İstanbul 5.8 şiddetinde depremle sarsıldı. Orta ölçekli denilebilecek nitelikte bir deprem... Yani Şiddet 6'nın üzerinde olsa ne olurdu... 

İstanbul'lu büyük bir korku yaşadı. Geceyi sokaklarda, parklarda, sığınma alanlarında geçirdi.

Bu 5.8 şiddetindeki deprem; İstanbul gibi günlük nüfüsü 20 milyona yaklaşan, yerleşik nüfusu 15 milyonun üzerinde olan bir şehir için önemli bir gelişme... Yetkililer ve yaşayanlar için önemli bir sınav...


Evet bir imtihan…

Ciddi hasar olmayan, şans eseri ölüm ve ciddi bir yaralanma vaakası yaşamadığımız bu depremde bile devletin birimleri, kurtarma ekipleri, belediyeleri nasıl bir sınav verdiler.
Böyle bir depremde devletim kurumları birlikte olup birlikte çalışacakları noktada ekranlardan birbirilerine otup tuttmaya başladılar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, deprem sonrası neredeydi? diye bir soru geliyor diğer iktidar mensupları tarafından. Televizyonda Depremle ilgili açıklama yapılıyor, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay açıklama yaptı.

Yanında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum var...

Depremla ilgili açıklamaların ardından depremle ilgili siyasi açıklamalar geliyor.

İnsan hayatı siyasete alet edilemez...

Bu toplantıda sosyal medya mesajları tartışıldı. Evet bu sosyal medyada insanların beynini bulandırmak için öyle mesajlar yayınlanıyor ki... Bunlara itibar etmeyin ...  Resmi kaynaklar önemlidir.

Ancak bu gün resmi kaynaklar da bile yanıltıcı bilgiler veriliyor ne yazık kı...

İlk dikkatimi çeken,  Bu toplantıda neden Büyükşehir Belediye Başkanı Ekram İmamoğlu yok tu?

Bu afet olayı ve insanlara hizmet, devletin görevidir ve devlet işleri siyasetin üzerinde olmalı.


*****       *****


İstanbul’da 1999 yılın depreminden sonra  470 adet çok büyük çaplı toplanma alanı tanımlanmış, şimdi 77’si kalmış.

Bu bilgiyi  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekram İmamoğlu veriyor.

İmamoğlu; "Bugün sayılar şöyle; İstanbul genelinde 2864 park ve buna benzer alanların toplanma alanı şeklinde AFAD’a bildirildiği söyleniyor. Bu alanlar toplanma alanı şeklinde gerekli fiziksel şartlara sahip değil."

Bu bilgiler gerçekten çok önemli...

Geçtiğimiz yıllarda, toplanma alanlarının imara açıldığı, birilerine peşkeş çekildiği yolunda haberler yapılmıştı...

İstanbul gibi nufusu sürekli artan bir ilde bu dadarına da pes demekten başka birşey kalmıyor.

Peki İstanbul’da beklenen 7 şiddeti ve üzeri deprem meydana geldiğinde ne yapılabilir, nasıl bir sonuç alınabilir, enkaz altında kalan vatandaşlar nasıl kurtarılabilir?

Bu sorulara cevap vermek zor.

İstanbul’un bir çok yerinde geçmişte deprem toplanma alanları olarak bırakılan bazı yerlerin bile imara açılıp beton yığıldığını biliyoruz.

İstanbul’da eskiden tek katlı gecekonduların bulunduğu noktaların şimdi beton yığını gökdelenler haline dönüştüğünü görüyoruz.

İstanbul’da sokaklarda deprem olmadan bile yayalar için yürüyecek yol kalmadığı açık ortada.

Çarpık yapılaşma, otopark sorunu nedeniyle, otopark haline gelen kaldırımlar…

Muhtemel bir depremde meydana gelecek bir yıkılmalarla kapanacak yollar ve ulaşılmaz noktaları düşününce aklım duruyor…

Şu güzel İstanbul şehrimizinim hangi bölgesi olursa olsun, eski İstanbul Fatih… Bir düşünsenize….

Fark etmez, Eyüp, Kadıköy, Üsküdar, Gaziosmanpaşa, Zeytinburnu, Bağcılar, Bahçelievler, Avcılar…

Neresini düşünürseniz düşünün… Sıra sıra binalar. Nefese alacak yer olmayan sokaklar, caddeler…

**** ***** ****** ****** *****

Bu sıkıntı sadece İstanbul’da değil… Türkiye’nin her noktasındaki illerimizde var ne yazık ki…

Türkiye’de hiçbir kentte, şehircilik anlamında bir plan proje göremiyorum doğrusu…

Her şey rantiye üzerine kurulmuş bir şehircilik anlayışımız var ne yazık ki!

Bugün İstanbul’a baktığımızda rast gele dikilmiş gökdelenler, yüksek yapılar…

Bunları yaptıran ve izin veren zihniyet bu gün yüksek bina karşıtı bir tutum içinde…

Bu zihniyet hala iktidarda, ama konuşurken zannedersiniz ki muhalefet…

Yapılanları eleştiriyor.

Ama Cumhurbaşkanı Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, “İstanbul’a İhanet ettik” diyor…

Peki, İstanbul’a ihanet ettiyseniz, bu ihaneti yok edebilirsiniz.

İhanet ettiğiniz noktaları yıkın, ihaneti ortadan kaldırın…

**** ***** ***** ***** *****

Şimdi şu son çökme olayını gördükten sonra, İstanbul’da meydana gelecek bir depremin nelere mal olacağını düşünmek bile akıl durduruyor.

Deprem uzmanları da her seferinde İstanbul depreminin milyonların ölümüne neden olabileceği tezini savunuyor.

Beklenen 7 ve üzeri şiddette bir depremde enkaz noktalarına bile ulaşmak kolay olmayacak. Bu deprem bölgelerinde kurtarma ekiplerinin ulaşımı haftayı bulacaktır. Böyle bir durumda ise yaşamak mümkün değil…

Oysa İstanbul’u afetlerden koruyacak, bir afet sırasında neler yapılabilir, insanlarımızın hayatı nasıl kurtarılabilir bunların üzerinde duran yok.

Tabi bunlar şunu da diyebilir…

Bir deprem olsun da İstanbul’u ondan sonra şekillendiririz…

Nüfus ta azalır… Düşünsenize 4-5 milyon insan hayatını kaybetmiş…

Son Söz: İstanbul’da deprem olayı ciddi olarak düşünülmeli ve olası bir duruma karşı neler yapılmalı, hangi bölgelerde mahallelerde, cadde ve sokaklarda binalar buna karşı dayanıklı değil… Buna karşı neler yapılabilir, En az zayiatla nasıl atlatılabilir… Devletin bu konuda ciddi bir adım atması lazım. Buna göre kentsel dönüşüm yapması lazım. Gecekondular depreme dayanıklıdır… Çünkü tek katlı binalardır. Onları değil, çürük binaların bulunduğu bölgelerde kentsel dönüşüm yapalım…

Yanı rantsalı bırakıp kentsel dönüşüme bakalım