Seçim tarihi gün olarak net değilse bile ay olarak net. 2011 Haziran.

Seçim provası gibi bir referandum yaşandı. Bu referandumdan herkes dersini almış .

Evet almış diyorum; Çünkü, Ak Parti referandum oylarını kaybetmemek üzere çalışmalar yapıyor.

Ak Partiye gerek de kalmıyor. Destekçi medya, partiden daha iyi çalışıyor ve diğer partilerin içini dışına getiriyor. Karıştırdıkça karıştırıyor.  Haklı olanlar bile zaman zaman haksız duruma düşebiliyor. Çünkü medya yukarıdan nasıl pompalarsa aşağıdan halk öyle görüyor.

BDP gerçeği görmüş olacak ki, açılım maçılım hikaye, baraj düşmeyecek…

CHP’nin ipine el uzattı.

CHP’de parti içinde revizyon yaparak kendi içinde açılımı sağladı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu başbakana inat Paris, Diyarbakır, Urfa gitmedik yer bırakmadı.

MHP ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın göz diktiği küskün ülkücüleri tekrar partiye kazandırmak için yoğun çaba harcıyor.

Bahçeli rakibi Koray Aydın, kendisini çok ağır sözlerle eleştiren Ozan Arif ve eski Ülkü Ocakları Başkanları ile bire bir görüştü.

MHP ve CHP cephesinde işler hiçte kötü gitmiyor. Ancak, bazı isimler var ki;’ gelişmelerde liderleri yıpratmak, yapılan çalışmalar boş ‘ der gibi bir kısım medyaya demeçler vererek kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.

Nereye hizmet ettikleri belli değil.  Prof. Vedat Bilgin,  Bahçeli’nin ülkücülere çağrısını öyle bir yorumlamış ki: "Ulusalcılık sendromu"nun etkisi ile MHP içinde yeni kopmalar yaşanabilir. MHP baraj baskısı altında bir can simidi olarak ulusalcı seçmene kapılarını açacak mı, yoksa ulusalcılık kuşatmasını yararak kendisini yeni bir milliyetçilik anlayışıyla konumlandırabilecek mi?”

Bahçelinin danışmanlığını yapmış. Oradayken MHP iyi, her şey güzel, kopunca her şey kötü.

Başbakan açılım politikası yaparken, Ahmet Kaya’dan şiirler okurken iyi, Kılıçdaroğlu Ahmet Kayanın mezarına gidince, ‘vatan haini’.

Başbakan, BDP ‘nin de ötesinde PKK ile görüşmelere müsaade ederken her şey demokratik haklarla ilgli, CHP-BPD ittifakı olunca, CHP bölücülerle iş birliği yapıyor.
Türkiye’de zihniyet ne yazık ki böyle… Türkiye’de kimsenin kimseye tahammülü kalmamış.

Ben yaparsam iyi sen yaparsan kötü…

Böyle zihniyet dalgalanmalarıyla hiçbir yere varamayız.

Gelelim CHP-BDP ittifakına… Böyle bir ittifak en çok MHP’ye yarar. CHP Batı ve Akdeniz’de ciddi o kaybına uğrayabilir. Bunun götürüsü kadar doğuda oy alır.

Yani bir hesap yaparsak, BDP CHP’ye en az yüzde 7 ekler.

CHP’den de en az yüzde 5 gider.

CHP’den giden çoğunlukla MHP’de yer bulur. DSP’de birde bu işten sebeplenir. Bir de HEPAR var, başkanlığını Osman Pamukoğlu yapıyor. Yani Ulusalcı CHP oylarından buralara kaymalar olur.

MHP ile ilgili baraj altı çok dillendiriliyor. Ancak ben böyle bir  ihtimal görmüyorum. MHP bu dönem alacağı oyla herkesi şaşırtabilir.

MHP’yi barajın altında tutmak Türkiye’ye rol biçenlerin politikası.

CHP-BDP olası ittifakı MHP’ye en az yüzde 5 yansır.

Peki bu iş AK Partiye nasıl yansır.  Ak Parti oylarında ‘sol ittifak’ bağlamında yüzdelik düşüş olmaz. Ancak, Doğu ve Güney Doğu ile İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa gibi büyük illerde ciddi milletvekili kaybına uğrar.

Mesela Diyarbakır’da yüzde 70 oy alan BDP ancak iki milletvekili çıkarabiliyor.

Neden Türkiye barajı olduğu için bağımsız adaylarla seçime giriyor.

Barajın düşük olduğu bir seçim sisteminde Diyarbakır’da Ak Parti 2-3 milletvekili alabilecekken, bu sistemde tam sersi oluyor. Ak Parti :8, bağımsızlar:2

Sol ittifak Ak Partiye en az 50 milletvekiline mal olur.


Şimdiden eleştiriler başladı.

CHP - PKK’yı meclise sokacak. CHP sokmadı da ne oldu. Girmediler mi. 

BDP milletvekilinin söylediği gibi, APO’da bir gün Meclise girerse kimse şaşırmasın.

Biz istediğimiz kadar bebek katili, bölücü başı v.s hakaretleri yapalım.

Bu işin yolu açıldı bir kere… Bundan sonra kimse durduramaz.

Seli durduramazsınız, belki yolunu değiştirirsiniz.


Bugün Kürdüm diyenler el üstünde tutulurken, Türküm diyenler, ulusalcılıkla, kafa tasçılıkla, Ergenekonculukla, faşistlikle suçlanıyor…

Ülkenin geldiği yer burasıdır.

Herkes hesabını ona göre yapsın…

Kimse muhalefet güçleniyor diye korkmasın. Gerçek ve sağlıklı demokrasiler için güçlü muhalefetler gerekir.

Güçlü hükümetler güçlü muhalefetlerle var olur. Güçlü devletler de güçlü hükümetlerle var olur.