Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen kentlerden olan Hatay’da yurttaşlarla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

Teşekkür ederim. Beni büyük bir dikkatle dinlemenizi isterim. Bir çadırdayız, ortam biraz sıcak, benden önce konuşan arkadaşlara; ev hanımından esnafa kadar, dernek başkanına kadar, genç işsiz arkadaşıma kadar herkese yürekten teşekkür ederim, acılarını dertlerini dile getirdikleri için.

Birkaç temel konuda düşüncelerimi açıklayacağım. Birincisi şu, büyük acılar yaşadınız. Buraya beşinci kezdir geliyorum. Depreme maruz kalan, yakınlarını kaybeden herkese yeniden başsağlığı diliyorum. Sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Herkesi ama herkesi yürekten kucaklıyorum. 

"BEŞ KURUŞ ALMADAN YAPACAĞIZ"

İki konuda düşüncelerimi aktarmak isterim. Bunlardan birincisi; evleri yıkılan, işyerleri yıkılan, ahırı yıkılan herkesin ama herkesin evini, işyerini, ahırını yapacağız. Beş kuruş almadan bu binaları, daireleri, işyerlerini teslim edeceğiz. Bu konuda bütün çalışmalarımız büyük ölçüde tamamlanmış durumda. 5 yıl ödemesiz, 20 yıl vadeli çok düşük faizle uluslararası krediler de bulunmuş vaziyette, sözleşmeler yapılmış vaziyette. Hiç kimse endişe etmesin, söz verdim mi mutlaka ama mutlaka yapacağım. Nokta. 

İki; depremle ilgili ikinci konu.  Bölgenin Adıyaman’dan başlayarak, Adıyaman, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Osmaniye, Adana, Hatay... Bütün bu bölgelerin yeni bir üretim üssü olması için ayrıca çaba harcayacağız. Yeni bir üretim üssü. Çünkü 1 milyona yakın konut yapılacak. Yani inşaat, yani bağımsız bölüm yapılacak. 1 milyon... 5 kapı olsa 5 milyon kapı, 5 tane musluk olsa 5 milyon musluk üretilecek demektir. Bunların tamamını bu bölgede yapacağız. Fabrikalar bu bölgelerde kurulacak ve üretim bu bölgelerde olacak. Bu bölgelerden malzemeler alınacak ve o malzemelerle bu bölgelerde binalar, iş yerleri, her şey bu bölgede üretilecek ve bu bölge kazanacak, bu bölgede istihdam yaratacağız. 

Yaralar sarıldıktan sonra da bu bölge aynı zamanda Akdeniz'in, Ortadoğu'nun ve Afrika'nın en büyük üretim bölgelerinden birisine dönüşecek. Bunu hafızanızın bir yerine yazın. Göreceksiniz bütün bunlar yapıldığında depreme dayanıklı evlerde oturacaksınız, işsizlik sorunu son bulacak, ihracat merkezi olacak bu bölgelerin tamamı ve Türkiye üretecek, Türkiye kazanacak. Herkes üretecek, herkes kazanacak. Her alın terinin değeri olacak. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç'i kabul etti: Balkanlar’da istikrarı destekliyoruz Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç'i kabul etti: Balkanlar’da istikrarı destekliyoruz

İkinci konu. Sığınmacılar. Bu konuda büyük şikayetler var biliyorum. Sadece sanmayın bu şikayet Hatay’da. Türkiye’de 81 var. 81 ilin tamamında da aynı şikayetler var. İktidar sahipleri diyorlar ki biz sığınmacıları göndermeyeceğiz. Önümüzdeki seçim bu bağlamda önemlidir. Elini vicdanına koyan ve gerçekten de sığınmacıların ırkçılık yapılmadan kendi ülkelerine gönderilmelerini sağlayan projemiz hazır. Bu konuda liderler karar verdik. En geç iki yıl içerisinde herkesi kendi ülkelerine göndereceğiz.

Bu konuda siyasi parti liderleri olarak, yani Millet İttifakı olarak anlaştık. Bu konuda görüşlerimizi Ortak Mutabakat Metninde yazdık. Ortak Mutabakat Metnindeki kurallara, ilkelere aynı şekilde uyacağız ve bunları kendi ülkelerine yolcu edeceğiz. 

Şunu da ifade edeyim; Geri Kabul Antlaşması yaptılar, yani Türkiye'yi bir anlamda sığınmacı deposu haline getirdiler. Asla ve asla Türkiye'yi bir sığınmacı deposu yapmayacağız ve Türkiye'yi buradan kesinlikle çıkaracağız. Suriye’yle de barışı sağlayacağız. Suriyeli kardeşlerimiz hafta sonu isterlerse Türkiye’ye gelebilirler. Düğünlerini yapabilirler, eğlenebilirler ama kendi ülkelerinde huzur içinde yaşamalarını isteriz. Türkiye’yi bölgenin en büyük üretim üssü yapacağız ve Türkiye bütün bölgenin ve Ortadoğu’nun da aynı zamanda güvencesi olacak. Barışın, sevginin, dostluğun güvencesi olacak. Bunu da yapacağız.

Kısaca bir düşüncemi daha ifade edeyim. Öteden beri, yani düşündüğümden beri, yani siyasete girmediğimden beri terörü her yerde ve her ortamda bir insanlık suçu olarak ifade ettim. Kim teröre destek veriyorsa, kim teröristlerle yan yana duruyorsa, kim onların musluğuna su taşıyorsa Allah bin belasını versin!

Değerli arkadaşlarım, terör nereden gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin, hepimizin ortak mücadele etmesi lazım. Beni derinden üzen olay şu. Bu konuyu lütfen ama lütfen sessiz dinleyin. Siyaset ahlak işidir. Ahlaklı adamların siyaset yapması lazım. Siyasetçi rakibine elbette ki sert sözler söyleyebilir, buna da saygı duyarım. Birbirimizi eleştirebiliriz, buna da saygı duyarım. Ama siyaset; rakibine iftira atmak, rakibine kumpas kurmak değildir. Allah bizi kumpasçılardan, Allah bizi sahtekarlardan korusun. Sahtekarlık yapandan cumhurbaşkanı olmaz. Dolayısıyla bizim ahlaki değerler üzerine siyaset yapmamız lazım. Ahlaki değerler üzerine siyaset yapılmıyorsa bir sorunumuz var demektir. Daha düne kadar bizim terör örgütleriyle işbirliği yaptığımızı söylediler. Bununla ilgili sahte videolar hazırladılar. Ve dün televizyona çıkan kişi, evet montajlı görseller yaptıklarını ve bunu vatandaşlarla kullandıklarını, onlara anlattıklarını ifade ettiler. Allah'a sığınıyorum Allah’a. Haksızlık karşısında, iftira karşısında Allah'a sığınıyorum.

Rahmetli babam derdi ki, ‘Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur’ diye. Samimi söylüyorum; her yerde, her ortamda hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşlarımı kucakladım. Her türlü iftiraya maruz kaldım, her türlü saldırıya maruz kaldım, linçlere maruz kaldım ama bu ülkenin güzel insanlarını her zaman kucakladım. Her zaman sizinle beraber oldum. Hiçbir ayrım yapmadım. Hiçbir ayrım da yapmayacağım. Size söz veriyorum. 85 milyona söz veriyorum. 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım ve 85 milyonu kucaklayacağım. Söz veriyorum!

Elbette ki birleşe birleşe kazanacağız. Bu ülke bizim ülkemiz. Çok güzel bir ülkemiz var. Ülkemizde huzur içinde yaşamak isteriz, ülkemizde beraber yaşamak isteriz. Ülkemizde birisinin bir derdi varsa o derdi paylaşmak isteriz. Kimsenin ayağına basmak istemeyiz. Kimsenin aleyhine kötü bir söz söylemek istemeyiz. Dolayısıyla yeni bir siyaset anlayışına, ahlak ve erdem üzerine inşa edilmiş bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var. Rakibimiz olabilir, rakibimizle ilgili eleştiri yaparız ama rakibe kumpas kurmayız. Rakibe arka kapıdan gidip de, onun aleyhine olmayan olayları olmuş gibi de göstermeyiz ve böyle de sunmayız. Çünkü biz ahlaklı ve erdemli insanlarız. Ahlaktan ve erdemden yoksun insanların devletin tepelerinde işi yoktur. Bunu da bilmenizi isterim. 

Buradan bir konuya daha değineyim. Bakınız, Amik Ovası dünyanın en verimli ovalarından birisi. Hububat toplanmaya başladı, ağır ağır toplanacak ama hala hububatla ilgili taban fiyat açıklanmadı. Buradan açık ve net çağrı yapıyorum iktidara. Neden bu fiyatı açıklamıyorsunuz, neden? Açıklamazlarsa yarın ben açıklayacağım. Bizim öngördüğümüz düzende, buğday için taban fiyatımız budur diye açıklayacağım. Şimdi çağrı yapıyorum, seçim sonu değil şimdiden açıklayın. 

Belediyelerimiz, bu bölgede ve depremin yaşandığı bütün bölgelerde vatandaşa hizmet etti. Hiçbir ayrımcılık yapmadı. Hiçbir ayrımcılığı asla aklının ucundan bile geçirmedi. Ben hepinizin huzurunda bütün belediye başkanlarımıza yürükten teşekkür ediyorum. İyi ki onlar var, iyi ki onlar sizlere hizmet ediyorlar. 

Hepinize tekrar en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 

Sandığa gitmeyi unutmayın! Oy kullanmayı unutmayın! Vatanseverliğinizi unutmayın! Vatanseverlik, oy kullanmaktır! Vatanseverlik, adaleti ve ahlakı isteyenleri iktidara taşımaktır! Vatanseverlik, bu ülkede huzur içinde yaşamaktır! Vatanseverlik, huzuru sağlayan bütün alt koşulları hazırlamaktır!

Tekrar hepinize yürekten sevgiler, saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun diyorum. 

Editör: MURAT AYDIN