarla eşit bir şekilde kendilerini etkileyen her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkına sahip olmasını, yaşlarına ve olgunluk seviyelerine göre görüşlerine önem verilmesini ve bu hakkın tanınması için engellerinin çeşidine ve yaşlarına uygun destek sunulmasını sağlayacaktır.
Evettt ….
Bekir Doğan ve Hayrullah Doğan kardeşler. Ben onları bir etkinlik de tanıdım. Bekir elinde eski bir telefon ile numara kaydetmeye çalışıyordu. Benim numaramı da istedi . Bende numaramı verdi. Bir yandan da hayretle onu izliyordum. Ailenin ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Çocukların en azından zihinsel engelleri yok gibiydi.
Hemen aklıma, kendi dertlerini, bir yerleri ağrıdığında acılarını ve sevinçlerini söyleye bilecekleri aklıma geldi.
Ne güzel diye düşündüm.
Serabral Palsi hastası zihinsel olarak iyi bir durumda olan çocuk çok az görülür.
Konuşmaya başladık…..
Kendileri Serabral Palsi hastası iki güzel çocuk. Bedensel engelleri % 90 … ikisi de zehir gibi , okula gitmişler, okuma yazma, toplama çıkarma her şeyi yaşıtları gibi öğrenmişler.
Anneleri onları yıllarca kucağında sınıfa kadar taşımış, teneffüslerde aşağı indirmiş, bayrak törenlerinde onlar ile saf tutmuş ...
Üzerine düşen her şeyi yapmaya çalışmış. Bekir ve Hayrullah Doğan kardeşlerin sınıflar okulun en üst katında imiş. Çocuklarımız, orta ikinci sınıfta okullarını bırakmak zorunda kalmışlar. Aile, okul yönetimi ile defalarca konuştuğu halde, bir çözüm getirememişler. Anneleri, büyümekte olan Bekir ve Hayrullah’ı her gün okula götürse de yukarı taşıyamamış… Annenin, yaşadığı sağlık sorunları buna engel olmuş.
Peki o zaman
Türkiye’nin de imzaladığı Birleşmiş Milletler Engelli Hakları sözleşmesi ne işe yarıyor?
Sınıf en üst kattan, engelli çocukların rahat gidip gelebilecekleri giriş katına neden taşınmıyor?
Bu soruları sormanın bir anlamı olmadığını düşüne bilirsiniz.
Bekir ve Hayrullah….
Deneyimsiz, engelli haklarının ve engelli olmanın ne demek olduğunu bilmeyen insanlar tarafından , eğitim hakları ellerinden alınmış iki güzel insan.